Piyasalar

Milli Vicdani Bakış Yazarı Ortadoğu Uzmanı Dr.Ömer ÖZKILICIK beyin UMRAN ARAŞTIRMA MEKEZİ için hazırladığı "TÜRKİYE'NİN ORTADOĞU VE TERÖR POLİTİKASINA IŞIK TUTACAK ÇALIŞMASI"

  • 27
Punto:

YPG’nin Başarısız Seçim Denemesi – Örgüt, Şam  Alternatifini mi Seçecek?

Ömer Özkızılcık
19.07.2024

Giriş
YPG terör örgütü tarafından ilan edilen yeni toplumsal sözleşme ile ‘Kuzey ve Doğu Suriye
Özerk Yönetimi’ adı ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ olarak
değiştirilmiştir.(1) Bu toplumsal sözleşmenin ilanıyla beraber, Suriye Demokratik Konseyi
ABD Temsilciliği, ABD'deki ünlü lobi şirketi Brownstein Hyatt Farber Schreck ile anlaşma
sağlamıştır.(2) Anlaşmanın ilk maddesi, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk
Yönetimi’nin ABD tarafından resmen tanınmasıdır. Örgüt, anayasa ilanıyla Suriye'de kurduğu
devlete meşru bir zemin sağlarken, uluslararası alanda da ABD üzerinden tanınma
çabasındadır. Bir devletin var olabilmesi için diğer devletlerce tanınması gerektiği
bilindiğinden örgüt, bu hedef doğrultusunda kontrolü altındaki bölgelerde seçim yapma yoluna
gitmektedir. İlk olarak “yerel seçim” yapmak üzere 30 Mayıs 2024 tarihi belirlenmiştir. Daha
sonra bu seçim 11 Haziran 2024’e ertelenmiştir. En son, Türkiye’den gelen tepki ve ABD’den
gelen eleştiriler sonrasında seçimler net bir tarih belirtilmeden Ağustos 2024’e ertelenmiştir.(3)
Özetle YPG, Suriye'de ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ adı altındaki fiili
yapısının tanınması için çabalamaktadır ve bu yolda bazı engellerle karşılaşmaktadır. Bu rapor
örgütün Suriye’de kurduğu fiili devlet yapısının nasıl tanınması için uğraştığını, seçim süreci
için neler yaptığını, nasıl bir seçim organize ettiğini ve bu hedefi karşısında ne tür engellerle
karşılaştığını ele alacaktır.

Yüksek Seçim Kurulu
Yeni toplumsal sözleşmenin ilanının ardından yapılan ilk icraatlardan biri Yüksek Seçim
Kurulu oluşturmak olmuştur. 16 üyeden oluşan bu Yüksek Seçim Kurulu, YPG’nin ataması                                                               sonucunda oluşturulmuştur. Kurulda 5 üye Cezire (Haseke), 4 üye Menbiç (Ayn el Arab-
Kobane dâhil), 3 üye Deyrizor, 3 üye Rakka, 2 üye Tabka ve 2 üye de Afrin bölgelerinden

belirlenmiştir. Rokn Mulla İbrahim ve Hüseyin El Şeyh eş başkan olarak seçilmiştir.
Rokn Mulla İbrahim 1988 yılında Cezire'de doğmuştur. Arap literatürü eğitimi almış ve 2010
yılında Fırat Haber Ajansında çalışmaya başlamıştır. 2014 yılında Cezire'de ‘Demokratik
Özyönetim’ kurumunda çalışmış ve Yüksek Seçim Kurulu sözcüsü olarak atanmıştır. Hüseyin

(1) Kutluhan Görücü, „GÖRÜŞ - Terör örgütü PKK/YPG'den tehlikeli plan: Yeni toplumsal bildiri“, Anadolu
Ajansı, 12 Ocak 2024, https://bit.ly/4cQvx0z (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(2) Ömer Özkızılcık, “Her Şeye Rağmen Konsantrasyonu Kaybetmemek: Suriye”, Fokus Plus, 29 Nisan 2024,
https://bit.ly/4fmvF9Z (Erişim Tarihi: 12 Haziran 20204)
(3) Anadolu Agency, “Terror group PKK/YPG postpones so-called local elections in Syria”, 6 Haziran 2024,
https://bit.ly/4fbyt9u (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
El Şeyh ise 1984 doğumlu olup, Arap literatürü eğitimi sırasında okuldan atılmıştır. 2016
yılında örgütün kontrolüne geçen Sarrin bölgesinde, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’
için çalışmaya başlamış ve uzlaşı komitesi başkanlığı yapmıştır.

Şekil 1 Yüksek Seçim Kurulu Eş başkanları Rokn Mulla İbrahim (sağ) ve Hüseyin El Şeyh (sol)

Seçim Bölgeleri
‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ idari sınırları içerisinde 6 bölge, 40 şehir
ve 105 belde bulunmaktadır. Aşağıdaki haritada 6 bölge gösterilmektedir:

Şekil 2 Seçim Bölgeleri Haritası, Kaynak: Rudaw

Örgütün idari haritasına göre; Tel Abyad Fırat bölgesine, Resulayn ise Cezire bölgesine
bağlıdır. Afrin ise Afrin-Şehba büyükşehri olarak yer almaktadır. Haritada bu bölgeler dışında
kalan yerler hariç tutulmuştur. Ayrıca, nüfusu 100'ün altında olan yerleşim yerleri mezra
olarak, 101 ile 5 bin arasındaki yerleşim yerleri köy olarak, 5 bin ile 35 bin arasındaki yerleşim
yerleri belde olarak, 35 bin ile 200 bin arasındaki yerleşim yerleri şehir olarak ve 200 binden
fazla olan yerleşim yerleri büyükşehir olarak tanımlanmıştır.
Bölgelerdeki şehirler ve seçim bölgeleri şöyledir:

Tablo 1 Seçim Bölgelerindeki Şehir ve Belde Sayıları

Bölge Şehir Sayısı Belde Sayısı Şehirler (4)

Cezire 15 40

Dêrik, Girkê Legê, Tibespiyê, Çilaxa, Til
Hemîs, Ebû Cirin, Amûdê, Hedadiyê, Şedadê,
Ebdan, Til Temir, Mergede, Serêkaniyê,
Dirbêsiyê, Zirgan.

Deyrizor 5 21 Kîsra, Cezrat, Siwer, Besîra, Hecîn.
Rakka 3 14 Kerame, Hewes, Hezîme.
Fırat 5 10 Sirîn, Qenaya, Qadiriye, Eyn Îsa, Girê Spî.
Menbiç 2 5 Ebû Qelqel, Muhtereq
Afrin/Şehba 7 9 Raco, Cindirêsê, Mabeta, Şera, Şiyê, Şehba,

Til Rifet.

Tabka 3 6 Tebqa, Mensûra, Curniye
Seçim Kanunu ve Seçim Hazırlıkları
Örgüt, Yüksek Seçim Kurulunun oluşturulmasının ardından, 'Kuzey ve Doğu Suriye
Demokratik Özerk Yönetimi' bölgeleri için seçim kanunu, belediye kanunu ve seçim tarihini
belirlemiştir. Söz konusu seçim kanunu çerçevesinde, örgütün kontrolündeki bölgelerde
yaşayan 18 yaş üstü her bireyin seçime katılma hakkı vardır. Ancak bu hak, örgüt tarafından
verilen kimlik kartı varlığına bağlıdır ve zamansal olarak 5 senelik kimlik kartı sahibi olma
şartı getirilmiştir. Bu şartları yerine getiren herkes, yaşadığı bölgedeki belediye makamlarına
müracaat ederek seçmen kartını alabilmektedir. Seçmen kartı sahibi olmayanların seçimlerde
oy kullanması mümkün değildir.
Örgüt tarafından getirilen bu zamansal kısıtlamanın üç amacı bulunmaktadır:
Birinci amacı; zorunlu askerlik hizmeti ile en az 5 senelik kimlik kartı varlığı arasında bir bağ
kurulmuştur. Böylelikle zorunlu askerlik hizmeti ve oy kullanma hakkı birbirine bağlanmış
olacaktır. Örgüt, bu şekilde zorunlu askerlik hizmeti ve oy kullanma arasında bir denge
sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca YPG için eline silah almayı reddeden ‘asker kaçaklarının’
da oy kullanması böylelikle engellenmektedir.
İkinci amaç; Esed rejimi kontrolündeki bölgelerden örgüt kontrolündeki bölgelere göç eden
kişilerin oy kullanma imkânının kısıtlanmasıdır. Bu kişilerin örgüt propagandasına daha az
maruz kaldıkları düşünülmektedir. Ayrıca rejim bölgelerinden örgüt kontrolündeki bölgelere
göç edenlerin neredeyse tamamı Arap'tır. Bu durum, Arapların seçimlere katılımını
kısıtlamaktadır.

(4) Örgütün kullandığı ve örgüt tarafından Latin harflerle yazılan Kürtçe şehir isimlerine yer verilmiştir. Söz konusu
şehirlerin gerçek ve resmi Arapça isimlerin Latin harflerle Türkçe yazılışı kullanılmamıştır.
Üçüncü amaç ise; örgüt kontrolündeki güney bölgelerinden kuzey bölgelere göç eden Arap
nüfusun seçime katılımını sınırlandırmaktır. Deyrizor ve Rakka gibi bölgelerde yaşanan
sorunlar ve çatışmalar nedeniyle, bu bölgelerden kuzey hattına doğru Arap göçü
yaşanmaktadır. Bu göçler neticesinde demografik değişimin siyasî değişime yansıması olasılığı
örgüt tarafından önlenmeye çalışılmaktadır. Özellikle Suriyeli Kürtlerin yoğun olduğu
bölgelere göç eden Arapların oy kullanması ve demografik dengeleri etkilemesi engellenmeye
çalışılmaktadır. Suriyeli Kürtlerin ülke dışına kaçma eğilimi de bu süreçte dikkate alınmıştır.
Nitekim örgütün Suriyeli Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia etmesine rağmen, uyguladığı
zorbalıklar ve tek parti otokratik yönetim anlayışı sebebiyle Suriyeli Kürtlerin, Suriyeli
Araplara göre yurtdışına çıkma eğilimi daha kuvvetlidir.
Seçim kanununa göre her şehir ve her kasaba bir seçim bölgesi olarak kabul edilmektedir.
Belediye seçimlerine girecek olan adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurmalı ve tüm şartları
yerine getirmelidir. Resmî olarak seçimde oy kullanma hakkına sahip herkes aday olarak
başvurabilir. Başvuru süreçleri için iki farklı mekanizma belirlenmiştir. Siyasi partiler aday
göstermek için doğrudan Yüksek Seçim Kuruluna başvurmalı ve aday belirleme süreçleri
hakkında bilgi vermelidir. Her parti, belediye başkanlığı için iki eş başkan aday göstermelidir.
Yüksek Seçim Kurulu eş başkan adaylarını değerlendirecek ve onaylayacaktır. Belediye
meclisi ve eş başkanlık için başvurulan her liste için partiler ayrı ayrı 2 milyon Suriye Lirası (=
$136,52) ödeme yapmalıdır. Partiler, aday gösterdikleri her seçim bölgesi için bir irtibat kişisi
belirlemek zorundadır.
Bireysel başvurular için adaylar, seçim bölgesindeki seçim komitesine başvurmalıdır. Seçim
bölgesi seçim komitesi, başvuruyu Yüksek Seçim Kuruluna gönderecektir. Bireysel aday
başvuruları için 500 bin Suriye Lirası (= $34) ödeme yapılması gerekmektedir. Seçim bölgesi
seçim komitesi, örgüt tarafından atanmaktadır.
Başvuran adaylara yönelik itirazlar bölge seçim komitesine yapılmalıdır. Evrak eksikliği
durumunda Yüksek Seçim Kurulu, adaylara başvuru sürecinin son gününe kadar düzeltme
yapma hakkı tanıyacaktır. Başvurusu reddedilen adaylar, seçim yasası çerçevesinde Yüksek
Seçim Kuruluna karşı yargı sürecini başlatabilirler. Ancak bu yargı sürecinin nasıl işleyeceği
hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.
Başvuru süreci tamamlandıktan sonra, seçimden 20 gün önce Yüksek Seçim Kurulu tarafından
tüm adaylar ilan edilecektir. Seçim propagandası, seçimlerden 20 gün önce başlayacak ve
seçimlerin gerçekleşeceği tarihten bir gün önce saat 18.00'de sona erecektir. Mitingler ve diğer
seçim etkinlikleri için seçim bölgesi seçim komitesine bildirimde bulunulması gerekmektedir
ve bu etkinlikler seçim komitesinin iznine tabidir. Güvenliği sağlamakla görevli olan asayiş
güçleri, etkinlikler sırasında gerekli önlemleri alacaktır.
Seçimlerin yürütülmesi, denetlenmesi ve oy sayımının yapılması örgüt tarafından atanmış olan
seçim bölgesi seçim komiteleri tarafından gerçekleştirilecektir. Sayımlar tamamlandıktan
sonra seçim bölgesi seçim komitesi, seçim sonuçlarını bölge seçim komitesine iletecek ve
bölgesindeki tüm seçim sonuçlarını toplayarak bunları Yüksek Seçim Kuruluna gönderecektir.
Yüksek Seçim Kurulu da seçim sonuçlarını ilan edecektir.

Şekil 3 Belediye Seçimlerinde YPG Tarafından Atanan Yapıların Görev ve Sorumlulukları

Kısaca, örgütün düzenlediği belediye seçimlerinde aday belirleme sürecinden, seçim
sonuçlarının açıklanmasına kadar olan tüm süreç, örgüt tarafından atanan komitelerin kontrolü
altındadır. Örgüt istemediği hiçbir adayın seçimlere katılmasına izin vermezken, seçime katılan
adaylar da sadece örgütün belirlediği sınırlar içinde propaganda yapabilir ve seçim sonuçları
örgüt tarafından atanan komiteler tarafından belirlenip açıklanır. Örgüt, seçim sürecinde
herhangi bir şansa yer bırakmamakta ve Esed rejiminin düzenlediği seçimlerden büyük ölçüde
ilham almaktadır. Ancak, örgüt tüm önlemleri seçim kanunuyla sınırlı tutmamıştır ve bunların
bir kısmını da belediye kanuna yansıtmıştır. Bu önlemler aşağıda detaylandırılacaktır.
Seçim Tarihi ve Hazırlıklar
Yüksek Seçim Kurulu ilk başta seçim tarihi olarak 30 Mayıs 2024 tarihini ilan etmiştir. Hazırlık
sürecinde yaşanan gecikmeler sebebiyle seçim tarihi 11 Haziran 2024’e ertelenmiştir. Ancak
daha sonraki süreçte seçime girecek olan siyasî partilerin (Suriye Demokratik Konseyi,
Özgürlük İçin Halklar ve Kadınlar İttifakı, Daha İyi Hizmet İçin Birlikte Listesi ve Suriye'deki
Kürt Demokratik Birlik Partisi) yapmış olduğu çağrı(5) sonrasında seçimler Yüksek Seçim
Kurulu tarafından Ağustos 2024’e ertelenmiştir. Yüksek Seçim Kurulu aldığı kararda siyasî

(5) The Syrian Observer, “Amid Widespread Rejection, “Autonomous Administration” Postpones Elections
Again”, 7 Haziran 2024, https://bit.ly/3zLHo1f (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
Yüksek Seçim Kurulu

Seçimlerin düzenlenmesi

Adayların onaylanması

Seçimin denetlenmesi

Seçim kağıtların hazırlanması
Seçim sonuçların açıklanması

Bölge Seçim Komitesi

Bireysel aday başvuruların Seçim
Bölgesi Seçim Komitesinden
alınması ve Yüksek Seçim
Kurulu'na aktarılması
Belediye meclis üyelerin
sayıların belirlenmesi
Seçim bölgesi seçim
komitelerinden seçim sonuçların
toplanılması
Seçim sonuçların Yüksek Seçim
Kurulu'na aktarılması

Seçim Bölgesi Seçim Komitesi

Bireysel aday başvuruların
alınması ve Bölge Seçim
Komitesine iletilmesi
Seçim propagandası izinlerin
verilmesi ve güvenlik tedbirlerin
alınması
Oy kullanma işleminin
sağlanması
Oy sayım sürecin yapılması
Seçim sonuçların Bölge Seçim
Komitesine iletilmesi
partilerin çağrısının temel alındığını ve siyasî partilerin yeterli propaganda süresinin olmadığı
yönündeki itirazların haklı bulunması üzerine böyle bir yola gidildiği ifade edilmiştir.(6)
Uluslararası Gözlemciler
Yüksek Seçim Kurulu eş başkanı Rokn Mulla İbrahim yaptığı basın açıklamasıyla uluslararası
ve ulusal tüm kurum ve kuruluşları ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin
yerel seçimlerini denetlemeye davet etmiştir.(7) Ancak bu çağrı gerçek bir çağrıdan ziyade
propaganda hedefleri doğrultusunda yapılan bir davet olmuştur. Nitekim örgüt, seçimlerde ne
yerel ne de uluslararası bağımsız gözlemcilerin bulunmasına izin vermiştir.
Siyasî Partiler ve Seçime Katılım
Seçime katılacak siyasî partilerin ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nde
resmî olarak kayıtlı olmaları gerekmektedir. Kayıtlı olmayan partiler seçime katılamaz. ENKS,
özerk yönetimi tanımadığı için kayıt yaptırmamaktadır. ENKS’ye ait bürolar zaman zaman
örgüt tarafından hedef alınmaktadır.(8) Ancak seçimlerden önce özerk yönetime bağlı
‘Demokratik Millet Meclisi’ başkanı Hikmet Habib, üç yeni siyasî partinin kayıt yaptırdığını
açıklamıştır.(9)
Örgüt kontrolündeki bölgelerde örgüte müzahir siyasî partiler şunlardır: Kürdistan Demokratik
Barış Partisi, Demokratik Birlik Partisi (PYD), Suriye Kürdistan Demokrat Partisi, Kürdistan
Yeşil Partisi, Kongreya Star, Suriye Kürt Sol Demokrat Partisi, Kürdistan Kardeşlik Partisi,
Suriye Kürt Ulusal Partisi, Kürdistan Demokratik Değişim Partisi, Demokratik Mücadele
Partisi, Suriye Kürdistanı Yenilik Hareketi, Kürdistan Özgürlük Partisi, Suriye Kürt Demokrat
Partisi, Kürdistan Cumhuriyetçi Partisi, Reform Hareketi, Suriye Kürt Demokratik Roj Partisi,
Kürdistan Gelecek Hareketi, Kürdistan Komünist Partisi, Özgür Vatansever Birlik Partisi ve
Kürdistan İşçi Birliği Partisi.
Ayrıca, örgütün bünyesinde yer alan Araplar için kurulan Suriye Gelecek Partisi de seçimlere
katılacağını ilan etmiştir. Eski eş başkan Hevrin Halef, Barış Pınarı Harekâtı sırasında etkisiz
hale getirilmiştir. Ancak seçime katılım açısından durum biraz daha farklıdır. Kendi ismi ve
logosuyla seçimlere girecek partilerin yanı sıra bazı partiler ittifak yaparak veya bağımsız
isimlerle seçimlere katılacaktır. Aralarında PYD, Süryani Birlik Partisi, Demokratik Asuri
Partisi, Suriye’nin Geleceği Partisi ve Zenubiya Kadın Topluluğu’nun da bulunduğu
“Özgürlük İçin Halkların ve Kadınların İttifakı" adlı ittifak, 22 parti ve örgütten oluşmaktadır.
‘Daha İyi Hizmet İçin Hep Birlikte İttifakı’ çatısı altında ise 5 parti bulunmaktadır. İttifakta
Demokratik Yeşiller Partisi, Kürdistan Çağdaşlık Hareketi, Kürdistan Kardeşlik Partisi (PBK),
Suriye Kürt Demokrat Sol Partisi ve Kürdistan Emekçiler Birliği yer almaktadır. Bu partilerin
(6) Ömer Özkızılcık, Twitter, 6 Haziran 2024, https://bit.ly/3zJR7VL (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(7) North Press Agency, “AANES urges Intl organizations to monitor NE Syria municipal elections”, 21 Mayıs
2024, https://bit.ly/3xgBjsS (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(8) Rudaw, “US ‘troubled’ by attack on Kurdish opposition party in Rojava”, 8 Mart 2024, https://bit.ly/45oEzza
(Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
2024, Nisan ةنجل نوؤش بازحلأا ةیسایسلا يف ةرادلإا ةیتاذلا حنمت صیخارتلا ةثلاثل بازحأ ,“26” ,Online Kurd) 9(
https://bit.ly/4b1qzfV (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
yanı sıra Suriye Ulusal Demokratik İttifak Partisi, Ulusal Kalkınma ve Demokratik Değişim
Partisi ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi de seçime katılacak diğer partiler arasında yer
almaktadır.
Görüldüğü üzere örgüt, görünürde seçimlere birçok siyasî partinin katıldığı izlenimini vermek
için seçime katılan siyasî partilerin sayısını şişirmektedir. Örgütün ilan ettiği ittifak ve rakip
ittifak, örgüte müzahir tabela partilerinden başka bir şey değildir. İttifak olmaksızın seçime
giren siyasî partiler de bu bağlamdadır. Örgütün kullandığı bu strateji Suriye için yeni değildir.
Nitekim Esed rejimi de “seçimlerde özgürlük var” imajı vermek için Baas partisine müzahir
tabela partiler kurmaktadır ve seçimlere ittifaklar üzerinden girilmektedir. Böylelikle görece
olarak onlarca siyasî parti seçime katılırken, aslında tek parti seçimi düzenlenmektedir.
Ayrıntılı Belediye Kanunu ve Yerel Yönetimler
Örgütün belirlediği belediye kanunu, belediye meclislerinin ve eş başkanlarının görevlerini
detaylandırmaktadır. Belediye meclisleri, şehir isimlerini değiştirme yetkisi de dâhil olmak
üzere geniş yetkilere sahiptir. Ancak bu yetkiler, yerel meclisler tarafından belirlenen sınırlar
içerisinde kullanılabilir. Bu düzenleme, yerel yönetimlerin özerkliğini sınırlayan bir
mekanizma olarak işlev görmektedir.
Yerel meclislerin ve belediye eş başkanlarının görevleri, örgütün ideolojik hedefleri ve
politikaları doğrultusunda belirlenmiştir. Belediye eş başkanları, belediyenin yürütme organını
oluşturur ve belediyenin günlük yönetiminden sorumludur. Ancak bu görevler, örgütün
merkezî karar alma mekanizmalarından etkilenmektedir.
Örgüt, belediye meclislerinin ve eş başkanları aracılığıyla yerel yönetimlerin tam anlamıyla
özerk olmasını sağlamak yerine, onları merkezî bir kontrol altında tutma çabası içindedir. Bu
durum, özellikle demokratik süreçlerin ve katılımcı yönetim anlayışının gerçekleşmesinde
engel oluşturmaktadır.
(10) Rudaw, “ROJAVA SEÇİME GİDİYOR- 6 büyükşehir, 40 şehirde oy kullanılacak”, 24 Mayıs 2024,
https://bit.ly/3xgiDtm (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)

Belediye Birlikleri ve Federasyonlar
Örgüt, seçilmiş belediye meclisleri ve eş başkanlara karşı alınan önlemlerle sınırlı kalmamıştır.
Her bölgedeki tüm belediyeler, belediyeler birliği adı altında bir mecliste toplanmaktadır.
Belediyeler birliği, belediyelerin koordinasyonunu sağlamak, ortak politikalar belirlemek ve
merkezî yönetimle ilişkileri düzenlemek amacıyla kurulmuştur. Aynı zamanda belediyeler
birliği, belediyeler federasyonu içinde yer almaktadır. Her bölgedeki belediye birliği için iki eş
başkan ve bir yürütme kurulu seçilmektedir. Belediyeler birliği üzerinden belediye eşbaşkanları
denetim altında tutulması planlanmıştır.
Yerel Yönetimlerin Hiyerarşik Yapısı
Seçilen eş başkanlar, 'Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nde Yürütme
Meclisinde yerel yönetimleri temsil etmektedir. Yani, belediyeler birliği federasyonu eş
başkanları, ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ içinde bakan görevini ifa
etmektedir.
Örgütün Seçim İkilemi
Örgütün bir yandan seçim düzenleme zahmetine girip diğer yandan seçimin bir tiyatrodan
ibaret kalmasına neden olacak onlarca önlem almasının ardında örgütün yaşadığı ikilem
gelmektedir. Bu ikilem şöyle izah edilebilir: YPG, Suriye'de devlet kurma bağlamında tarihi
bir fırsat elde ettiğini düşünmektedir. Devletçiğin ulusal ve uluslararası alanda tanınması için
büyük çaba göstermekte, anayasal zemin ve lobi çalışmaları yapmaktadır. Meşruiyet zemini
oluşturmak için seçimleri araçsallaştırmakta, kontrol ettiği bölgelerde seçimler düzenleyerek
kendisini demokratik bir aktör olarak tanıtmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda, anayasal zemin
oluşturma ve lobi çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak, örgütün yüzleştiği en büyük engel,
demografik gerçeklikler ve uluslararası toplumun genel tepkisidir. Örgüt, kontrol ettiği
bölgelerdeki nüfus yapısını göz önünde bulundurarak seçimleri araçsallaştırmakta ve
kendilerini meşru bir demokratik aktör olarak tanıtmaya çalışmaktadır. Ancak, bu seçimlerdeki
demokratik meşruiyetin gerçekliği, örgütün kontrol ettiği bölgelerdeki demografik yapının
çoğunluğunu oluşturan Arap nüfusunun ve Suriyeli Kürtlerin büyük çoğunluğunun
muhalefetine rağmendir.
Ancak örgütün kontrol ettiği bölgelerde yaklaşık 3 milyon kişi yaşamaktadır ve bunların
%76,6'sı Arap, %19,9'u Kürt’tür. Suriyeli Kürtlerin çoğunluğu ENKS’yi desteklemektedir.
Örgüt için seçim düzenlemek büyük bir risktir. Adil ve özgür seçimlerde örgüte muhalif
adaylar kazanacaktır. Bu sebeple örgüt, 2014 yılından beri belediye seçimleri
düzenlememektedir.
Örgüt, seçim düzenlemek konusunda büyük bir ikilemle karşı karşıyadır. Özellikle adil ve
özgür seçimlerde, hem Arap çoğunluğun yaşadığı bölgelerde hem de Kürt çoğunluğun yaşadığı
bölgelerde muhalefetin galip geleceği düşünülmektedir. Bu nedenle örgüt, 2014 yılından beri
sadece kendi kontrolündeki bölgelerde sınırlı sayıda seçim düzenlemiştir.
Ulusal ve uluslararası tanınırlık ve demografik gerçeklikler arasında kalan örgüt, çözümü Esed
rejimini taklit etmekte bulmuştur. Bu süreçte, Esed rejiminden öğrenilen birçok yöntemi
kullanan örgüt, kendine ait bir seçim sistemi inşa etmiştir. PYD partisi, Baas partisinin yerini
almış ve Esed rejimi tarafından kurulan sistemi taklit ederek kendilerine uyarlamıştır. Bu yeni
yapıyla örgüt, kendisini demokratik ve meşru bir aktör olarak göstermeye çalışırken, seçim
süreçlerinde tam kontrolü sağlayarak gerçekte özgür ve adil olmayan bir seçim
düzenleyecektir. Bu sayede ulusal ve uluslararası arenada tanınmaya ve meşruiyet kazanmaya
çalışacaktır. Ancak bu hedef karşısında Türkiye’nin tutumu, ABD’nin yaklaşımı ve yerel
halkın direnişi büyük bir engel olarak şekillenmektedir.

Türkiye’nin Tutumu
Örgütün ilan ettiği yeni toplumsal sözleşme Türk medyasında ve kamuoyunda sınırlı ölçekte
de olsa gündem oldu. Ancak YPG’nin Suriye’de düzenlemeyi planladığı belediye seçimleri
Türkiye kamuoyunda bazı uzmanların yazıları haricinde çok fazla gündeme gelmedi. Ta ki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mayıs 2024 tarihinde ve Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 28 Mayıs 2024 tarihinde(11) yaptığı açıklamalara
kadar Türk kamuoyunda ciddi olarak belediye seçimleri gündem oluşturmadı. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın yaptığı açıklamada “Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı, bir 'teröristan' kurma
hedefiyle bölge halkı üzerindeki baskısını, tehditlerini ve gayretlerini yoğunlaştırdı. Örgüte
boyun eğmeyen ve haraç vermeyen insanların öz topraklarından sürülmesinden, çocuk asker
kullanımına kadar her yola başvuruyorlar. Meselenin DEAŞ ile mücadele olmadığı, doğrudan
ülkemizi ve bölgemizi hedef alan sinsi bir planın adım adım uygulandığı anlaşılıyor. Terör
örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik
mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok
net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde
bölücü örgütün bir 'teröristan' kurmasına asla izin vermeyecektir. Oldubittiler karşısında daha
evvel yapılması gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız
halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz” demesi(12)

Türkiye’nin YPG’nin düzenlemeyi planladığı seçimleri bir meydan okuma ve ulusal güvenlik tehdidi olarak                                    gördüğünü gösterdi.Yapılan bu açıklamanın Millî Güvenlik Kurulunun toplantısından sonra gelmesi, YPG’nin
seçim planlarının Ankara’daki güvenlik bürokrasisi ve siyaset tarafından devletleşme çabası
olarak görüldüğünü ve bu tarz girişimlere izin verilmeyeceğine işaret ediyordu.
Retorik düzeyde yapılan bu açıklamaların hemen akabinde Türkiye’nin ‘SİHA diplomasisi’
devreye girdi ve aylar sonra YPG’ye karşı yeniden SİHA operasyonları düzenlenmeye
başlandı. Türkiye’nin düzenlediği SİHA operasyonları, seçimlere müsaade edilmeyeceğinin ve                                                                           (11) Milliyet, “PKK'nın Suriye'deki sözde seçimine Bahçeli'den flaş yorum: Şam ile ortak operasyon yapılmalı”,
28 Mayıs 2024, https://bit.ly/3RkKMpV (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(12) TRT Haber, “Suriye’deki sözde yerel seçim ertelendi: Türkiye’nin kararlı duruşu sonuç verdi”, 6 Haziran
2024, https://bit.ly/3RqY2Jv (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
bölgede gerekli olursa askerî adımların da atılabileceğinin mesajını içeriyordu. Türkiye’nin
kararlılığını gösteren bu tutum, örgütten daha çok ABD’ye bir mesaj içermekteydi.

ABD’nin Yaklaşımı
YPG’nin ilan ettiği yeni toplumsal sözleşmeye dair ABD tarafından herhangi bir açıklama
yapılmamış ve bu anayasal metne dair olumlu veya olumsuz bir görüş belirtilmemiştir. Hatta
örgüt medyasında ABD’nin bu çekimser tutumu eleştirilmiştir. YPG’nin seçime giden süreci
boyunca ABD tarafından resmî olarak sadece bir açıklama yapılmıştır ve bu açıklamada
ABD’nin seçimleri olumlamadığı ve meşru görmediği açıkça ifade edilmiştir. ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel’in yaptığı açıklamada “Suriye'de yapılacak herhangi
bir seçim, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında da belirtildiği gibi serbest, adil,
şeffaf ve kapsayıcı olmalı. Suriye'nin kuzeydoğusunda (YPG/PKK tarafından) yapılacak
seçimlerle ilgili şu anda bu koşulların sağlandığını düşünmüyoruz ve bu görüşümüzü
Suriye'nin kuzeydoğusundaki aktörlere de ilettik” denilmiştir. (13)
YPG’li sözde yetkililerin medyaya verdiği demeçlerde ABD’nin seçimlerin düzenlenmemesi
için baskı kurduğu, seçimlerin ABD baskısı sonucunda aslında Ağustos’a ertelenmediği ve
iptal edildiğini belirttiler. YPG’li yetkililerin açıklamalarına göre ABD, 11 Haziran'da
yapılması planlanan belediye seçimlerini süresiz olarak ertelemesi konusunda örgütü uyardı.
Washington, seçimlerin yapılması halinde ciddi sonuçlarla karşılaşılacağını belirtti. ABD
Dışişleri Bakanlığının kuzeydoğu Suriye yeni temsilcisi Scott Bowles, özerk yönetim
liderleriyle görüşmeler düzenleyerek ABD’nin pozisyonunu aktardı. Bowles, Türkiye'nin
tehditlerinin ciddiyetini vurgulayarak, ABD'nin olası bir Türk saldırısını durduramayacağını
belirtti. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı, güvenlik durumunun istikrarsızlığı ve özerk
yönetimin tüm siyasî grupları temsil etmemesi nedeniyle seçimlerin yapılması için uygun
koşulların olmadığını ifade ettti.
ABD’nin kapalı kapılar ardında YPG’yi uyarması ve seçimlerin iptalini talep etmesi iki temel
olguya işaret etmektedir. Birincisi; ABD’nin YPG’nin kurmuş olduğu ‘Kuzey ve Doğu Suriye
Demokratik Özerk Yönetimi’ni resmî olarak tanımaya hazır olmadığıdır. İkincisi; ABD’nin
mevcut jeopolitik konjonktürde YPG yüzünden Türkiye ile gerilim yaşamayı istemediği ve
Türkiye ile olan ilişkilerini önemsediğidir.
Suriyelilerin ve Yerel Halkın Direnişi
Örgütün 11 Haziran’da düzenlemeyi hedeflediği seçimler karşısında Suriyeliler ve yerel halk
tarafından çok ciddi bir direniş oluşmuştur. Buna rağmen Esed rejiminin resmî kanallarından
herhangi bir açıklama veya kınama yapılmamıştır. Rejime yakın medya organları seçimleri
sadece eleştirmişlerdir.(14) Suriye muhalefeti ve ona müzahir Suriyeli yapılarla YPG’nin
Hakan Çopur ve Rabia İclal Turan, “ABD'den, YPG/PKK'nın yapacağı sözde yerel seçimlere "adil, serbest ve
şeffaf seçim ortamı yok" değerlendirmesi”, Anadolu Ajansı, https://bit.ly/3xmLUCr (Erişim Tarihi: 12 Haziran
2024)
Vecih Cuzdan, “Kurds postpone local elections in Northern Syria once again to buy time”, 7 Haziran 2024,
https://bit.ly/45ojHHZ (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
kontrol ettiği bölgelerde yaşayan sivil halk seçimlere karşı büyük bir tepki göstermiştir. Verilen
tepkilerin en başında ve belki de en önemlisi Suriye Kürt Ulusal Konseyinin (ENKS) verdiği
tepki olmuştur. ENKS’nin verdiği cesur tepki, özellikle uluslararası alanda ve ABD nezdinde
seçimlerin meşru olmadığını gösteren en önemli etken olmuştur. YPG’nin tüm sindirme
çabalarına ve saldırılarına rağmen,ENKS çıkıp kamuoyuna açık bir şekilde ve yüksek sesle seçimlerin meşru                                  olmadığını anlatmıştır.
Diğer önemli tepki Kabileler ve Aşiretler Meclisi tarafından gelmiştir. YPG’nin belediye
seçimlerine karşı 4 Haziran 2024’te düzenlenen aşiret toplantısında(17)

, YPG’nin düzenlemek
istediği seçimlerin Suriye’yi bölme girişimi olarak görüldüğü ifade edilmiş ve sert bir biçimde
reddedilmiştir. Aşiretlerin çok güçlü olduğu Deyrizor’dan gelen unsurlarca kurulan Suriye
Milli Ordusu gruplarından İnşa ve Gelişim Hareketi de seçimleri reddettiğini açıklamış ve
Suriye’nin bölünmesine karşı çıkmıştır. Suriye muhalefetinin siyasî yapılanması olan Suriye
Ulusal Koalisyonu ve onun seçtiği Suriye Geçici Hükümeti, YPG’nin belediye seçimlerine
karşı sert tepki göstermiştir. Hem Suriye halkı nezdinde hem de uluslararası alanda seçimlere
karşı net bir pozisyon almıştır.
YPG tarafından kontrol edilen bölgelerdeki halk ise pasif bir direniş göstermiştir. YPG’nin
dağıttığı seçim kâğıtlarının önemli bir kısmı halk tarafından teslim dahi alınmamıştır. YPG’nin
seçimlere katılmayanlara su, elektrik ve gıda yardımları verilmeyeceği tehditlerine rağmen(18),
bölgedeki halkın sandıklara gitmeyeceği anlaşılmıştır. Bölge halkının sandıklara gitmeme ve
pasif direniş iradesi, örgütün seçim amaçlarını baltalamıştır. Nitekim örgüt seçimlere katılım
oranı üzerinden meşruiyet devşirmeyi hedeflemekteydi. Ancak seçimler düzenlenseydi, seçim
oranı Suriye için bile rekor seviyede düşük kalması öngörülüyordu.

Sonuç
YPG’nin Suriye’de düzenlemeye çalıştığı belediye seçimleri incelendiğinde çok net olarak
ortaya örgütün ikilemi çıkmaktadır. Bir yandan seçimler üzerinden demokratik meşruiyet elde
etme arzusu varken, diğer yandan ise bölgenin demografik gerçekliği adil seçimleri örgüt için
bir siyasî intihar haline getirecektir. Bunun farkında olan YPG, Esed rejiminin Suriye’de
düzenlediği seçimlerin benzerini düzenlemeyi amaçlamış ve göstermelik seçimler planlamıştır.
Ancak Türkiye’nin kararlı ve sert tutumu, ABD’nin destek vermemesi ve Suriyelilerin direnişi
karşısında YPG’nin bu girişimi başarısız olmuştur. Resmî olarak seçimler Ağustos ayına
ertelenmiş olsa da, muhtemelen seçimler hiç düzenlenmeyecektir. Nitekim seçimlerdeki en
temel amaç, ABD tarafından resmen tanınmaktı. ABD’nin mevcut jeopolitik konjonktürde
YPG’nin kurmuş olduğu ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ resmî olarak
(15) Rudaw, “US ‘troubled’ by attack on Kurdish opposition party in Rojava”, 8 Mart 2024, https://bit.ly/45oEzza
(Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(16) Daily Sabah, “Syrian Kurdish party says PKK/YPG’s ‘elections’ doomed to fail”, 4 Haziran 2024,
https://bit.ly/3Roys8e (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
(17) Celal Musalli, “Arap, Kürt ve Hristiyanlardan ortak tepki! "Sözde seçim yok hükmündedir"”, 4 Haziran 2024,
https://bit.ly/3RkKnUr (Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)
mnBBi/45ly.bit://https 2024, Haziran دعب دیدھت عطقب معدلا .. دسق ربجت يلاھلأا ىلع مّ تسل تاقاطبلا ةیباختنلاا ,“4” ,TV Suriye) 18(
(Erişim Tarihi: 12 Haziran 2024)

13
tanımaya hazır olmadığı artık anlaşılmıştır. Amaca ulaşılamayacağı belli olmasına rağmen,
göstermelik seçimlerin düzenlenmesi çok olağan durmamaktadır.
Bu durumda Suriye bağlamında birkaç çıkarımda bulunmak mümkündür. Birinci çıkarım,
ABD’nin YPG’ye Suriye’de resmî bir devlet kurması için destek vermemesi, ABD’nin mevcut
jeopolitik konjonktürde Türkiye’yi daha fazla önemsediğine işaret etmektedir. Bu durum ise
Türkiye ile ABD arasında Suriye’de yeni bir işbirliği fırsatlarına pencere aralamaktadır.
Özellikle ABD’nin Suriye’den çekilme arayışında oluşu, Suriye’yi İran’a teslim etmek
istemeyişi ve ABD’de yaklaşan seçimler, iki NATO müttefiki arasında olası bir anlaşmayı
mümkün kılmaktadır. ABD’nin Suriye bağlamında Türkiye’ye ihtiyacı olduğu ve YPG için
Türkiye’yle düzelen ikili ilişkisini bozmaya hazır olmadığı görülmüştür.
İkinci çıkarım ise YPG’nin Suriye’de devletleşme hayalinde önemli bir eşiğe gelindiğidir.
Bugüne kadar YPG’yi yöneten PKK’nın yeni jenerasyonu veya başka bir değişle Neo-KCK
yapısı Suriye’de ABD ile işbirliği kurarak devletleşmeyi hedefliyordu. Eski jenerasyon ve
KCK ise devletleşmenin Rusya, İran ve Esed rejimi ile işbirliği sonucunda yapılabileceği
görüşündeydi. ABD’nin belediye seçimleri esnasında sergilemiş olduğu tavır, örgüte yakın
çevrelerce IKBY’nin referandum sürecine benzetilmiştir. Daha net bir şey söylemek için çok
erken olsa da, Suriye’deki belediye seçimlerinin iptali örgüt için bir kırılma anı olabilir.
Bilindiği üzere, Esed rejimin düzenlediği Baas partisi seçimlerinde YPG’ye yakın isimler üst
pozisyondaki görevlere getirilmiş ve rejim kaynaklarınca basına sızdırılan bilgilere göre Şam,
YPG ile müzakereleri yeniden canlandırmayı hedeflemektedir. Son olarak ABD’de başta
Beyaz Saray Ulusak Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Başkanı Brett McGurk’un
başını çektiği bazı çevrelerin, ABD’nin Suriye’den çekilmesi karşılığında Şam’ın, YPG’nin
kurmuş olduğu ‘Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ni resmen tanımasını
savunduğu düşünülürse, YPG’nin devletleşme arzusunda sona gelinmediği ve sadece sekteye
uğradığı ifade edilebilir.