Punto:
Dinle
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, İstanbul'da düzenlenen 2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi "Bulma Konferansı”na katıldı. Bu konferansta konuşan Bakan Selçuk, Türk eğitim sistemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Ezberi ve Taklidi Bırakıp Tahkike Geçmek İçin Buradayız
“Türkiye’nin şu ana kadar ortaya koyduğu birçok başarıyı eğitimle taçlandırmasının zamanı geldi diye düşünüyoruz. Ciddi bir beklenti var. Bu toplantının adına ‘Bulma Konferansı’ dedik. Bunu farklı bir şey olsun diye yapmadık. Bu toplum Katip Çelebi’den beri arıyor. Artık bulalım. Tanzimat'tan beri arıyoruz, artık bulalım. Bulduğumuz şey aslında olduğumuz şey. Dolayısıyla bulmak ve olmak arasındaki ilişkiyi kurduğumuzda meselenin büyük kısmı çözülmüş olacak. Biz bulmak için buradayız. Bir taraftan da ezberi ve taklidi bırakıp tahkike geçmek için buradayız. Biz biraz araştırma için, sorgulama için, akıl için, kalp için buradayız”
Eğitimde Kıyameti Koparmamız Lazım
“Dahi sayısı, üstün zekalı sayısı bizim ülkemizin nüfusu kadar olan ülkeler var dünyada. Başka bir rekabet var. Başka bir anlayış var dünyada. Başka bir bilim ve teknoloji var. Bizim kıyameti koparmamız lazım eğitimde. Bir şey yapmamız lazımın ötesinde kıyameti koparmamız lazım. Bunu yaptığımızda çok daha farklı bir çağ geliyor. Dijitalin, biyolojik olanın ve fiziksel olanın birlikte olduğu bir tekillik çağı geliyor. Bizim bu çağa hazırlanmamız lazım. Sadece gelecek için değil, şimdi için bir şey yapmamız lazım. Eğitim çocukları geleceğe hazırlamak değil, çocukları şimdiye uyandırmaktır. Şimdiye uyanmazsanız gelecek tasavvurunuz olmaz”
Ortak Akla Değil Sivri Akla İhtiyacımız Var
“Ezberleri bozmamız lazım. 20 kişinin 18’inin ortak karar kıldığı bir ortak akıl bizim problemimizin çözümü değildir. Bizim problemimiz o kadar devasa ki, bizim sivri akıllara ihtiyacımız var. Ortak akıl ortalama akla götürür, ortalama problemler söz konusu ise. Bizim sivri akıllara ihtiyacımız var, çünkü derdimiz büyük. Bizim şöyle bir derdimiz var. ‘Biz’ olmak istemiyoruz. ‘Biz’ diyen birisi varsa ‘onlar’ diyordur. Biz hepimiz olmak zorundayız. Biz olmayı aşmak durumundayız. Eğer biz hepimiz olursak o zaman çokluk içinde birlik ne demektir buna varırız. Biz bu manada inanın bir reform peşinde değiliz. Biz formun kendisi ile ilgilenmiyoruz. Biz inşa ile ilgiliyiz, biz ihya ile ilgiliyiz. Yenilenerek dönüşmek peşindeyiz. Biz inovasyon peşinde de değiliz.”
Bir Bitkinin Yeniden Filiz Verebilmesi İçin Önce Tohumunun Çürümesi Gerek
Bakan Selçuk, herhangi bir bitkinin yeniden filiz verebilmesi için önce tohumunun çürümesi gerektiğini ifade ederek, “Çünkü yeni filiz zaten tohumu getirecek size. Bin senedir duran bir tohumu muhafaza etmenin bir alemi yok. Onun toprakta dağılması gerekiyor, yeni filiz vermesi gerekiyor. Biz hala kısırlaşmış bir tohumu muhafaza etmeye çalıştığımızda muhafaza ettiğimiz şeyin bizi zehirlediğini fark ederiz. Bu anlamda biz ‘her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır’ demek için buradayız. Biz dışarıda propagandist biçimde çocuklara verilen hayattan uzak bayat müfredatlar sorgulanması gerektiği için buradayız. Eğitim ve zorunlu kelimesini yan yana getirenlere ‘durun’ demek için buradayız. Pedagoji ile formasyon kelimesini yan yana getirenlere ‘çok komiksiniz’ demek için buradayız. Biz eğitimi endüstrinin ihtiyacı ile sınırlayanlara ‘lütfen gökyüzüne bakın’ demek için buradayız. Biz milyarlarca yıldır her gün doğan ama asla bıktırmayan güneşi anlamak için buradayız. Güneş olmak için, yağmur olmak için buradayız. Çünkü güneş hiçbir nebatı, çocuğu ayırmadan hepsini ısıtır. Yağmur size su varsa size yok demez, ne varsa herkese dağıtır. Böyle olduğumuzda mutlak suretle hakikat kelimesini kullanmanın iznine de erişmiş oluruz. Bir artı ve eksinin çarpışması sonucu ortaya çıkan enerji için buradayız. Kutupsuz sevgi için buradayız, artı eksi için burada değiliz”
Çocukların Sınıfa Giriş Hızı İle Sınıftan Çıkış Hızları Arasındaki Fark İnanılmaz
Eğitim sisteminde kavramların yeniden sorgulanması gerektiğini söyleyen Bakan Selçuk, “Basit bir kelime söyleyeyim size; teneffüs kelimesi. Bir ders olur, bir dalgıç denizin dibine girmiştir. Aşağıda o kadar bunalır ki birden yukarı çıkıp teneffüs eder. Ders nedir ki çıkıp da teneffüs alma ihtiyacı doğurur. Bu teneffüse teneffüs diyen ne kadar zeki bir adammış. İçeride yapılanın farkındaymış. Neden Türkiye’de sınıfların kapılarının iç tarafının boyası aşırı derece silinmiş ya da kapının iç tarafı kırılmıştır. Kapıların dışında bozulma yoktur. Çünkü çocukların sınıfa giriş hızı ile sınıftan çıkış hızları arasındaki fark inanılmazdır. Bütün bu kelimelerin üzerinde çalışırken gerçekçi bir amaç ortaya koymamız lazım. Sağlam bir metot ortaya koymamız lazım. Bunun için kudret var, irade var, bilim var. Bilim olmadan bu ikisi bir işe yaramaz. Gelin hep beraber bu ülkeyi aklın, bilimin, gönlün merkezi yapalım ve medeniyete yeni bir filiz için muhafaza ettiklerimizin zehrini akıtalım. Çocuğumuzu sevdiğimiz kadar çocuk kavramını da sevelim. Öğretmenlere sahip çıkalım ki çocuklarımız onların vesilesi ile özgür akla koşsunlar. Hepimiz deli gömleklerimizi yakalım gitsin, Cemil Meriç’in ruhu şad olsun” dedi.
"" Milli Vicdan Oluşumu olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu fikri çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. ""