Piyasalar

Çin Hokkabazlığına Karşı İktidara Uyanık Olma Çağrısı

  • 2451
Punto:
ÇİN HOKKABAZLIĞININ YENİ ADI: ALGI OPERASYONU Doğu Türkistanlı şarkıcı Abdürrehim Heyit iki yıldır hapishanede. Bir habere göre 8 yıla mahkûm edilmişti. Geçen gün bazı kaynaklar sanatçının hapishanede öldüğünü duyurdu. Haliyle Türkiye’den ciddi tepkiler yükseldi. Dışişleri bakanlığımız da web sayfasında bir açıklama paylaştı (http://www.mfa.gov.tr/sc_-06_-uygur-turklerine-yonelik-agir-insan-haklari-ihlalleri-ve-abdurrehim-heyit-in-vefati-hk.tr.mfa). Dışişleri Bakanlığı sözcüsü sayın Hami Aksoy’un konuyla ilgili bir soruya verdiği cevabın yer aldığı 9 Şubat 2019 tarihli açıklama Çin’in Doğu Türkistan’da iki yıldır uyguladığı baskılar ciddi biçimde eleştiriliyor ve Çin makamları Uygur Türklerinin temel hak ve hürriyetlerine saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediliyor. Ayrıca Uluslararası toplum ve BM Genel Sekreteri, Sincan bölgesindeki insanlık trajedisinin sona erdirilmesi için etkin adımlar atmaya çağrılıyor. Bu açıklamadan sonra, www.ulusal.com.tr 10 Şubat 2019 günü geçtiği haberde, Sincan Uygur Özerk Bölgesi basın ofisinin Çin medya grubuna aktardığı video görüntülerini yayınlayarak, Abdürrehim Heyit’in hapishanede hayatta olduğunu bildirdi. Ölüm haberinin doğru çıkmaması neyi değiştirir? Sadece ölmediği için Allah’a şükrederiz. Ama Çin’in 21. Asırda toplama kampları oluşturduğu gerçeği ortada duruyor. Ekim 2017’de “Tüm dinlerin ve inançların Çinlileştirilmesi” siyasetini Çin resmen ilan etmedi mi? Bir milyondan fazla kardeşimizin toplama kamplarında ve hapishanelerde işkenceye ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları yalan mı? Kamplara alınmayan soydaşlarımız da baskı altında değil mi? Vatanlarından uzakta bulunan Uygurların memleketindeki akrabalarından haber alamadıkları yalan mı? 21. asırda insanların toplama kamplarında endoktrine edilmesi bir insanlık ayıbı değil mi? Heyit, eserleri Çin makamlarına göre ulusal güvenliği zedeleyici girişimler sayılan sanatçılardan sadece bir tanesi. İşte size tutuklu, gözaltında veya kampta olan bazı sanatçıların listesi: 1-Sanubar Tursun (5yıl hapis-2018 Aralık) 2-Taş Muhammet Batur (Gulca-şarkıcı) 3-Enver Hakim (şarkıcı) 4-Perhat Hocaahmet (Perhat Baji-fıkra ustası) 5-Jalal Anwar (şarkıcı) 6-Rena Mijit (şarkıcı) 7-Dina Egenbeid (Ressam toplama kampında delirdi-3yıl hapis cezası aldı) 8-Abdurrehim Heyit (Türkiye’de de “Karşılaşınca” şarkısıyla meşhur) 9-Rozahun Tudahun (Gulca) 10-Adil Mijit (Komedyen), 11-Rashida Davut (Pop yıldızı) 12-Zahirshah (Silk Road tv programıyla ün kazanan genç şarkıcı) 13-Peride Mamut (ünlü halk şarkıcısı) Bu sanatçılardan hanımların başları açık, erkekler ise sakalsızlar; yani öyle çok dindar, mutaassıp insanlar değiller. Tek suçları Türkistanlı ve sanatçı olmaları. Bunlardan da ibaret değil. Heyit ve yukarıda belirtilen isimler gibi, akademisyen, din adamı, sanatçı ve gazeteci daha başka isimlerin durumu da gündeme getirilmelidir. Çin makamları tarafından öldüğü açıklanan ama cenazeleri ailelerine verilmeyen Abdulahad Berat Mahsum Hacim, Muhammed Salih Damolla, Abdulveli Abdulkerim Qarim gibi din adamlarının akıbeti hakkında da açıklama yapılmalıdır. Dezenformasyon, baskı, zulüm, yalan, yalancı şahitler kullanma, yandaş medya oluşturma gibi yöntemler bir zaman etkili olur. Yalancının mumu ilânihaye yanmaz; güneş balçıkla sıvanmaz. Suçlu telaşıyla “ölüm haberinin asılsız olması” üzerinden kamu oyu oluşturmaya çalışan Çin ve işbirlikçileri aslında Heyit’in videosunu yayınlamakla sanatçıları hapse attığını, onlara fikirlerini rahatça söyleyebilecekleri imkânı ve izni vermediğini, aileleri ile aylarca görüştürmediğini, “öldü defnettik” diyerek yalan bilgi verdiğini, tepkiler gösterilmeseydi öldürebileceğini de itiraf etmiş oldu. Daha önce de Toplama kampları, Türkistanlı ailelerin evine Çinli erkek yerleştirilmesi, Çinlileştirme uygulaması haberlerini inkâr eden Çin, bir müddet sonra bunları kabul etmek zorunda kalmıştı. Dışişlerinin açıklaması önemli ve takdir ediyoruz. Zor oyunu bozar. Dümdüz durmamız lazım zulme karşı dimdik!