Piyasalar

Zeybekçi Sömürücü Faizcileri Mi Temsil Ediyor?

Punto:
Ekonomi bakanı Zeybekçi "Paranın ilk giriş ve satış maliyetleri arasındaki kamu kaynaklı vergi gibi yükler sıfıra indirilmeli. Kamu olarak sen bunu yaptıktan sonra tüm bankacılık sistemine kârlarınızı da yarı yarıya indirin, siz de fedakarlık yapın denebilir" dedi. Sayın Zeybekçi, ekonominin işleyişi olan paranın faizli satılarak başlamasına itiraz etmiyor. Mevcut borçlanarak sürdürülen ekonomik ilişkilerin, bu yapı içerisinde sürmesini son derece doğal karşılıyor. Zeybekçi’nin, yapısal bir değişiklikle faizsiz bir model arayışının olmadığını, bunu umursamadığını yaptığı açıklamalarda anlıyoruz. Oysa kendisi sözüm ona İslami hassasiyeti olan bir bakandı. Faizle ilgili açıklamalar yaparken faizsiz bir model için çalışma yaparak çözüm üretmekten ziyade; Allah’ın bu konuda ne dediği umurunda değil. Yada şöyle diyelim; Allah'tan daha çok faizci sistemden korkuyor. Faizlerin yüksekliğinin nedeni olarak da örtülü biçimde devleti suçluyor. Yani faizlerin üzerindeki vergilerin bir baskı unsuru olduğunu, bankaların bu vergilerden dolayı az kar ettiğini, dolayısıyla vaz geçmedikleri kar oranlarına ulaşabilmeleri için faizleri yüksek tuttuklarını tespit ediyor. Bunu haklı bir gerekçe görerek; bir öneride bulunuyor “ Paranın ilk giriş ve satış maliyetleri arasındaki kamu kaynaklı vergi gibi yükler sıfıra indirilmeli” diyor. Peki oluşacak vergi kaybını kim ödeyecek? Faizciden düş millete vergi olarak yansıt öyle mi? Bankalara şunu yapabiliriz demeye çalışıyor; bak biz sizin faiz gelirlerinizin artması için vergileri indirdik, sizde faizleri indirin düşük faizle insanlar sizden kredi alsınlar. Tabi maliye bakanı Sayın Ağbal buna nasıl bakar bilmiyoruz ama kesin olan şu ki, faizciler vergi az verdikçe maliyenin gelir kalemleri azalacaktır. Eğer bu düşünce kabul edilirse tabi. Maliye bunu bütçe açıklarına yansıtmamak için yine dolaylı vergilerle halkın cebine elini sokacaktır. Ağbal'ın bunu kabul etmesi çok zor. Ancak hükumette bakan olan ve ekonomi konusunda kamu oyuna sık sık beyanat veren Nihat Zeybekçi’nin bu yaklaşımı ancak faizcilerin hoşuna giden bir durum olur. Ne güzel değil mi, geliri olmayandan bile dolaylı vergiler üzerinden her tükettiğinden vergiyi peşin alacaksın, ama faizcilerden vergi indirimi yapmayı önereceksin. Bunu da halktan çıkaracaksın...Zeybekçi “ekonominin bu kadar rahatladığı bir ortamda karşılık oranlarının da örtülü maliyet oluşturduğuna işaret ederek, "100 lira kredi verirken 10 lirası depo olarak yatırılıyor. Siz bunun da maliyetini ödüyorsunuz. Bu da örtülü maliyet." ifadesini kullandı. Zeybekçinin kulağına bunu fısıldayan kim? Zeybekçi şunu demek istiyor; tüm mevduatlar için ayrılan zorunlu karşılıktan dolayı zorunlu ayrılan mevduatın %10 kısmı faizci bankacılar tarafından kredi olarak satılamıyor. Her oluşan yeni mevduatın % 10 kısmı da kredi olarak verilemiyor. Oysa bankacılık sisteminde aynı parayı 10-15 katı satabilmek için bir sibop görevi olarak sistem; mevduat sahiplerinin % 10 parasını, bankaya almaya geldiğinde ödeyebilmek için tutuyor. Tabi mevcut gelinen durum, kredi kapasitesinin % 5 oranında bile mevduat sahiplerine ödenemez, bu işin ayrı bir noktası. Sayın Nihat Zeybekçi, bu karşılık oranlarını bir maliyet unsuru görüyor. Banka bu miktarı kredi veremediği için faizler yüksek olabiliyor. Bankalar bu karşılık oranını da kredi olarak verse, kredi maliyetlerini düşürecek diyor. Aksi taktirde örtülü kredi maliyetine vurgu yaparak, yüksek faizlere işaret ediyor. Sayın Zeybekçi bu işi önce kamu bankalarına öneriyor, özel yerli ve yabancı bankalarında bunu takip edeceğini söylüyor. Nihat Zeybekçi bakan olmuş ama şunu öğrenememiş; bankaların kredi vermek için paraya ihtiyacı uygulanan borca dayalı sistem gereği yoktur.Şu an resmi rakamlara göre bankalar 2 trilyon 43 milyar kredi verdiler. Piyasaya bu kadar para mı sürüldü? Hayır. Banka para yaratma teorisi, kısmi rezerv sistemi ve ters kısmi rezerv sistemi ile banka para yaratarak bu kadar kredi verdi. Kredi oranı ne kadar artarsa bankaların faiz gelirleri o oranda artıyor. Şimdi siz kalkıp diyorsunuz ki bankaya yatırılan bütün mevduatların karşılık oranı da kredi olarak verelim, vergileri faizcilerin üzerinden sıfırlayalım. Üzülerek ifade edeyim ki açıklamalar ve talepler bir bakandan değil, ancak bir faizci bir bankanın genel müdüründen yapılabilirdi. Selam ve dua ile... Yunus EKŞİ