Rubil GÖKDEMİR
Punto:
Dinle
Hukukçu olmayan arkadaşların bile anlayacağı şekilde yazayım bari; 298 Sayılı kanunun 22. maddesinde Sandık Kurulu Başkan ve bir üyesinin "kamu görevlileri" arasından seçilmesini hüküm altına almıştır. Burada bir tereddüt yok. Ancak, buradan hareketle bir hukuki sonuca varabilmek için öncelikli olarak, bu kanun maddesinin "EMREDİCİ NİTELİKTE" olup olmadığını tespit etmek hususu her hukukçunun bilmesi ve yapması gereken bir tasniftir. Çünkü bu bilgileri Hukuk Fakültesi I.sınıfta "talip" olan herkese öğretirler.
Nitekim; 298 Sayılı Kanunun 23’üncü maddenin altıncı fıkrasının son bendi aşağıdaki gibidir:
“Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler tarafından doldurulur."
Konuyu çok uzatmadan anlatayım, eğer bir kanuni düzenleme, yukarıdaki madde de belirtildiği gibi, belli şartlar dahilinde bile olsa "istisna" hükmü getirmişse, o madde "emredici" bir düzenleme değildir. Yani bizatihi bu sebeple, düzenlemeye aykırı bir ihlâl durumu, o işlemi hukuk aleminde bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmaz, yani işlem batıl sayılmaz. ( Bu hususu TV tartışmalarında bile anlatan kimseyi görmediğimi de bu vesileyle, vurgulamak isterim.)
Bu durumda 754 sandık başkanının "kamu görevlisi" olmaması tek başına seçimin iptal sebebi olmadığından, yani bu sebeple bu sandıklarda kullanılan yaklaşık 220.000 oy pusulasının geçersiz sayılmasına yetmeyeceğinden, 298 Sayılı Kanunun 130.maddesi uyarınca kamu görevlisi olmayan ve sayısı 754 olan "sandık başkanlarının" ayrı ayrı seçimin sonucunu etkileyecek, işlem ve eylemleri delilleriyle birlikte ispat edilmedikçe, kimse İSTANBUL seçimlerinin iptalinin hukuka uygun olduğunu kör bir taassupla savunmaya devam edemez...
Oysa ki, 16 Nisan 2017 tarihli referandumda mühürsüz oyların "geçersiz" sayılacağına dair kanundaki istisnasız "emredici düzenlemeye" rağmen YSK; seçmen iradesini öncelemek şeklindeki içtihadıyla bu kuralı bile çiğnemekten imtina etmemiş ve oyları geçerli saymıştı.
Arkadaşlar, sizlerin anladığınızı düşünüyorum da, İSİMLERİNİN ÖNÜNDE UNVAN OLARAK HUKUKÇU YAZAN BAZILARI ANLADI MI ACABA ?
Rubil GÖKDEMİR