Son günlerde ilginç ve deyim yerindeyse kamuoyunun kimyasını bozan olaylar yaşanıyor. Gündem
zemini çok kaygan. 31 Mart mahalli idareler seçiminin ardından ortaya çıkan siyasi tablo, iktidarın
ihtiraslarını frenlemekle kalmadı, bürokrasi kademelerinde ana muhalefet partisine yönelişleri de
hızlandırarak, sonuçta iktidarın yönetim zaaafını pekiştirdi.
Sümenaltı edildiği izlenimi verilen eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma
kapsamında hazırlanan iddianame yeniden gundeme getirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 22 sanık hakkında hazırlanan
iddianame, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
MHP lideri Bahçeli iddianameye getirilen eleştirilere, “Mahut ve malum bir cinayet davasının
hazırlanan 145 sayfalık iddianame dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları'na iftira
atan, kan ve çamur sıçratan alçaklar koalisyonu, ne hikmetse devlet ve millet karşıtlarına kucak
açmakta, methiyeler düzmektedir” sözleriyle tepki gösterdi.
28 Şubat hükümlüsü emekli generaller için af kararı çıktı. Kamuoyu Generaller için Af yetkisi
kullanıldığını Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan öğrendi. Generallerin affı ile ilgili Gazeteci Şaban
Sevinç’in verdiği bilgi oldukça enteresan. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan
Doğan’dan CHP’li Namık Tan’a gönderilen Whatsapp’tan mesajında şu ifadeler bulunuyirmuş:
“Sayın Özgür Özel’in Cumhurbaşkanımıza söylediği Paşalar konusu çözüldü. Sayın Genel Başkan’a
iletebilirsiniz.”
Soru şu önümüzdeki günlerde beklenilen genel af öncesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in
AKParti Genel Başkanı Erdoğan'dan generallerin affını öne çekmesinin ne gibi sebebleri olabilir?
Yoksa bu jest; muhtemel genel afdan yararlanması düşünülen bazı hükümlülerin serbest bırakılması
neticesinde kamuoyunda meydana gelebilecek tepki tsunamisinden korunmak için mi ? Yoksa
iktidara dediğini yaptıran bir genel başkan imajı ile koltuğunu mu garantilemek istiyor?
Emniyet ve Yargı da yaşanılanlar at izi it izine nasıl karışır?
Türkiye çok farklı dinamikleri olan bir ülke. Bu nedenle Adrenalin çok fazla. Türkiye'de gelişen bir
çok olay sonrası bir çoğumuz başka ülkede yaşayamam repligini mutlaka kullanmıştır. Bu anlamda
belki de en net ifade: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın: at izi it izine karıştı.
Düşünsenize, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in Ankara Adliyesi’nde görevli başsavcı
vekilleri ve sulh ceza hakimlerinin düzenlediği iftar davetinde, Avukat Fatih Atalay ile birlikte
çekilmiş fotografı varmış ve Gazeteci İsmail Saymaz’ın iddiasına göre Akın Gürlek'in bu fotoğrafı
Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in masasındaymış.
Fatih Atalay hakkında Ayhan Bora Kaplan’ın ikinci adamı Serdar Sertçelik, geçen yıl 9 Ekim’de
Gizli Tanık M7 kod adıyla verdiği ifadede, “Örgütün sorunlarını para karşılığı çözdüğünü biliyorum”
iddiasında bulunmuş. Ancak Atalay, davanın sanıkları arasında yer almıyormuş. Demekki işi sağlam
yerden bağlamış.
Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan, 7 Eylül 2023 tarihinde Almanya’ya gitmek
üzere Esenboğa Havalimanı’na yetişmeye çalışırken Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına
alınmıstı. Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının en önemli ayağını kamu görevlileri oluşturuyordu.
Çünkü iddiaya göre, Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’na gelmesinin ardından Kaplan hakkındaki
şikayetler Ankara Emniyeti ve Adliyesi’nde kapatıldı.
Kaplan operasyonunun ardından ise İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın talimatıyla, dönemin Ankara
Emniyet Müdür yardımcıları Alp Aslan ile Oben Özay’ın arasında bulunduğu 9 polisi açığa aldı.
Süleyman Soylu döneminde üst görevlere gelen bu polislerin, MHP'ye yakınlığıyla biliniyordu. O
dönem MHP’den de bu görevden almalara eleştiriler gelmişti.
Menzil cemaati de rüşvet kapsamında dosyaya girdi
Kaplan soruşturması, ikisi "Nur cemaati mensubu" olduğu iddia edilen üç polis müdürünün evinin
"terörle mücadele şubesi" ekipleri tarafından basılması ile yeni bir aşamaya geçti.
Ayhan Bora Kaplan’ soruşturmasıyla ilgili açığa alınan bir emniyet müdürünün, aldığı rüşveti,
“Menzil cemaatine yardım topluyordum” diye açıklamaya çalıştığı belirtilmişti.
Ancak Menzil de üç ayrı Şeyh var, acaba hangisinin adına cebellezi yaptılar? Yoksa bu bir tezvirat
olabilir mi?
Olaylar nasıl gelişti? Önce soruşturmayı yürüten Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele
Şubesi'nde avukata bilgi sızdırdığı iddia edilen bir polis Mart ayında görevden alındı.
Ardından üç üst düzey polis müdürü, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize
Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan 9 Mayıs'ta
açığa alındı.
Emniyet mensupları hakkında "Anayasal düzene karşı işlenmiş suçlar" kapsamında soruşturma
yürütüldüğü açıklanmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MİT Başkanı ve Adalet Bakanı ile görüşmesine
İçişleri Bakanı çağrılmamıştı.
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yaşananlarla ilgili,
"Herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu"
ifadelerini kullanmasına ne demeli?
İyi de bu mafya kimlerden oluşuyor bir de onu söyleseydi daha iyi olmazmıydı?
Emniyet ve Yargı da yaşananları nasıl anlamalıyız? Anayasa değişikliği sürecinde iktidarın kolunu
kanadını kırarak rahat hareket etmesi mi önlenmek isteniliyor?
Örneğin Sinan Ateş dosyasının İktidar partisi içindeki siyasal Kürtçü klik tarafından yeni anayasa
hazırlık sürecinde, kendilerine ayak bağı olma potansiyeli gördükleri MHP ile bir an evvel yollarını
ayırmak için kullanıldığı iddiasına ne demeli?
Hatta bu kapsamda MHP lideri Bahçeli'nin TRT 6 yani TRT Şeş uygulamasında olduğu gibi
Kürtçe’nin Türkçe haricinde resmi dil kabul edilmesine yeşil ışık yaktığı söylentisi yayılmıştı.
Yargıtay'da başkanlık düğümü çözüldü cezalar yağdı
25 Mart’ta başlayan seçimler, 37 turda tamamlandı. Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 14.05.2024
tarihinde yapılan seçim sonucunda Yargıtay Birinci Başkanlığına ,03.03.1959 Isparta/Gelendost
doğumlu hemşehrim Üçüncü Hukuk Daire Başkanı Ömer KERKEZ seçildi.
Ancak yargıdan iktidar medyasının beklediği kararların çıkmaması şaşkınlık yarattı. Neden mi?
Çünkü NATO dayatmasına göre hazırlanan siyasi yol haritasına göre Öcalan'ın tasfiyesi ve
Demirtaş'ın tek aktör olması söz konusuydu Peki bu nasıl yapılacaktı?
Öcalan sağlık gerekçesiyle tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilerek, hastanede tedavi edilecek,
bu ise Demirtaş'ın elini güçlendirecekti. “Tecritin bittiği” iddiasıyla Öcalan eksenli duruş, fiilen
Demirtaş yelkenine rüzgar taşıyacak. HDP içi sol kanat ve Kandil’i baskı altına alınacaktı.
Olmadı. Evdeki hesap yargıya uymadı. Önce Kavala davası kararı açıklandı. İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi, Osman Kavala'nın yargılamanın yenilenmesi talebini oy birliğiyle reddetti. Dava
öncesinde Osman Kavala’nın avukatı Hilal Zengin’in başvurusu üzerine yeniden yargılama talebine
bakacak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti değiştirilmişti.
Ardından kamuoyunda "Kobani" veya "6-8 Ekim olayları" olarak bilinen, 2014 yılında yaşanan
protesto ve şiddet olaylarıyla ilgili 18'i tutuklu olmak üzere toplam 108 kişinin yargılandığı dava kararı
gündeme bomba gibi düşürüldü.
Mahkeme, eski HDP'nin eş genel başkanlarına ağır hapis cezaları verdi. 6-8 Ekim 2014 tarihinde çıkan
sokak eylemlerine ilişkin görülen Kobani Davası'nda eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş
hakkında 42 yıl hapis cezası verilirken tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
Figen Yüksekdağ ise 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı ve tutukluluğun devamına karar verildi. Tutuklu
yargılanan Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli'nin ise
tahliyesine karar verildi. Duruşmada açıklanan cezalardan bazıları şöyle:
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10
yıl hapis cezası verildi.
Gültan Kışanak hakkında “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak” iddiası yönünden beraat kararı
verildi. “Örgüt üyeliği” iddiası gerekçesiyle 8 yıl ceza verildi. Ceza yarı oranında arttırılarak 12 yıla
çıkarıldı. Tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak hakkında tahliye kararı verildi.
Sebahat Tuncel "örgüt üyeliği"nden 12 yıl hapis cezası verildi. Tuncel’in tutuklulukta geçirdiği süre
göz önünde bulundurularak adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verildi.
Eski HDP Milletvekilleri Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen ile diğer sanıklardan Berfin Özgü
Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün ise kendilerine atfedilen suçlardan beraat
etti.
Eski HDP milletvekili Ayla Akat Ata "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9 yıl 9 ay, Emine
Ayna aynı suçtan 10 yıl, partinin eski PM üyeleri Ayşe Yağcı ve Aynur Aşan ise 9'ar yıl hapis cezası
aldı. Ayla Akat Ata ve Ayşe Yağcı'nın tahliyelerine karar verildi. Sırrı Süreyya Önder hakkında beraat
kararı verildi.
Bakan Tunç’un Kobani davasında açıklanan kararlar hakkında ise "Demokrasilerde şiddet çağrısına
yer yok. İstinaf ve temyiz sürelerini bekleyeceğiz" demesi, ikerleyen günlerde farklı bir beklenti
içerisinde olduğunu gösteriyor olabilir mi?
Türkiye demokrasisi sürekli sınavdan geçiyor. Askeri darbeler sivil iktidarlar üzerindeki vesayet
rejimi tartışmaları bir türlü bitmek bilmiyor. Şimdilik devlet kademesindeki odakların güç gösterisi
emniyet ve yargı üzerinden sahneye çıkıyor. Sonrası ne olur bilemiyorum?
Mafyanın karşı operasyonu iktidar degişikliği mi?
Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi davetli olarak 9 Mayıs’ta
Amerika Birleşik Devletleri’ne yapacağı ziyaretin iptalinin daha çok iç dinamiklerin işi olduğuna
inanan yüzlerce komplo teorisyeni olabilir.
Eski polis müdürü Hanefi Avcı’nın dediği gibi eğer mafyanın karşı ooersyonu Anayasal düzene
karşı işlenmiş suçlar" boyutuna ulaştıysa, bu mafya örgütlennesi, iktidarı al aşağı etmek amacıyla ne
gibi çalışmalar yapmıştır?
Tam da bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın titizlik ve gizlilik içerisinde yürüttüğü kapsamlı
kabine değişikliği bu nedenle büyük önem taşıyor.
Çünkü yeni kabinenin Türkiye'nin kaderinde nasıl belirleyici olabileceğini önümüzdeki günlerde
görebileceğiz.
Anayasal düzene karşı suç işleme cesaretini kendisinde bulan mafya örgütlenmesi, acaba nasıl bir
iktidar değişikliği planlaması yapmıştı?
Yoksa yeni vesayet projesi mi tezgahlanıyor? Hangi mahfiller hangi odaklar Ankara'da iş başı
yapacak; bir emekli general, bir diplomat ve bir ekonomist arıyor?
Tüm bunları Cihanşümul Kadim Türk Devletinin refleksi, tepkisi ekseninde okumak gerekebilir,
enden söylemesi?
Seçilmiş Kaynakça
https://www.bbc.com/turkce/articles/cv27lrjr5xro
https://www.bbc.com/turkce/articles/cd1dd951273o
https://www.sozcu.com.tr/adalet-bakani-ndan-ayhan-bora-kaplan-aciklamasi-p47989
https://www.dikgazete.com/yazi/halkin-agzina-sakiz-degisen-bakan-sayisi-sekiz-6786.html
https://twitter.com/whisperhaber/status/1791516122929365402?t=XqSNaFZrm1X4CejoLqP75A&s=19
https://www.odatv.com/guncel/osman-kavalaya-bir-ret-daha-mahkeme-heyeti-degisti-ama-120043671
https://medyascope.tv/2024/05/14/yargitay-baskani-omer-kerkez-oldu-secimler-37-turda-tamamlandi/
https://www.dikgazete.com/yazi/nato-dayatmasi-ocalan-a-hastanede-tecrit-demirtas-ve-kavala-ya-tahliye-
6752.html
https://onedio.com/haber/osman-kavala-davasinda-dikkat-ceken-gelisme-mahkeme-heyeti-degisti-1222422
https://haber.sol.org.tr/haber/ayhan-bora-kaplan-davasi-ankara-emniyetinden-soyluya-uzanan-dugum-393362
https://www.politikyol.com/aciga-alinan-emniyet-mudurunden-rusvet-aciklamasi-menzile-yardim-topluyordum/
https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/aciga-alinan-emniyet-mudurunden-rusvet-aciklamasi-menzile-yardim-
2205745
https://www.dikgazete.com/yazi/erdogan-in-abd-gezisi-neden-iptal-washington-ne-istedi-ankara-ne-vermedi-
6777.html
https://www.google.com/amp/s/www.haberler.com/amp/selahattin-demirtas-a-kobani-davasi-nda-hapis-
17334772-haberi/
https://www.trthaber.com/haber/gundem/bakan-tunc-cumhurbaskanimiz-af-yetkisini-kullandi-bugun-tahliyeler-
gerceklesir-858129.html
https://www.gazeteduvar.com.tr/adalet-bakan-yardimcisi-akin-gurlekten-ankara-emniyet-mudurune-telefon-
masanizda-benim-fotografim-varmis-dogru-mu-haber-1691848