Emre KESKİN
Punto:
Dinle
Koronavirüs pandemisinin teşekkül sürecini başından beri yakinen takip ediyorum. Lokal bir epidemiyken dünya çapında bir pandemiye dönüşme süreci içeresinde, ayrıntılardan doğan bir takım durumları değerlendireceğim.
Gazetelerin de yazdığı gibi ”Çin’in Hubei eyaletinin başkenti Vuhan şehrinde kapı kolunda yeni tip koronavirüs tespit edildi”. Pekiyi, bu ne anlama gelmekte?
Alt metin okuması yapacak olursak, Çin’den temin edilen her üründe yeni nesil korona virüsü Kovid-19 bulunabilir. Çünkü kapı koluna bulaşabilen bir virüs her şeye bulaşabilir. Dolayısıyla, virüsün birebir temas ve oksijen dışında eşyalar yoluyla bulaşabileceği gürültüye getirilmeden bilgi dolaşımına sokulmuş oldu…
Süregelen silsile içerisinde Çin, virüsün Amerikan askerleri tarafından Vuhan kentine getirildiğini iddia etti. İlginçtir, Amerika tarafından bu iddia ile ilgili bir açıklama yapılmadı.
Öte yandan, İMF 1 trilyon dolar kredi verebileceğini açıkladı.
Amerikan Merkez Bankası FED parasal genişlemeye gideceğini, yani, 2 trilyon dolar para basacağını dünyaya duyurdu. Ama, şöyle bir veri var ki, Amerika’nın son 20 sene içerisinde bastığı toplam para miktarı 1 trilyon dolar.
Ayrıca bu para basma işlemi ile de şimdiye kadar öğretilen iktisat -ekonomi öğretilerinin hepsini yerle bir ettiler. Bu bizim için de “vaki olanda hayır vardır” kavlinin tecessümünün bizatihi kendisidir. Yani, biz de dünya ekonomik sistemine eklemlenmek yerine, kendi medeniyetimizin, kendi öz paradigmamızın öğretileri doğrusunda yeni bir para-kredi sistemi kurabiliriz. Bu fırsatı değerlendirebilirsek, istikbâl ve ikbâl adına ülkemiz ve milletimiz başta olmak üzere tüm mazlum coğrafyalar için bir umut ışığı oluruz. Zaten genetik kodlarımız, bizleri, nerde bir mazlum varsa onun derdiyle dertlenmeyle muvazzaf kılmaktadır.
Yine bir diğer haberdeki koronavirüsün paradan da bulaşabildiği meselesi dikkatinizi çekmiştir.
Bu haberin manası neydi peki?
Merkezi para sisteminin sanal bir para sistemine doğru evirilmesinin emareleri, fısıltılarıydı.
Hâsılı… Nakit paramız ile yaptığımız bir alışverişte üçüncü bir kurum, kuruluş yahut kişiye ihtiyaç yoktur: “Al gülüm, ver gülüm!”
Çip yahut kart-sanal işlemlerde internet, elektronik cihazlar ve bankaya ihtiyaç vardır. Allah aşkına soruyorum: Sizce hangisi daha kolay?
Şimdi, tüm bunları toparlayacak olursak…
“Filler tepişiyor çimler eziliyor” deyiminin şıp diye oturduğu emsalde günlerden geçiyoruz.
Binaenaleyh, Yeni Koronavirüs (COVİD-19)’ü ne abartıp hayatımızın akışını durduracak şekilde psikolojik terör eşiği seviyesine çıkaracağız; ne de bazı aklı evveller gibi sulandıracağız…
Kişisel temizliğimize önem verecek, sosyal mesafemizi koruyacağız…
Her şeyin ötesindeki hakikat: Tedbir bizden, takdir ve tevfik Allah’tandır.
Ves’selâm…
Emre KESKİN
Ziraat Yüksek Mühendisi