YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLARKEN EĞİTİMDE HAL I PÜR MELÂLİMİZ
Geçtiğim hafta yaklaşık 17,5 milyon öğrenci, 1 milyonu aşkın öğretmen 160.000’i aşkın okulda eğitim öğretime başladı.
Öğrencilerimiz,öğretmenlerimiz, velilerimiz,ülkemiz, milletimiz ve geleceğimiz için yeni eğitim-öğretim yılı hayırlı uğurlu olsun.
Eğitim bir milletin varlığı ve geleceği için olmazsa olmaz temel unsurlardan biridir.Mustafa kemal Atatürk bunu çok veciz bir şekilde ortaya koymuştur: “Eğitimdir ki bir milleti ya hür,müstakil, şerefli, ali bir heyet i içtimaiye halinde yükseltir;ya da bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.”şeklindeki veciz sözleri ile eğitimin hayati önemini ortaya koymuştur.
Eğitim sistemimizde yıllardan beri sık sık yapılan ama çözüm getirmek yerine sorunları çoğaltan değişiklikler eğitim sistemimizi içinden çıkılmaz bir hale sokmuş; adeta bir yaz- boz tahtası haline çevirmiştir.
Eğitim noktasındaki başarısızlığımızı bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da açık bir şekilde ortaya koyarak:” Biz eğitim ve kültür noktasında başarısız olduk.” diye ifade etmişlerdir.
Eğitim sorunun çözülmesi; diğer bütün sorunlarla birlikte ele alınmadığı sürece akim kalması mukadderdir.
Siz ülkenizi gerçek bir demokrasi, gerçek bir hukuk devleti, din düşmanlığına da din istismarına da meydan vermeyen gerçek bir laiklik haline getirmeden;devletimizi sorun üreten değil çözüm üreten bir bilge devlet haline getirmeden, bilimi, ahlakı adaleti esas alan ve emanetleri ehline veren bir devlet ve toplum yapısı kuramadan hiçbir sorunumuzu çözmemiz mümkün değildir.
Eğitim yönetimi bilimi: “Bir kurum yöneticisi kadar kurumdur.” diye ifade eder.
Okul yöneticisinden bakanlıktaki en üst yöneticisine kadar; partinize yakın sendikadan, parti merkezinden gelen listelerle, akraba eş dost anlayışıyla atarsanız hiçbir sorunu çözmemiz mümkün olmaz.
Bir de bunun üzerine her Allah’ın günü mevzuat değiştirir,keyfi uygulamalar yaparsanız ;eğitimi bir yaz boz tahtasına çevirirseniz eğitimde hangi sorunu çözebilirsiniz ki.
İdealist ve heyecanlı bir öğretmen arkadaşımın bir psikolojik danışman ve rehber öğretmenin sekiz yılın sonunda geldiği nokta tüyler ürperticidir.
Bu pskolojik danışman ve rehber öğretmen arkadaşımın okulların ilk açıldığı 17 Eylül günü sosyal medya sayfasından yaptığı açıklamayı aynen veriyorum:
“Meslek hayatımın ikinci senesiydi. Eğitim-öğretim yılının başında, törene geciktim. Şimdi bu satırları okursa hatırlayacaktır, Selma hocamız şöyle demişti:
'Seni merak ettik. Sen heyecandan dün gece uyuyamamışsındır da...'
İçtenlikle söylüyordu... Samimi ve iyi ilişkilerimiz vardı, görevimi severek yaptığıma inanmışlardı.
Gerçekten sekiz senemin her eğitim-öğretim yılına aynı heyecanla başlayan ben, bugün o duygulardan çok uzaktayım.
Büyük bir haksızlığın tam ortasında... Ayları sayıyorum; 10 ay oldu. Mesleğimi bir 10 Kasım sabahı, bilimsellikten uzak bir yönetmelikle katlettiler. Salt bilimi ve hukuku değil; mesleğimin bütün etik, ilke ve değerlerini yok saydılar... Onun dehşet psikolojisini kelimelere sığdırması zor. Ama şu cümleye sığdığı kadarını okuyun:
Bütün heyecanımı kaybetmiş bir haldeyim...
Sağol, ülkem!”
Eğitimin başat öğeleri eğitim yöneticileri ve öğretmenlerdir.
Milli kültür değerleriyle çağı idrak etmiş,üstün şahsiyete sahip,İdealist, güçlü, alanında yetkin,lider,örnek eğitim yöneticileri ve öğretmenleri olmayan bir eğitim sisteminin başarılı olması asla mümkün değildir.
Eğitim yöneticilerinin seçiminde ve görevlendirilmesinde ehliyet ve liyakat ortadan kaldırılınca eğitim sistemimiz çöktü.