La Fontaine'nin Meşe ile Saz masalı günümüz siyaseti için önemli dersler verir: Meşe, bir gün yakınındaki saza Tanrı size iyi davranmamış, bir serçe konsa üstünüze beliniz bükülüverir.Seher yeli esse baş eğdirir size, bir de benim şu dağ gibi gövdeme bak, fırtına dallarım için oyuncak,kasırgalar meltem, hiç bir şey beni eğmeye yetmiyor. Bari gel kanatlarımın altında yaşa ,üzerine kanat gereyim, ama sizin soyunuz gidip hep sulak yerlerde biter, size acıyorum,der.
Buna karşılık saz, teşekkür etmiş, benim için üzülme, benden çok kendin için kork rüzgardan, ben eğilirim ama kırılmam, doğru bugüne kadar rüzgarlara dayanmışsın ama sertin serti var, bir gün sana da çatabilir demiş. Saz daha sözünü bitirmeden, bir karayel esmiş, bir karayel esmiş, saz eğilmiş, meşe direnmiş, sonunda meşeyi kökünden söküp, başını yerlere sermiş...
Masal böyle. Esnekliğin en çok gerekli olduğu alanlardan biri siyasettir. Odun gibi durmak her zaman ayakta kalmaya yetmeyebiliyor. Duruma göre vaziyet almayan, siyasetini şartlara göre tanzim etmeyenler sonunda sert bir rüzgar karşısında dağılıp gidebiliyor.
Aylardır ekonomistler mevcut ekonomi politikasının ülkeyi felakete götüreceğini söylüyorlar. Şartların düşük faiz politikasına müsait olmadığı yönünde açıklamalar yapıyorlar ama iktidar bir türlü bu uyarıların gereğini yapma ihtiyacını duymadı. Piyasada esen rüzgara direnmeyi tercih etti. O politikasında direndikçe rüzgar fırtınaya dönüştü, önüne geleni katıp götürmeye başladı, hala da bu politikada bir değişiklik yapılmadı.
Dikine gitmek her zaman doğru bir politika değildir. Önemli olan beklenen hedefleri gerçekleştirecek politikalar izlemek, değişen şartlara değişen tepkiler verebilmektir. CB Erdoğan, faiz ve kurun dengeleneceğini söylüyor. İkisinin birden olabileceği yönünde açıklamalar yapıyor. Konunun uzmanları ise içerisinde bulunduğumuz şartlarda doğru politikanın milli parayı güçlendirmek olduğunu söylüyorlar. Bunu yapabilmek için merkez bankasının rezervlerinin müsait olması gerekir. Tam takır bir hazine ile piyasayı stabil hale getirmek mümkün değil. Nereye harcandığı belli olmayan 128 milyar dolar bugün merkez bankasının kasalarında bulunsaydı, Nas'la tepkileri savuşturmaya çalışan iktidarın faiz politikası da farkı olacaktı.
Konu eninde sonunda gelip liyakate dayanıyor. Tek adam yönetimlerinin alameti farikası ehil kadrolar aramak yerine,muti kadrolar aramaktır. İtaatin ehliyetin önüne geçtiği toplumlar iyi yönetilemedikleri için hedeflerini kolay kolay gerçekleştiremezler. Çünkü tek adamlar, kendilerini her şeyin yeterlisi ve uzmanı gibi görürler. Şişik egoları başkalarının bilgilerine ihtiyaç duymalarına mani olur. Politikalarını değiştirmeye yönelik her teşebbüsü kendi bilgilerini aşağılama ve kişiliklerine yönelik bir saldırı gibi görürler.Zaten her şeyi herkesten çok bildiklerini sandıkları için tek adam olmuşlardır. Bu, yanlışta direnmelerini, inatlarını hakikatin önüne geçirmelerine neden olur. Böyle yaptıkları içinde sonunda meşe ağacı gibi sert bir rüzgarda devrilip giderler. Bugün esen rüzgar işte o rüzgardır.