Piyasalar

Yanaşma Düzenine Hakim Olan Siyaset Anlayışının Fikri ve Zihni Temellerine Dair!

Punto:
Temelinde akıl, bilim, hukuk ve demokrasi telâkkisi bulunmayan siyaset anlayışının tek motivasyon kaynağı; devleti ele geçirme ve kamu kaynakları üzerinde hukuk dışı yetki kullanmak ve ne pahasına olursa olsun, bu gücü kaybetmemek amacından ibarettir. Böyle bir anlayışla hareket edenlerin, siyaset yapma biçimleri çeşitli yol ve yöntemlerle kitleleri manüple etmek dışında; ehliyet, liyakat, adâlet gibi rasyonel ölçüleri gözetmeleri zaten beklenemez. Tam aksine; yanlış bir yorumlama biçimiyle tarihi, dini ve siyasi olarak dayandıkları fikri ve zihni mirasın gereği olarak; "fetih, kılıç hakkı, ganimet" gibi kutsallık atfettikleri kavramlarla beslenenlerin, kamu kaynakları üzerinde tasarruf etme biçimi de, sefilce istismar ettikleri bu zihni ve fikri alt yapının ürünü olacaktır... Dikkat buyurulsun; anılan muktedirler akıl, bilim, hukuk ve demokrasi ölçülerine sahip olsalardı, iktidarı veya muhalefetiyle birlikte farklı her sesi veya muhataplarını "ihanet" veya "fitne ve fesat" çıkarma gibi suçlamalara muhatap edebilirler miydi? Adının mutlak monarşi, meşruti monarşi, cumhuriyet veya demokratik bir rejim olması fark etmeksizin; siyasete, devlete ve kamu haklarına bu zihni temelden bakan "siyasi aktörlerin" farklı bir şekilde davranması da zaten beklenemez. Bu bakış açısıyla imtiyazlı siyaset sınıfı ve bu sınıfı temsil eden siyasi aktörlerin, kendi aralarındaki karşıtlıkların tek sebebi ise; sadece bu gücü kimin ele geçireceği ve kamu kaynaklarına kimin hâkim olacağının mücadelesinden ibarettir. Ortaya konulan azgın ihtiraslardan bu durum anlaşılmıyor mu? Temelinde akıl, bilim, hukuk ve demokrasi olmayan bir siyaset anlayışından, sefilce amaçlar dışında bir fazilet mücadelesi de çıkamazdı zaten... Lütfen siyaseti ortaya koymaya çalıştığımız bu tezler doğrultusunda bir daha değerlendirme çalışalım... Av.Rubil GÖKDEMİR Millî Vicdanî Bakış Üyesi ve Demokratik Değişim Hareketi Sözcüsü "Akıl, Bilim, Hukuk, Demokrasi"