Piyasalar

VİCDAN NE ?

Punto:


GİRİŞ
Hayatın her alanında göstergeler var. Kan şekeri, tansiyon, kolesterol vb. Ahlakın göstergesi nedir? Vicdan; iç gösterge, sezgi, fıtri parametre. Tersi Vicdansızlık.
Yakınlığımız olmayanlara karşı bizim ilgimizi sağlayan şey vicdandır. Vicdan zildir, ses verir. Terazidir, tartar.
Bilimin birimi deney, hukukun birimi adalet, sanatın birimi estetik, ahlakın birimi de vicdandır.  
Vicdan içimizdeki ayet, içimizdeki Kur’an ve içimizdeki Allah’ın sesidir. Vicdan, içimizdeki Tanrı ve peygamberin konuşmasıdır. Kur’an’ın vicdan olması da budur.
“Kur’an’ın her bir ayetinin bağlantısı nedir” diye sorarsanız, cevap “Vicdan”dır.
“Besmele” vicdanın parolasıdır. Besmele; “evveli merhamet, sonu merhamet” diyerek, Rahman, Rahim ve Rauf isimlerini özünde hissetmek ve etrafa duyurmanın sözlü eylemidir.
Memelilede beyni 6 katlıdır. 200 Milyon yıllık bir Ar-Ge’nin ürünüdür. Vicdan kaynaklı denilebilecek davranışlar insandan önce de vardı, günümüzdeki hayvanlarda da vardır.
İnsanı örnek olarak verecek olursak, 400 bin yıllık H. sapiens geçmişinde, insana ruh ile birlikte yüklenen “akıl, irade, bilinç ve vicdan dörtlüsünün” temelinde VİCDAN’ın olduğu görülür. Vicdan bunların hepsinden daha eskidir. Tabir caizse Vicdan bu dörtlünün annesidir. Onlar vicdan rahminde kendilerine uygun gelişme ortamı bulmuşlardır. Zira biyolojik, nörolojik, hatta metafizik olarak hepsinden eskidir ve hepsinin başlangıç noktası vicdandır.
KELİME ANLAMI
Vicdan Arapça bir kelimedir; her an bulunan, bulunma açısından sonsuz sayıda olan demektir. Bir yerde Elif ve Nun varsa, onu ikiyle çarp, sonra yine ikiyle çarp, aklına ne geldiyse hep ikiyle çarp… Sınırsız ve sonsuz
Tabiatta olan varlıklar varlıklarını isimlerine borçlu değildir. 
KURANDA VİCDAN GEÇER Mİ?
“İmdi sen (ey insanoğlu); sana çok çok yakın bir yerden o güne ilişkin çağrı yapan Allah’ın nidasına kulak ver (Kaf 45:41)”. İnsana şah damarından daha yakın olan bu ses Allah’ın sesi veya vicdanın sesidir (Münadi; duyurucu, çağırıcı).
“Ve her can kendisini yönlendiren unsurlar ve tanıklarla (huzura) gelir (Kaf 45:21).”
Hem etkileyen dış/aktif/özne unsurlar, hem de etkilenen iç/pasif/nesne unsurlar. Buradaki etkileyen; sürücü, şoför, kaptan ve şehit (tanık olan/olunan), vicdan ve eylemdir.
Şehit tanık demektir. Şehit olmanın ölümle alakası yok. Şehitlik yaşamakla ilgilidir ve bize tanıktır. “Hiç kimse görmese bile Allah görüyor ya” bilincini aşılamaktır.
Hasib; varlığı bir hesap ile yaratan, kullarının hesabını gören, hesap alan, hesap soran demektir. Say ki muhasebeci… 
Nefsin bir başka tanımı olan  “Nefsül Levvame, kınayan nefis”; ben vicdanım ve seni kınıyorum ikazını yapar.
Basiret, iç göz demektir ve vicdanın bir başka tezahürüdür.  
Fuad (Elfide); Gönül demektir ve Kur’an’da vicdan anlamına kullanılır. Vicdanının üstünü örten, gönlünü de karartır.
Hicr; kaya, taş demek. Röper taşı, topoğrafik koordinatların işaretidir. Vicdan anlamında Hicr, insanın doğru koordinatlarını verir.  
Vicdan, sürekli devrede kalarak duruma göre bunlardan biri olur. 
VİCDANIN NÖROBİYOLOJİK KÖKENİ
Orası beyindir, kalp yanlış adrestir. 
Psikosomatik halin sebebi psikolojik, sonucu somatiktir. Korkarsınız dudağınız uçuklar. Üzülürsünüz mideniz ülser olur.
Vicdanın beyindeki oluşumu 200 milyon yıllık bir geçmişe dayanır. Memelilerde 6 katlı korteks var, sürüngenlerde yok. 
Vicdan etkisini hormonlar vasıtasıyla sürdürür.
İlk üretim “dopamin”, soyunu sürdürme hormonu. Geri tepmeli hormon.
Bilgi yahut metafizik, insan beyninde fiziğe, yani biyolojiye dönüşür. Nöronlar arasındaki sinapslar (bağlantı uzantıları) birer metafizik bilgidir. Ne kadar bilgi, o kadar beyin…
Mesela “Kaya Sıçanları” çok eşli. Buna karşılık “Çayır Sıçanları” tek eşli ve eşlerine sadık. Bu işi yapan “oksitosin bağlanma hormonu”, eşine sadakat, ona aldırma ve duyarlı olma işlevi yapar.  
Aldırmazlık ise vicdansızlık… 
Annelerin bebeklerini emzirme isteği ve ilgisi de oksitosin hormonuyla alakalı. Annelik duygusunu insan beliğinde kuran hormon da oksitosin.
Cerotonin mutluluk hormonu. Bir nevi deneme yanılma hormonu. Cerotonin azıyla yetinme, dopamin her zaman çoğunu isteme hormonu. Bütün bu hormonları insan aklıyla yönetiyor
VİCDAN EKSİKLİĞİ 
Psikopatoloji. Psikopat. Hastalık hali.
Olmakla görünmede, hep görünmekten yana tercihini kullanır. 
İnsan vicdansız değildir. Çünkü doğuştan vicdan yüklü olarak dünyaya gelmiştir. İnsan onun ya üzerini örtmüş, ya da pasif hale getirmiştir. Kullanmıyorsa vicdanlı olmanın bir anlamı kalmamaktadır.  
Dengesiz adaletsiz vicdan... Vicdan patolojisi bu... Vicdanını yönetmeyen insan örneği… Akıl, irade, bilinç ve vicdan kendi işlerini yapmalı. 
VİCDANIN KÖTÜYE KULLANILMASI; VİCDANSIZ VİCDANLIK
Vicdan bir fıtrat hali ve Allah’ın insanın içine koyduğu din. Aslında din fazladan bir şeyler almak değil, fazlalıklardan arınmaktır. Din değerlerdir, değerler dindir.
“Her işin başı besmeledir” ne demek? Bütün mahlûkata ve herkese karşı, her işte şefkatli merhametli olmaya söz vermektir. 
İçinde vicdan yoksa din yoktur. Uydurulmuş din vicdansız dindir. Ateist ve deistler bu vicdansız vicdanın kurbanıdırlar. 
İnsan fıtratı, hayır ve şerri ayırt edebilecek şekilde yaratılmıştır. Bu manasıyla fıtrat, vicdan ile eş anlamlıdır. Vicdana; “sonradan edinilmeyip her insanda yaratılıştan bulunan bir ilahi armağan olduğu için” vicdan denilmiştir.
Vicdan da, tıpkı akıl gibi pasifleştiğinde yok sayılan bir özelliktir. Vicdanın var sayılması için, ille de aktif ve faal olması gerekir. Dinin amacı insanda aktif bir vicdan inşa etmektir. Aktif olan vicdan, fıtrattan beslendiği için hayır ve şerri tanır.
DİĞER VİCDAN TARİFLERİ
Vicdan, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir.
Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir.
Seküler anlayış ise insanın içinde bulunduğu toplumsal koşullarla belirlenmiş görgü ve bilgisinin sonucunda oluştuğunu söyler. 
Nietzsche'ye göre vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş, "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.
Vicdan kavramı psikanaliz kuramında benlik yapısının açıklanmasında ve ruhsal çözümlemenin anlaşılmasında önemli bir yer tutar.  Freud'un oluşturduğu psikanaliz kuramına göre ruhsal yapının oluşumunda üç önemli bölüm yer alır. Bunlar; terim olarak insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneğini ifade eder.
Kur’an’ı Kerîm’de vicdan kelimesi geçmemekle birlikte birçok ayette insanda bulunan ve onun iradî fiillerini ahlâk ölçülerine göre denetleyen, iyilik yapmaktan sevinç, kötülük yapmaktan ıstırap duyan bir ahlâkî melekeden söz edildiği, tövbenin de böyle bir vicdanî hesaplaşmanın ürünü sayıldığı görülür.  (Nisâ 4:17-18, Maide 5:38-39; Nahl 16:119).
Kur’an’da insanın psikolojik yapısıyla ilgili olarak en çok geçen kelimelerden nefse, vicdanın tesirini de içine alan geniş bir anlam yüklenmiştir. Kur’an’a göre nefis, vicdanî boyutu sayesinde kendini denetleme ve buna göre ödül veya ceza verme yetkisine sahiptir (Enbiya 21:64; Neml 27:14).
Nefsin iyilik ve kötülükleri ayırt edebilecek şekilde yaratıldığını, nefsini arındıranın ebedî kurtuluşa ereceğini, onu kirletenin ise ziyana uğrayacağını ifade eden ayetlerdeki (Şems 91:7-10) nefis kelimesi de vicdanı hatırlatmaktadır.
Kur’an’ı Kerîm’de yine sıkça geçen kalp kelimesi bazı ayetlerde vicdan anlamına da gelmektedir.
Ahirette kurtuluşa erebilmek için Allah’ın huzuruna temiz bir kalple varma gereğini bildiren ayetteki “kalbi selim” terkibi de (Şuara 26:89) her türlü sorumluluğun yerine getirilmesinin huzurunu taşıyan vicdanı nitelemektedir.
Antik Yunan’da Vicdan; Sokrat’ın “daimonion” dediği insanın içindeki ahlâkî uyarıcı, Ortaçağ skolastik felsefesinde her bireyin içinde var olan ilâhî ses, aydınlanma çağında ise insana özgü ahlâk duygusu veya aklî yetenek diye nitelendirilmiştir.
Kant’ın ahlâk yasaları, Freud’un süper ego, Piaget’in özerk ahlâk kavramları da vicdanla benzerlik gösterir.
Modern Batı felsefesinde vicdanın mahiyeti, oluşumu, ahlâk ve dinle ilişkisi, beden üzerindeki etkileri, vicdan terbiyesi vb. konular ele alınmış, insana etkisi bakımından vicdan psikoloji ve ahlâk yönünden ikiye ayrılmıştır.
Psikolojik vicdan, “canlının kendisinde meydana gelen bütün psikolojik etkinlikleri algılamasını sağlayan şuur hali”, ahlâkî vicdan ise “insana mahsus olup onun niyet ve eylemlerini ahlâkî ölçülere göre değerlendiren denetleme sistemi” diye tanımlanmıştır.
Ahlâkî vicdan insana özgü olması bakımından fiilden önce iyilik ve kötülüğü ayırt edebilen, fiilden sonra ise niyet ve davranışlarından dolayı ahlâkî fâili yargılayan, sonuçta ahlâkî tutumun değerine göre sevinç veya elem şeklinde bir tür yaptırım uygulamak suretiyle insanın ahlâkî gelişimini sağlayan manevi güçtür.
Modern İslâmî literatürde ahlâk ve din psikolojisiyle ilgili çalışmalarda vicdan Allah tarafından kişinin içine yerleştirilen, iyiyi kötüden ayırt etmeyi sağlayan bir güç olarak düşünülmüştür. Doğuştan gelen bu ahlâkî yetenek, iyi bir eğitimle düşünme kabiliyetinin gelişmesine ve dinî duyarlılığın güçlenmesine paralel biçimde niyet ve eylemler üzerinden etkili olur, bireyin iç dünyasında sorgulayıcı ve yargılayıcı bir güç halini alır.
Sonuçta vicdan kişinin davranışlarında tutarlı olmasını, kendi kendini denetlemesini sağlayan bir otoriteye dönüşür. “Müftüler sana fetva verseler de sen yine kalbine danış” hadisi de doğru inançlarla desteklenen bu düzeydeki vicdanın değerini ve güvenilirliğini gösterir.
Vicdan, özellikle son dönemlerde insan hakları ve demokrasi bağlamında üzerinde en çok durulan kavramlardan biri olmuştur. Vicdan daha çok din ve vicdan hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti gibi inanç ve düşünceyle ilgili kavramlarla birlikte söz konusu edilmektedir.
İnsanın aklı ve özgür vicdanıyla insan olduğu ilkesinden hareketle bu alanlardaki hürriyetler fert için düşünülebilecek hakların en değerlisi ve en doğalı, insan hayatının ve yetkinliğinin başta gelen şartı sayılmakta, dolayısıyla diğerleriyle birlikte vicdan hürriyeti de insanlığın uzun tarihî geçmişinde ulaştığı en önemli kazanım diye görülmektedir.
ALLAH’IN RAUF İSMİ VE VİCDAN
Rauf; şefkatli demektir.
Rahmet de şefkat demektir. Ancak, Rauf rahmetten daha özeldir ve şefkatin belli durumlarda gösterilmesi anlamını taşır ki, bu haliyle daha beliğdir (açık).
İlahi şefkatin görüntüleri
İlahi şefkat, iradesiz varlıklarda koyulan yasalarla yansır. Biz bu yasalarla öngörürüz, tecrübe sahibi oluruz. Gözlem yaparız, ibret ve tedbir alırız.
Rauf ismi, iradeli varlık olan insanda vicdan olarak belirir Olaylar karşısında, insanlara vicdan sızlaması yeteneğini veren, Rauf olan Allah’tır.
İnsanın acı çekmesi için izin verdi ki, vicdan ortaya çıksın istedi. Zira acının olmadığı bir âlemde şefkat kuvveden fiile çıkmaz, potansiyel bir yetenek olarak kalırdı.