İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Şayet siz kendinizi bir dünya devleti olarak görüyorsanız, küresel bir güç olma yolunda bir derdiniz varsa, dünyanın neresinde olursa olsun her olay sizi ilgilendirir, sizin derdiniz olur. Bana ne, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” deme lüksünüz olamaz.
Bu anlamda, bize 10 bin KM mesafede olan Venezuela’da olan olaylarda bizi ilgilendiriyor.
Peki, dünyanın sayılı petrol ve altın rezervine sahip Venezuela’da neler oluyor? Bu zenginliğe sahip olunmasına rağmen neden ekonomik bir buhran yaşanıyor, halk neden perişan, fakirleştikçe fakirleşiyor? Neden sürekli darbelerle anılıyor? 266 milyar varil petrol rezervine sahip Suudi Arabistan bolluk içinde yaşarken, 300 milyar varil petrol, 365 ton altın rezervine sahip Venezuela’da neden fakirlik, yoksulluk ve kıtlık hâkim?
Aslında bizi ilgilendiren en önemli sorular bunlar.
Venezuela, Hugo Chavez döneminde en iyi günlerini yaşadı. Ülkedeki doğal kaynakları kamulaştırdığı ve yabancı şirketleri kovduğu için ABD'nin hedefi oldu, birçok darbe girişimine maruz kaldı. Chavez'in ölümünün ardından iş başına gelen Nikolas Maduro da Chavez’in politikalarına devam etti. Bu durum ABD nin şiddetli bir şekilde tepkisini çekti. Çünkü ABD, kendi güdümünde olmayan, emir erliğini yapmayan hiçbir ülke istemiyordu. Hele arka bahçesinde hiç. Çünkü ABD, Güney Amerika’yı arka bahçesi gibi görüyor, itaatsizlik istemiyordu.
ABD dolayısı ile başkanları, kendilerini Osmanlı Sultanları gibi görüyorlar. Devletler kuran, devletler yıkan, imparatorlara taç giydiren veya o tacı geri alan Padişahlar gibi. Oysaki çok ama çok önemli bir ayrıntıyı atlıyorlar. Osmanlı hâkimiyetini sömürü ve zulüm üzerine değil, adalet, barış, hürriyet ve medeniyet üzerine kuruyorlardı. Onun içindir ki, halk, “Kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görürüm” diyordu. Ama ABD ve başkanları dünyayı kan gölüne, açık hava zindanlarına çevirdiler. Halkların öfkesi dinmek bilmediği gibi, gittikçe de çoğalarak sertleşiyor.
Venezuela ABD için asi çocuk. Yola gelmeli, gelmiyorsa getirtilmeli. Bunun içinde, Venezuela çıkardığı petrolü satamıyor, var olan altınını çıkartamıyor veya çıkarsa bile işleyemiyor. Bunun içinde varlık içinde yokluk çekiyorlar tabi ABD nin eyaleti oluncaya kadar.
Suudi Arabistan petrol üretimi konusunda Venezuela dan sonra gelmesine rağmen varlık ve bolluk içinde yaşıyor. Çünkü o ABD nin bir dediğini iki etmiyor. Ve Venezuela'da muhalefet lideri ve Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio'nun kendisini geçici devlet başkanı ilan etmesinin ardından, ABD Başkanı Trump, Guadio’yu Başkan olarak tanıdığını ilan etti.
Bu kelimenin tam anlamı ile ABD nin Venezuela da yaptığı bir darbedir. Devletler Hukukuna da, insan hak ve özgürlüklerine de aykırıdır. Çin, Rusya, İran ve Türkiye bu darbeye karşı çıktı. Özellikle Başkan Erdoğan, Başkan Nicolas Maduro’ya, “Dik dur Madura, yanınızdayız” mesajı son derece önemli. Çünkü, ABD nin ekonomik savaş içinde olduğu Çin bile bu kadar sert tepki göstermedi. Özellikle Çin’in, ABD nin yapmış olduğu gayri insani ve antidemokratik uygulamalara en sert şekilde tepki göstermemesi, ABD nin bundan sonra yapacağı bu ve buna benzer olaylara zemin hazırlama anlamına gelmiyor mu?
Peki Başkan Erdoğan neden bu kadar sert tepki göstermiş olabilir?
Öncelikle Maduro’nun 15 Temmuz’da yanımızda olmasından dolayı vefa borcunu öderken, biz her türlü darbeye ve anti demokratik uygulamalara dünyanın neresinde olursa olsun karşıyız mesajı verdi. ABD ye, ben senin stratejik ortağınım ama bunun gereğinin yapmazsan, gerektiğinde, Çin, Rusya ve İran ile de birlikte hareket edebilirim. Yalnız değiliz yeni müttefikler bulabilirim. Her zaman oyun kurucu olamayabilirsin, Suriye’de özellikle Orta Doğuda kartları dağıtırken, kararlar alırken bu ittifakı unutma! YPG,PYD -PKK dan oluşan, en modern silahlarla donattığın Orta Doğu daki, “Kara Gücü”nü kullanırken rahatça hareket edemeyeceksin. Bu ittifak sürekli karşında olacak! Güvenilmeyen bir ortaksın, bunun bedelini Türkiye’nin dostluğunu kaybederek ödersin. Bundan sonra Türkiye’ye bir hareket yapacakken bunu iki kere düşün. Ve Münbiç’ten çekilirken başka hesaplar yaparken bu ittifakı düşünerek hareket et. Vs.
Maduro’nun dik duruşu, demokrasinin yanında olmak, anti demokratik uygulamaların ve darbelere karşı olmanın sembolüdür. Dolayısı ile, demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine inanan herkes, ABD nin bu müdahalesine en şiddetli şekilde tepki göstermek zorundadır.
BİR ŞEYİ ASLA UNUTMAYALIM! BUGÜN VENEZUELA’YA YAPILANLAR, TÜRKİYE’NİN ZAYIF VE GÜCÜNÜ KAYBETTİĞİ BİR ANDA BİZİM DE BAŞIMIZA GELECEĞİNDEN KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN.
İNSANLIĞIN, KÜRESEL BİR GÜÇ OLMASI GEREKEN TÜRKİYE’YE, HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA FAZLA İHTİYACI VARDIR. İNSANLIK BİZİ BEKLİYOR…