Piyasalar

Vatan-Din Bahsi ve Sade Vatandaş

Punto:
Saygıdeğer okuyucularım milletimizin vatan, millet, din gibi konularda hassasiyeti bilinmektedir. Nitekim Zeytin Dalı Harekâtı’na halkımızdan yüksek oranda destek vardır. Yapılan anketlerde halkımızın %85-90’nının Zeytin Dalı Harekâtı’nı desteklediği ortaya çıkmıştır. Yani insanımız kahraman Mehmetçiğin yanındadır... Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili düşüncelerimi 3 farklı yazımda değerlendirdim… Milletimizin temel konulardaki tutumuna ait güzel örneklere sıkça rastlamaktayız. “İyilikler paylaşıldıkça büyür” prensibi gereğince bu şecaat ve diğerkâmlık örneği söz, tutum ve davranışların hatırlatılması/paylaşılması gerekir… Bu güzel örneklerden bir yenisine “Edeler Diyarında” rastladık… Yıl 2018… Yeni yılı ilk günlerinde Türkiye, bölgesinde barış ve istikrarı temin etmek ve sürdürmek için “Zeytin Dalı Harekatı’nı” başlatıyor… Yurdumuzun her köşesinde insanlarımız bu harekâtı olumlu buluyor, destekliyor… İlimizde bu çerçevedeki bir olay kamuoyunda yayımlandığında takdirle karşılanıyor. Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesinin Darıovası Mahallesi'nde oturan Halil ve Münevver Çınkır bu örnek olayın iki kahramanı… Münevver Çınkır, sabah uyandığında eşi Halil Çınkır'a rüyasında Afrin'deki Mehmetçikleri savaşırken gördüğünü ve “Anne bize dualarınızı gönderin; desteğinizi bekliyoruz” dediğini anlatır… Bu konuşmadan etkilenen Halil Çınkır, ahırındaki 2 ineğinden birini 3 bin liraya satıp parasını Afrin'deki Mehmetçiğe göndermeye karar verir. Halil Çınkır, Andırın Kaymakamı Haluk Koç ile görüşerek gelişmeleri anlatır ve 3 bin lirayı Afrin'deki Mehmetçiğe ulaştırmak istediğini belirtir… Bu görüşmeden, Mehmetçik Vakfı aracılığıyla paranın Afrin’de görev yapan Mehmetçiğimize destek amaçlı gönderilmesi kararı çıkar. Halil Amcamız daha sonra banka şubesine giderek 3 bin lirayı ilgili hesaba yatırır... Elbette devlet böyle bir harekât için gerekli levazım ve tedarik imkânlarına sahiptir… Bu imkân kabiliyetinin devam etmesi en büyük dileğimizdir… Bu imkân kabiliyetine rağmen sade vatandaşın duyarlığı önemsenmesi gereken bir durumdur… Geçmişte de bu topraklarda sade vatandaşın en güzel, unutulmayan ve örnek olan davranışlarından biri de Abdal Halil Ağa'nınkidir… Yıl 1919… Maraş’ın Fransız işgalinin söz konusu olduğu günler… Yüzyıl sonra bile hatırlanan bir olay gerçekleşiyor… Olay 1919’da Kahramanmaraş’ta geçer… Ermeniler Fransız işgalcilerini coşku ile karşılamaya hazırlanıyorlar… Ermenilerin en zengini ve en nüfuzlusu eski Maraş Mebusu (Milletvekili) Agop Ağa, Abdal aşiretinin ileri geleni Abdal Halil Ağa'ya gelmesi için haber gönderir… Halil Ağa gelince aralarında şu diyalog yaşanır: -Agop Ağa: “Arkadaşlarını topla gel! Ordusunun başında gelen büyük Fransız kumandanını karşılamağa gideceğiz.” -Halil Ağa: “Olmaz… Gelemem…” -Agop Ağa: “Kasnağını altınla dolduracağım gelirsen…” -Halil Ağa: “Bilirim, doldurursun. Davulumu değil, evimi bile altınlarınla doldurursun… Amma bu din bahsi... Bir çomak bile vuramam…” Sade vatandaş… Elbette gizli hazine gibi kahramanlık destanları/ yaşanmışlıklar vardır… Bunlar dün olmuştur, bugün de olmakta ve gelecekte de olacaktır… Bu tür diğerkâmlık örnekleri genelde hep sade vatandaşlar arasından çıkmaktadır… Sade; süsü, gösterişi olmayan ve yalın anlamındadır… Yani sade vatandaş ülkenin maddi imkânlarından en az istifade eden ve kendi emeği ile geçinen vatandaşlar… Ya bezirgânlar! Bezirgânlık ise mesleğini(din, vatan, bilim vs) sadece kazanç için kullanan kimsedir… Unutulmaması gerekir ki, bu ülkenin temel direğini sade vatandaşlar oluşturmaktadır… Bu gösterişsiz insanlar yazmaktadır destanları… Süt satan imamdan kahraman çıkarken kuyumcudan, bankerden vs yaldızlı kesimden neden çıkmaz? Bu gösterişsiz insanlar yazmaktadır türküleri… Onların yazdıkları türkü olup dillerde diyar diyar dolaşmaktadır… Son söz: Para için türkü söyleyenler, zamanı aşan türküleri besteleyemez…