Piyasalar

Uzun ve Sağlıklı Yaşam -3-

Punto:
Beden ve zihin olarak “Yaş yetmiş iş bitmemiş” diyen kaliteli yaşlanmış insanlarla yaptığım sohbetlerdeki izlenimlerimi sizlerle paylaşmaktayım. Bu sohbetlerden ikisini daha önce bu köşede paylaşmıştım. Bugün üçüncüsüne yer vereceğim. Bu yazımda da inceleme kriterlerimizden başarı ile geçmiş sağlıklı kalmış bir insanımızı sizlerle buluşturacağım. Bugünkü konuğumuz şehrin gürültüsünden uzak, serin ve temiz bir havada yaylada yaşamakta. Bir dönem şehirde yaşamış sonra buralar bana göre değil diyerek köyüne dönmüş ve doğayla iç içe yaşamaya başlamış… Yazılarımıza konu ettiğimiz uzun ve sağlıklı yaşamanın sırlarını keşfetmek için kaliteli yaşlanmayı başarmış; “Yaş yetmiş iş bitmemiş” diyenlerden “Sayın Mehmet Ceritli’den söz ediyorum... Kendisi ile Büyük Nacar Köyü’nde küçük köy meydanında sohbet etme imkânı bulduk… Büyük Nacar Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı 1.500 metre rakımda kurulmuş olan bir köyümüzdür… İnce Mehmet bağ/bey… Mehmet Bey amcamız 1945 yılında Büyük Nacar Köyü’nde doğmuş… Allah (cc) uzun ömür versin amcamız 73 yaşında… Anne babası bu köyde çiftçilikle uğraşıyormuş. Kendisi 6 evlat yetiştirmiş… Köylüleri kendisine “İnce Mehmet bağ/bey” derlermiş. Bu adlandırma hiç şüphesiz gençliğinden beri zayıf olmasından yani kilo sorunu olmamasından. Belki de Mehmet Amcanın “fazla kilosunun olmaması” sağlıklı kalmasının nedenlerinden biridir… İş hayatı… İş yaşamını şu şekilde özetlemekte: “Bahçıvanlık/çiftcilik yaptım. Hala bahçemde çalışıyorum…” Bu amcamız da ömrünün çoğunu bedenen yapılan işlerde çalışarak geçirmiş… Sağlıklı yaşlanmanın önemli sırrı olan “hareketli yaşam” bir kez daha karşımıza çıkıyor… Ne yemiş ne içmiş? Beslenmesi ile ilgili olarak şunları anlatmakta: “Yemek ayrımım yok, ne olursa onu yerim. Genelde üç öğün yemeye dikkat ederim. Yoğurt, sadeyağ (tereyağı) ile bahçemde yetiştirdiğim domatesleri ve ağaçlarımdaki doğal meyveleri bol bol tüketirim… Şuna da dikkat ederim: Sofrada 7 çeşit yemek olsa da bir tanesini yerim. Bir de çok yemem… Tavuk yemem ama kırmızı eti tercih ederim… Sigaraya içmedim ama ‘ot’atıyorum…” Amcamızın, beslenme alışkanlığı doğal besinlere dayanmakta. Mideyi tam doldurmadan sofradan kalma prensibini başarı ile uygulamakta. Beyaz eti sevmemesi bir olumsuz yön olarak karşımıza çıkıyor… Sigara içmemesi doğru bir davranış ama ot atma konuda Mehmet amcamızın da doğru yapmadığı düşüncesindeyim… Bilmeyen okurlarımız için hatırlatayım: Kahramanmaraş’ta tütün ve kül gibi bazı materyal ile hazırlanıp tutak arasına veya dilaltına ince kâğıtla konulan bir yöresel keyif verici madde… Eğitim ve sosyal yaşam… “Bir aile ortamında büyümüş yani anne-babası yetiştirmiş. Okuma yazma öğrenmiş. İlkokul diploması var. Uzun süreli bir eğitim sahibi değil… Köyde yaşlılar zaman zaman bir araya geliyorlarmış. Mehmet amcada katılıyormuş. Köydeki düğünlere de katılırmış. “Ben bir ara şehre göçtüm daha sonra buralara döndüm. Burada arkadaşlarım var. Cuma günleri camiye gelirim, diğer vakitler Allah (cc) afetsin” demekte… Sağlıklı kalmak için sosyal ortam önemsenmesi gereken bir durum… Tevekkülün ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek isterim… Sağlık… Mehmet amcanın tansiyon ve diyabet (şeker) hastası değil. Görme ve duymada da bir sorunu yok… Hafızasını anlamak için bazı şeyler soruyorum, aldığım cevaplara bakılırsa iyi gözüküyor. Sohbet sırasındaki genel anlamda sağlıklı olduğunu gözlemledim. Gençken mide sarkmasından bir ameliyat geçirmiş ve daha sonra bir sağlık sorunu yaşamamış… Uykusu düzenliymiş… “Sabahları erken kalkarım, günde 6-7 saat kesintisiz uyuyorum… “Çok stres yapar mısın, sinirlenip kızar mısın” diye soruyorum. “Hayır” cevabını alıyorum. Yanındakilerde tasdikliyorlar. Damadı da “fazla bir şeye kafa takmaz” diye sohbete katılıyor. Bu anlatılanlara göre Mehmet amcamızın stresten uzak, temiz havada, doğal besinlere dayalı bir beslenme ve hareketli bir yaşam şekli ile kaliteli yaşlandığını görmüş olduk… Son söz: Neyi tercih ederseniz o şekilde yaşlanırsınız…