Ülküdaşım

Rahmetli Yazıcıoğlu'na, rahmetli Ozan Arif'e hain diyen, cenazesine katılmaya bile izin vermeyen MHP Lideri, Çakıcı'ya ülküdaşım dedi. Yıllardır Türk siyasetini ve Bahçeli'yi yakından takip ederim, daha bir ülkücüye ülküdaşım dediğine tanık olmadım. Bir hareketi tasfiye edecekseniz önce onu toplumun gözünden düşürecek, itibarsızlaştıracak, değersizleştireceksiniz. Ülkücülüğü Çakıcı ile özdeşleştirmenin amacı bu olmasa bile sonucu budur. Bu tip ifadelerin toplum üzerinde bırakacağı tesiri düşünebiliyor musunuz? Daha önemlisi gençlerin ülkücü algısını nasıl etkileyeceğini? Merd-i kıpti secaat arz ederken sirkatini söyler, bu da öyle bir şey. DEMİRTAŞ, ARINÇ Sn Bülent Arınç önceki gün katıldığı bir TV programında Kürtlerin uğradığı haksızlıklara işaret etti, Demirtaş güzellemeleri yaptı. Arınç, iyi niyetli ancak bazı konularda gerçeklikten kopuk bir siyasetçi. Daha önce de neredeyse Apo'yu 5 vakit namazında evliya yapacaktı. Kürtlere haksızlık edildi derken bilerek veya bilmeyerek HDP'nin bölme planlarına katkıda bulunduğunun farkında değil. Bunun nedeni, bu ağır sorunu Cumhuriyet ve Atatürk'ün çıkardığına duydukları yanlış inanç Daha Atatürk doğmamışken de Kürt İsyanları vardı. Babanlar, Bedirhaniler, Şeyh Ubeydullah isyanı bunlardan bazıları. Bölücülük Cumhuriyetin uygulamalarının bir sonucu değil, Kürt milliyetçiliğinin bir sonucudur. Elbette yanlışlar, haksızlıklar olmuştur ama bunun karşılığı isyan değildir, kimse de bunu haklılaştıramaz. Demirtaş'a gelince şu kadarını söyleyeyim. Çözüm sürecinde arızalar çıkınca CB Erdoğan B, C planlarımız var, uygular yolumuza devam ederiz demiş, Demirtaş'ta cevaben A planınız Apo'ya yalvarmak, B planınız Apo'ya yalvarmak, C planınız Apo'ya yalvarmaktır demişti. Bunu yutup hazmedene diyeceğim yok ama, aynı Demirtaş'ın hendek teröristlerine- alınlarından öpüyorum dediğini de unutmamalıyız. Şiddeti teşvik etmek suçsa- ki suçtur- kimse Demirtaş güzellemeleri yapamaz. Bırakalım kararı yargı versin. Bu tip ifadeler beli kırılan terör örgütüne moral motivasyon sağlamaktan başka işe yaramaz. ÖZDAĞ VE KÜRT PANELİ Sn.Özdağ'ın İYİ Partiye yönelik açıklamalarından sonra şimdi de Özdağ'ın 1998 yılında Washington'da katıldığı Kürt Çatışmasının Çözümü paneli konuşuluyor. Panelin katılımcıları arasında Özdağ'ın yanı sıra, Hamit Bozarslan, Mehdi Zana, R.Olson ve Graham Fuller gibi isimler var. Bozarslan şimdilerde 90 yaşını devirmiş, etnik bölücülüğün babası sayılan bir isim. Onlarca kitap ve makalesi var.Tek başına onlarca HDP'ye bedel. Mehdi Zana, Leyla Zana'nın kocası, daha çok Barzani çizgisinde bir isim. Fuller, bir dönemin CIA Ortadoğu istasyon şefi. R.Olson, soruna PKK/HDP ile aynı pencereden bakan bir isim. Türkçe'ye de çevrilmiş Koyun ve Kasap isimli kitabın yazarı. Panel yöneticisi Alan Makovsky ise Center For American Progress adlı ABD istihbaratı ile ilişkili düşünce kuruluşunda Ortadoğu ve Türkiye uzmanı. Yıllarca ABD Dış İşleri bakanlığında çalışmış , 28 Şubat'ta askerlerle ilişkileri basında çok konuşulmuş bir isim. Özdağ'ın aynı panelde konuşmacı olduğu bu isimlerin tamamı, İYİ parti görüştü dediği HDP'lilerden daha tehlikeli isimler. Şimdi bazı çevrelerde Özdağ'a cevap olarak bu panel konuşuluyor. Özdağ'ın bu panelde Türkiye aleyhine bir yanlış yaptığını veya yapacağını sanmıyorum. Bir Türk milliyetçisi asla ülkesini, milletini satmaz. Tıpkı İYİ Partinin HDP ile görüşmemesine rağmen, görüşse bile yanlış yapmayacağına inandığım gibi. Bir panele katılımcı olmak o panelde bulunan diğer isimlerle aynı torbaya konulmayı gerektirmez. Keza, bir toplantıya gitmek de o toplantıda bulunanlarla aynı kategoride ele alınmayı haklılaştırmaz. Lakin Özdağ, kendine yönelik bu suçlama yolunu da kendisi açtı. Kendisinin de yaptığı bir şeyi İYİ Partiyi suçlamak için kullandı. Bir fikir ve dava adamına yakışmayacak tarzda -talebesi bile olamayacak adamların- programına çıkarak hareket nezdindeki imajına gölge düşürdü. Görüldüğü gibi bu tip ifadeler dönüp dolaşıp sonunda bumerang gibi sahibini vuruyor. Keşke böyle olmasaydı diyeceğim ama Basra harap olduktan sonra bunun hiç bir anlamı yok. Bazen konuşmak değil, susmak insanı büyütür.