Ömür ÇELİKDÖNMEZ
Punto:
Dinle
Açık yazmakta fayda var. İngilizler ABD-Türkiye yakınlaşmasından rahatsız. Bunu her fırsatta ve platformda belli ediyorlar.
Aytunç Altındal, ‘Gül ve Haç Kardeşliği'nde Avrupa Birliği'nin Türkiye'de hiç bilinmeyen "Gnostik- Masonik" yüzü ve özünü anlatır. Adamların hiç boş durmadığına esefle müdrik olursunuz.
Chatham House full time / tam zamanlı çalışıyor. Türkiye’den ağırladıkları misafirler hiçte sıradan değil. Türk siyasetini, Kraliçenin eteklerinde yeniden düzenlemek isteklerini gizledikleri söylenemez.
En son İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiltere ziyareti kapsamında Türkiye'de eleştirilerin odağındaki düşünce kuruluşu Chatham House’u ziyaret etti.
Daha öncede Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da Chatham House’ın rahleyi tedrisinden geçtiler.
Geçen yazmıştım. Sultan II. Abdülhamid'in muhalifleri Paris ve Kahire'yi mesken tutmuştu. Şimdi de ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalifi varsa soluğu Londra’da alıyor. Gül, Babacan, Davutoğlu, İmamoğlu gibi.
Chatham House Ne İş Yapar?
Chatham House, 2009’da Foreign Policy dergisi tarafından ABD dışındaki en iyi düşünce kuruluşu seçildi. Pennsylvania Üniversitesi’nin 2015 yılında yayımladığı bir rapora göre Brookings Enstitüsünden sonra dünyadaki en etkili ikinci düşünce kuruluşu.
1920'de ilk önce Uluslararası İlişkiler Enstitüsü adıyla faaliyete geçti. 1926’da İngiltere Kraliyet ailesinin imtiyazını aldı. Bu imtiyazdan sonra ismine “Kraliyet” ibaresi eklendi ve “Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü” adını aldı.
Fakat ilerleyen yıllarda bulunduğu binanın ismiyle anılmasından dolayı Chatham House adıyla tanındı. Kuruluş, 2005’ten itibaren uluslararası ilişkilerde önemli katkılar veren kişilere veya sivil toplum kuruluşlarına/liderlerine ödül veriyor, ayrıca her yıl çeşitli konferanslar düzenleyip, raporlar yayımlıyor.
Chatham House 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “2010 Devlet Adamı” Ödülü Vermişti
Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House adlı düşünce kuruluşunun “2010 Devlet Adamı” ödülü, düzenlenen törenle İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e takdim edilmişti.
Chatham House, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kristal cam ödülünü, “Türkiye, Gül’ün liderliği altında sivil demokrasiyi yerleştirmiş, siyasi ve hukuk reformlarını gerçekleştirdi” gerekçesi ile vermişti. “Chatham House Ödülü” 2005 yılından bu yana veriliyor.
Ödül verildiği yıldan bir önceki sene uluslararası ilişkilerin gelişimine en önemli katkıyı yapan devlet adamına takdim ediliyor.
Ödül, 2005 yılında eski Ukrayna Devlet Başkanı Victor Yuşçenko’ya, 2006 yılında eski Mozambik Devlet Başkanı Joaquim Chissano’ya, 2007 yılında Katar Emiri’nin eşi Sheikha Mozah Bin Nasser Al Missned’e, 2008 yılında Gana Devlet Başkanı John Kufuor’a ve 2009 yılında Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’ya verilmişti.
Ödülün hangi ülkelere verildiğine bakılırsa, onlar için Türkiye'nin hangi ligde olmasını istedikleri anlaşılabilir.
Chatham House ABD'nin Uluslararası Çıkarları Ve Gücü ve Nüfuzu İle Yakından İlgili
Chatham House'daki Amerika masası, ABD ve dünya ile ilgili gelişmeleri, transatlantik ilişkileri, jeoekonomiyi, ABD'nin Latin Amerika ile ilişkilerinin karakterini inceler.
ABD'nin uluslararası çıkarları ve gücü ve nüfuzu yansıtmak için küresel bir yeteneğe sahip olduğunun farkındalar. Bir tür fütürolojik medyumluk peşindeler.
Rus oportünizmi, Türkiye'nin bölgesel niyetleri, yükselen bir Çin, teknoloji, siber alan dahil olmak üzere yeni çatışma alanları olan bir dizi göz korkutucu güvenlik sorununu ele almaya çalışıyorlar.
Tıkılıp kaldıkları adada ne altın var, ne güneş, ne petrol, ne doğalgaz ne kauçuk ne kahve? Tabiki bunu yapmalarındaki amaç uzunbacaklıların kahrolası çıkarları.
Chatham House Türkiye'nin Suriye’de Kimyasal Silah Kullandığı Yalanını Ortaya Attı
Trump'ın ABD birliklerini geri çekme kararının ardından Türkiye'nin Ekim ayında kuzey Suriye'ye girmesiyle İngiliz centilmenliğinden eser kalmadı hemen çamura yattılar.
IŞİD/DAEŞ ile PKK/YPG terör örgütlerine karşı Türk Ordusunun kimyasal silah kullandığı yalanı servis edildi.
İngiliz Kimyasal silah uzmanı Hamish de Bretton-Gordon, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye operasyonunda Serêkaniyê’de beyaz fosfat içeren mühimmat kullanıldığını kanıtlayan fotoğraflar gördüğünü söyledi.
Kim bu Hamish de Bretton-Gordon OBE?
En büyük kimyasal silah üreticisi ve tedarikçisi İngiltere olmasına karşın kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi görüyolar. Ama elleri kirli.
İngiltere, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer silahlar üzerine (KBRN) hazırlıklı. Hatta öyleki en son geçen yıl “Toxic Dagger” (zehirli hançer) tatbikatını yaptılar.
Defence Science and Technology Laboratory (DSTL/ Savunma Bilimi ve Teknolojisi Laboratuvarı/SBTL neyle uğraşır sanki bilmiyoruz?
İngiliz Ordusu albayı ve NATO komutanı olan Hamish De Bretton-Gordon'ın Rus ajanı Skripal’in İngiltere’de zehirlenmesinde kilit bir rolü vardı.
Hamish de Bretton-Gordon OBE bir kimyasal silah uzmanı ve 17 Ağustos 2017'de sona erene kadar SecureBio Limited'in direktörlüğünü yaptı. Eskiden 23 yıl boyunca bir İngiliz Ordusu subayı ve İngiltere'nin Ortak Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Komutanıydı.
İngiliz Görüşü: Türkiye’nin Suriye’de oluşturacağız güvenli bölge Türkiye açısından güvenli olabilir ama Kürtler için değil.
Brüksel’de Avrupa Parlamentosu düzenlenen açık oturumda konuşan İngiliz Liberal Demokrat Partisi üyesi Martin Charles Horwood, PKK/YPG yapılanmasının Rojava’da uçuşa yasak bölge talep etmelerini desteklediğini söyledi.
Türkiye’nin Rojava’da oluşturmasını hedeflediği güvenli bölgeye ilişkin değerlendirme yapan Martin Horwood “Türkiye’nin Suriye’de oluşturacağız güvenli bölge Türkiye açısından güvenli olabilir ama Kürtler için değil.
Türkiye’nin savaş suçu işlediğine dair duyumlar alıyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin dile getirdiği güvenli bölgenin iyi bir fikir olacağını düşünmüyoruz. Dolaysıyla Avrupa Parlamentosunda söz konusu kararın karşısında durduk” ifadelerini kullandı.
Türk Kuvvetlerine Yönelik Saldırılar Made İn England
Birkaç gün önce ne oldu bir hatırlayın? Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin Suriye Milli Ordusuyla geçen ay YPG'den temizlediği Rasulayn kentinin doğusunda yer alan Telhalef kasabasında bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda 17 kişi hayatını kaybetti.
Dün de Milli Savunma Bakanlığı Şanlıurfa Akçakale'deki hudut karakoluna düzenlenen havan saldırısında iki Türk askerinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Türk kamuoyu İngiliz İslamcılarının yönlendirmesiyle kafayı Amerika ordusu ile bozmuş. Trump günah keçisi. Tamam Amerikalılar masum değil ama İngilizler de Mesih değil. Daha bugün İngiliz özel Kuvvetleri sabah saatlerinde Tel Temr kuzeyindeki Kesrak köyünü terk ederek Deyrezzor doğusundaki Ömer petrol sahasına intikal etti.
Ne işi var bu çakalların bölgede? Benim ilk aklıma gelen İngiliz Özel Kuvvetlerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolü altındaki noktalara saldırı gerçekleştirdiği.
Uzunbacaklı çıyanlar sadece Chatham House'da viskilerini yudumlamıyor. Burnumuzun dibinde bize posta koyuyor iyi mi? Ama bilmedikleri bir şey var, bu topraklarda fincanı taştan oyarlar!