Piyasalar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Makul Güvenceli Kar Sistemi ile Enflasyonu ve Döviz Kuru Artışını Durdurabilir

Punto:
İlim ile irfanın, üretim ile paranın, iman ile dinlerin yollarının ayrıştığı bir çağda, gelişmekte olan bir ülke olarak hakkımıza düşeni fazlasıyla yaşıyoruz. Enflasyon ile birlikte döviz kuru artışını durduracak olan “üretim” ile “para”nın yolları tekrar nasıl buluşabilir? Nice vakittir üzerinde zihnî mesai harcanan “MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ” (MGKS) ve “Para Politikası” hakkında açıklamalara geçmeden önce, paranın tanımı, kültürel evrimi ve ekonomik gelişmedeki rolü hakkında kısaca serencamını arz etmek faydalı olacaktır. Ticarette bir değişim aracı olan paranın tarihî ve kültürel evrimi sonucu olarak 19. yy sonrası “dijital finans sistemi” ile birlikte adeta ekonomide insan vücudunda dolaşan kan kadar önemli hale gelmiştir. Ekonomik sistem içerisinde faiz gibi çeşitli finansal araçlar ile paranın miktarını, hareketini ve dolaşım hızını ise merkez bankalarının politikaları belirler. Öyle ki; kanın, insan vücudundaki miktarı, dolaşım hızı insan sağlığı açısından ne kadar önemli ise, paranın ekonomik sistem içerisindeki benzer dolaşımı da o kadar önemlidir. Başka bir ifadeyle dalgasız deniz veya akarı olmayan su ya da felsefesiz düşünce nasıl yosunlaşma ve yoksullaşmaya mecbur ise, hareketsiz para da işlevsizleşmeye ve diğer yabancı paralar karşısında değersizleşmeye mahkûmdur. Ekonominin kan dolaşımına yön verildiği ve paranın kalbinin attığı Merkez Bankası ile alakalı zamanaşımına uğramış bir hatıramı sizinle paylaşmak isterim. 2017 yılında, Merkez Bankası’nın bazı toplantılarına Bağımsız Denetçi olarak davet edildim. Toplantılardaki fikir ve konuşmalardan olacak ki, bir genel müdire hanımefendi, toplantı sonrası kahve içmek için makamına davet etti. Tam kahveleri içerken başka bir genel müdür arkadaşımı sual ettim ki, Hanımefendi adeta dondu kaldı. Kahvelerimiz henüz bitmeden nezaketen ayağa kalktı, bana mihmandarlık yaparak yol gösterdi ve diğer genel müdür beyin makamına kadar eşlik etti. Bu defa makamına gittiğim arkadaşım, mebhus hanımefendiyi görünce ses tonu değişti ve yüzü yere düştü. Hülasa, görüşmemiz bitince makamdan ayrıldım. Fakat acı olan şu ki, Sayın Genel Müdür beni uğurlarken Özel Kalem’de çalışanlara hitaben “Ben gelene kadar siz ŞEHİT TEPESİ’ne sahip çıkın!” dedi. Ekonominin kanının pompalandığı, paranın kalbinin güm güm atması gereken devletin ve milletin bekasını temsil eden bir kurumdaki “iç savaş” havası, aslında ülke olarak bugünlere gelişimizin habercisiydi. İnşallah, Merkez Bankamızın yeni Başkanı Sayın Naci AĞBAL üstadımız, “liyakatı önceleyen” sağlıklı bir yapı kuracaktır. Bir para biriminin, ülke içindeki ve dünyadaki hareketini, dolaşımını hatta dolaşım yönünü ve hızını belirleyen de faiz ve para birimleri arasındaki değer kaybı veya kazancıdır. Bugüne kadar sistemli alternatif üretemeyen ve dinî hassasiyetler sebebiyle faize karşı üretilen politikalar, özelikle paranın “sanal sistem üzerinden hayali üretimi ve kullanımı” ile çıkmaza sürüklenmiştir. TEDAHİ (Ticaret Ekonomi Demokrasi Adalet İnsan) başlıklı çalışmamızda, 2005 yılından beri vurguladığımız “ÜRETİLMEMİŞ ZENGİNLİK MEDENİYET İNŞA EDEMEZ. BİZ RANT YERİNE ÜRETİMİ ESAS ALAN İÇİNDE BİLGİ BARINDIRAN, AHLAKI OLAN, SOSYAL ADALETÇİ ve MEDENİYET İNŞA EDECEK EKONOMİK POLİTİKA” anlayışımızda hem “faiz” ve “kur farkı” üzerinden paranın silah olarak kullanımına karşı, hem de faizin bir “sömürü aracı” olmasının önüne geçecek bir ALTERNATİF sunuyoruz. MGKS (MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ) PARA POLİTİKASI Makul Güvenceli Kâr Sistemi, kısaca Merkez Bankalarının, banka ve finans kurumlarına borç para vermesi üzerine kuruludur. Başka bir ifadeyle “BORCA DAYALI FİNANS SİSTEMİ” olarak tarif edilebilir. Sistem’de, Devlet ya da özel banka veya finans kuruluşları ihtiyaçları olan parayı Merkez Bankası’ndan temin eder; karşılığında ise belirlenen faiz oranında ödeme yaparlar. Benzer şekilde, işletmeler ya da şahıslar da ihtiyaçları olan parayı banka ya da finans kuruluşlarından “kredi” adı altında temin eder, gerçek piyasa şartlarında “faiz” olarak bir bedel öderler. Çağımızın önemli krizine dikkat çekmek gerekir. Bankalar, Merkez Bankası ya da uluslararası finans sisteminden “kredi” olarak temin ettiği paranın onlarca katı kadar da “DİJİTAL SİSTEM ÜZERİNDEN HAYALİ OLARAK ÜRETTİĞİ PARAYI VATANDAŞA SATMAKTADIR.” Söz konusu satışlardan büyük kazançlar elde edilmektedir. 2018-2019 döneminde, Türkiye’de kurumlar vergi rekortmenlerinin ilk 10 sıra içerisinde ilk 7’sinin bankalar olması üzücüdür. Sıralamanın önemi, bankaların “özsermaye miktarları” ile “dolaşımda olan miktarlar” arasındaki farktan anlaşılabilir. (Benzer bir durum FOREKS vb piyasalar için de geçerlidir). “BORCA DAYALI FAİZ SİSTEMİ”, son çeyrek yüzyılda parayı bir “değişim aracı” olmaktan çıkarıp adeta bir “mal” veya bir “yatırım aracı” haline getirmiştir. En dehşet-engiz olanı da “İNSANLARI HATTA DEVLETLERİ HAYALİ PARA ÜRETEREK TÜKETMEK GİBİ ÇILGINCA BİR YOLA İTMİŞTİR”. BİZİM ÖNERİMİZ: MGKS (Makul Güvenceli Kâr sistemi) TC Merkez Bankası, talep eden gerçek veya tüzel kişinin faiz karşılığı olarak para ihtiyacını karşılamaya devam edebilir Ancak PROJE karşılığı olarak sağlanacak finansmanın en verimli şekilde kullanılması MGKS (Makul Güvenceli Kâr Sistemi) içinde rahatlıkla mümkündür. Banka ve finans kuruluşları da benzer bir usulle talep eden işletmeye FAİZ esasıyla veya MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ ile finansman sağlamalıdır. MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ, bir yandan teşvik kapsamındaki sektörlere projeye dayalı olarak finans sağlayacak, diğer yandan da sağladığı finans için faiz yerine, makul güvenceli kâr dağıtacaktır. Bir örnekle izah etmek gerekirse; “A” Bankası, Merkez Bankası’na müracaat ederek herhangi bir sektörde üretim veya ihracat yapmak için MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ ile kullandırılmak üzere finansman talep edecektir. Kredi kullanan banka, MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ ile talep ettiği kredinin toplam yatırım ve kredi rezervi içerisindeki pay oranları dikkate alınmak üzere, kredi sözleşmesinde belirlenen oranda kâr ödeyecektir. Merkez Bankası’ndan, MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ ile kredi talep eden banka, aynı yöntemi takip ederek “projeye dayalı olarak kredi verecek”, vade bitiminde (işletmenin üretim ve faaliyete geçmesi halinde) firmanın yıllık kârı üzerinden, verdiği kredinin toplam sermaye içerisindeki payı hesaplanarak kredi sözleşmesinde belirtilen oranda ödeme yapacaktır. MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ içerisinde hem Merkez Bankası ile diğer bankalar, hem de bankalar ile kredi kullanmak isteyen işletmeler arsındaki bütün işlemler kâr oranları, pay hesaplamaları ve ödemeleri, kredilerin geri dönüşü “makul güvenceli kâr miktarının tespiti” KGK (KAMU GÖZETİM KURUMU) ile MERKEZ BANKASI’nın ortak çalışmasıyla belirlenecek, KAMU GÖZETİM KURUMU tarafından bu konuda yetkilendirilmiş Bağımsız Denetim Firmalarınca BAĞIMSIZ MAKUL GÜVENCE DENETİM RAPORU hazırlanacaktır. Ancak, belirtmek gerekir ki, bu sistemde “kârı garantiye almak” ya da “İslamî bankacılık yapmak” söz konusu değildir. Amaç, KÂR’IN ÜZERİNDEKİ KARA BULUTLARI KALDIRMAK ve insani değerler ölçüsünde Sosyal Adaleti tesis etmektir. Asıl gayemiz: -Üretim ile parayı buluşturarak toplumda, kazanmak için ÜRETME anlayışını yerleştirmek. -Paranın verimliliği ile sermayeye GÜVEN tesis etmek. -Bankacılık anlayışında İPOTEK yerine PROJE güven esaslı anlayışı sağlamak. -Benzer sistemi, BES ve SGK’ya uygulayarak tasarrufları artırmaktır. Yukarıda özetle anlatılan MAKUL GÜVENCELİ KÂR SİSTEMİ’nin işleyişi ve raporlanması hususundaki çalışmalara Millî Vicdan İlmî Düşünce Platformu “EKONOMİ ve MALİYE ÇALIŞMA GURUBU” olarak her türlü SİYASAL MÜLAHAZANIN DIŞINDA kalmak şartıyla katkı yapmaya hazır olduğumuzu arz eder, saygılar sunarız.