Punto:
Dinle
Bu başlık ana ait değil. Yanılmıyorsam 1992’de Ankara’da İLESAM’ın düzenlediği I.Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı’ndan sonra Araştırmacı-Yazar-Edebiyat eleştirmeni Beşir Ayvazoğlu bu başlığı kullanmıştı. Sayın Ayvazoğlu kurultaydan Cengiz Aytmatov ile konuşmuş ve yaptığı söyleşiye de böyle bir başlık atmıştı.O gün için düşünüldüğünde böyle bir başlık atmak çok zordu; zira Sovyetler yıkılalı henüz bir yılı yeni devirmiştik. Gerçi şahsen Türk dünyasının bu büyük yazarı ile 1989’da New York’ta buluşmuş, edebiyat ve Türk dünyasının geleceği üzerine konuşmuştuk. O zaman için bana söylediği, Türk dünyasının kültür başkentinin Ankara olmasını arzuluyordu. Tabii o günden bugüne çok şey değişti, bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri yazının başlığında da görüldüğü gibi “tomurcuklanmaya” başladı ve baş döndüren bir hızla dünyanın gündemine yerleşti.
Aytmatov o günkü kurultayda şöyle diyordu: “… Türk kökenli Cumhuriyetlerin Dünya Kurultayı’na beni davet etmiş olmanızdan gurur duymaktayım. Böyle bir kurultay, uzun senelerden beri gönülden arzu etmiş olduğum bir olay idi. Başlatmış olduğunuz bu davayı, ben bütün içtenliğimle destekliyorum. Gerçekten de Türk medeniyetinin önüne böylesine tarihî fırsat çıkmış iken bu tarihî imkândan faydalanıp Türk âleminin yazarlarının birlik hâlinde hareket ederek bugünkü edebiyat meselelerini geniş kapsamlı bir şekilde yeniden gözden geçirmesi, manevi hayatımız için çok gerekli ve büyük mana taşıyan bir olaydır.”
Cengiz Aytmatov, 1994’te yine Ankara’da düzenlenen “2. Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı”na da katılmış ve burada Türk dünyası yazarlarını temsilen anlamlı bir konuşma yapmıştı: “Ben çok heyecanlanıyorum, ilk söz bana verildiği için. Ama bir şeyler de söylemeye çalışacağım. Türk dünyasının edebiyat meseleleri hepimize aittir. Dolayısıyla biz Türk Dünyası Yazarları Toplantısı’nın ikincisinde bugün bir araya geliyoruz. Tabii ki bu iki gün boyunca hepimiz, ortaya farklı fikirler koyacağız. Müsaadeniz olursa kendi düşüncelerimden bazılarını ifade etmeye çalışacağım. Edebiyat, zamanımızın aynasıdır, göstergesidir. Edebiyat, zamanımızın büyük düşüncesi, felsefesi, tarihi ve bir büyük cereyandır. Kısaca söylenecek olursa edebiyatınız nasılsa siz de öylesiniz… Türk dünyasının ortak bir dergisi çıkarılmalı. Diğer taraftan Türk dünyasında çok değerli bir ödül oluşturulmayız. Mesela Balasagunlu Yusuf ismini taşıyabilir.”
Yazarların her birinin tarihî kaderleri vardır. Cengiz Aytmatov’un her iki kurultayda da söyledikleri ve arzuları bugün artık hayata geçirilmiş olarak karşımızda duruyor. Türk dünyasının ortak edebiyat dergisi uzun zamandır yayın hayatına Kardeş Kalemler olarak devam ediyor. Yine Aytmatov’un kurulmasını arzu ettiği yazarlar birliği Avrasya Yazarlar Birliği olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Kısacası “Turan ülkesinin tomurcukları” artık birer “gül goncası” olarak görülmeye başlandı.
Rahmetli Prof. Dr. Turan Yazgan hocamızın teşkil ettiği ve uzun süre yaşatmak için mücadele verdiği Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı hem yayınlarıyla hem de Türk Cumhuriyetlerindeki okullarıyla sadece Anadolu Türkçesini öğretmekle kalmıyor öğrencilerine “Türklük şuurunu” da aşılamaya çalışıyor. Yine Turan hocanın adıyla Macaristan’da “Turan Kurultayları” her iki yılda bir coşkuyla kutlanıyor.
Büyük Kurultay, Türk kökenli halklarının artık geleneksel hale gelmiş ve devletimizin desteğiyle hayata geçirilen etkinliğinin adıdır. İlk Kurultay, 2007 yılında Kazakistan’ın Torgai bölgesinde gerçekleştirildi. Macaristan’daki ilk Kurultay ise 2008’de yapıldı. Hepinizin de çok iyi bildiği gibi Türk dünyasının büyük yazarı Cengiz Aytmatov, “Biz Türkler hepimiz Altay kazanından çıktık” demişti. Dolayısıyla Büyük Kurultay’a Altay Dağlarından çıkan Türk asıllı bütün halklar katılmakta ve sahiplenmektedir. Bu etkinliklerde özellikle “at” etrafında oluşan “büyük bir kültür” yani at biniciliği, at üzerindeki savaş oyunları, cirit ve kökpar gibi cesaret, azim, güç-kuvvet ve dirayet isteyen oyunlar büyük bir seyirci kitlesi tarafından izlenmektedir. Bu etkinlikler sayesinde “Altay kazanından çıkan” biz Türk halklarının kendi köklerinin farkındalığının yeniden canlanmasına çok katkıda bulunmaktadır. Gazetemizin sahibi ve yayın sorumlusu Hüsnü Acar Bey, geçtiğimiz yıl Macaristan’da düzenlenen bu “Büyük Kurultay”a katılmış ve beş sayı devam eden görsel ve sözel olarak doyumsuz bir yazı dizisine imza atmıştı.
İşte bu Büyük Kurultay, bu hafta yani 3-4-5 Haziran 2022’de Kastamonu’da düzenlenecek. Kendini Türk ve Türk halkına mensup olarak hisseden herkesin “ayağına” kadar gelen bu “büyük fırsatı” kaçırmayacağına inanıyorum. Kastamonu Belediye Başkanımız Galip Vidinlioğlu’nun gayret ve çabası ile bu büyük etkinlik ilimizin tanıtımı ve katılımcıların “özüne” sahip çıkmasına önemli katkılar sunacağı aşikardır. Macar Turan Vakfı Başkanını temsilen ilimizde bulunan ve faaliyetin planlayıcı ve uygulayıcısı olan Ahmet Açıkgöz Bey’in verdiği bilgiye göre Türk dünyasının dört bir bucağından gelen sanatçılar üç gün boyunca halkımıza unutulmaz günler ve saatler yaşatacağına inancım sonsuzdur.
Bu çeşit büyük organizasyonları tertiplemek kolay değildir. Pek çok kişinin fedakarlığı ile ancak gerçekleştirilebilecek bu etkinliğin ilimiz Kastamonu’ya ve halkımıza, Türkiye’ye ve Türk dünyasına hayırlı olmasını diliyorum. Bu bir başlangıçtır, devamı inşallah gelecektir. Hem de gelişerek, güçlenerek gelecektir. Bu sebepledir ki yazımın başlığını “Turan ülkesi tomurcuk açıyor” koydum. Önümüzdeki Cuma gününden itibaren bu kırmızı-beyaz Turan tomurcuğunu izlemeye başlayacağız. Sanata ve spora, dostluğa ve kardeşliğe doyacağımıza, özlemimizi ve hasretimizi biraz olsun dindireceğine inanıyorum. Bir sonraki Kurultay’ın çok daha katılımlı ve kapsamlı olacağı şüphesizdir.
Haftaya inşallah Kurultay izlenimlerimizi sizlerle paylaşırız. Kim bilir belki de sizlerden katılanların izlenimlerini burada size ulaştırma imkânımız olur. Hatta belki Kurultay’ı birlikte izleriz. Ne dersiniz?
Bu arada, lütfen bir kenara not edin: İki gün sonra perşembe akşamı TV366 ve TV37’de aynı anda yayınlanacak “Türk dünyası” üzerine Hüsnü Acar, Ahmet Açıkgöz ve Mehmet Kıldıroğlu ile birlikte olacağız. Bekliyoruz.
Kalın sağlıcakla,