Sevgili Organik Düşünürler,
Geçtiğimiz hafta Türk Dünyasında kurulan ilk işbirliği teşkilatı olan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un davetlisi olarak Ankara’da bulundum. Çok güzel fotoğraflar da çektiler; fakat maalesef burada yayınlayamıyorum.
Son dönem Kazak edebiyatının önemli yazarlarından Joltay Jumat Almaşoğlu’nun Türkiye’de yayınlanan ikinci kitabının tanıtım toplantısına katıldım. Yazarın ilk kitabı Acı ve Tatlı Hayat üzerine Dr. Ömer Faruk Ateş ile birlikte akademik bir makale yazıp yayınlamıştık. Yazı hem Türkiye hem de Kazakistan’da basılmıştı. İkinci kitap hakkında da konuşma yapmak üzere davete katıldık.
Hepinizin de çok iyi bildiği gibi insanlık tarihî süreç içerisinde pek çok bilimsel, siyasi ve sosyo-kültürel gelişmeler yaşar. Bu durum da hem toplumsal hem ekonomik yapıyı hem de bireylerin hayatı anlamlandırmasını ve birbirleriyle ilişki kurma biçimlerini etkiler.
Bu etkilere bağlı olarak yaşanan değişim/dönüşümler de edebiyata yansıyarak alışılmış davranışlarda biçim ve içerik açısından kırılmalar yaratır. Hayatımıza giren ve adına “modernizm” denilen akım ile birlikte kişilerin hayatında yalnızlık, yabancılaşma, bunaltı, iletişimsizlik gibi sorunlar ortaya çıkar. İşte Kazak yazarın ilk kitabı bireyler arasında sanayileşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte ortaya çıkan bu sorunlara ışık tutuyor. Tam bunlar yeter artık derken ikinci kitap yayınlanıyor. Daha yayınlanmayı bekleyen pek çok eserinin olduğunu da biliyoruz. Peki, ikinci kitap neleri mi anlatıyor? Bakalım öyleyse.
İkinci kitap Aşk ve Nefret adını taşıyor. Siz bakmayın öyle “aşk” ve “nefret” yazdığına. Ortada ne “aşk” var ne de “nefret” denilen duygu. Elbette “modern hayatın” insan davranışlarındaki değişiklikleri sizi onlara yani eserin kahramanlarına karşı kışkırtıyor. Hatta o kadar ileri gidebiliyor ki bazen “nefret” bile edebiliyorsunuz. Ne kadar geniş düşünseniz de ne kadar rahat olsanız da öyle olaylar ile karşılaşıyorsunuz ki “yuh be!” diyecek kadar geriliyorsunuz. Korkmayın okuduğunuz hikâyeler veya anlatılar bir “korku” filmi niteliğinde değil, lakin zaman zaman “bu kadar da olmaz ki!..” diyebiliyorsunuz.
Gelelim başlıktaki konuya. Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, geçtiğimiz hafta Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı Budapeşte’de ziyaret etti. Başbakan Orban, Büyükelçi Ömüraliyev’i yeni görevi dolayısıyla tebrik etti. Şimdi diyeceksiniz ki ne olmuş yani?
Bana sorarsanız bu görüşme zamanlaması açısından çok önemli bir görüşme. Bu buluşmada “Macaristan’ın Türk dünyası ile bağlarını geliştirmeye verdiği önem” Başbakan Orban tarafından dile getirildi. Bu çok önemli; çünkü Türkiye’nin Avrupa’ya kapılarını açacak bir gelişme. Bu gelişme ile birlikte Macaristan, teşkilat bünyesindeki faaliyetlere bundan sonra “aktif” olarak katılacak.
Bu gelişmelere ev sahipliği yaptığı için Sayın Orban’ı ve ziyareti gerçekleştirip Macaristan’ın etkinliğine katkı sunduğu için de Sayın Ömüraliyev’i tebrik ediyorum. Türk dünyası ile ilgili çok güzel gelişmeler oluyor ve ben de bunları sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum.
Haftaya kadar herkese sağlıklı günler diliyorum.