Türkiye, Cumhuriyet tarihinde görmediği kadar en yoğun saldırılarla karşı karşıya. İçeriden ve dışarıdan.
Bu öyle bir saldırı ki, dışarıdan Yahudi’si, Ermeni’si, Rum’u, Yunan’ı, içeriden onların besili uşakları, yardakçıları, yalakaları. Hangisinin daha tehlikeli olduğunu olaylara bakınca çok rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Şimdi besleme, fonlanan basından sonra, beslenen, fonlanan siyasetçileri görüyoruz. Almış olduğu talimatları harfiyen yerine getiriyorlar. Emirlere tam uyunca da bulundukları yerleri korudukları gibi daha tepelere çıkma hayali kuruyorlar.
Ne mi demek istiyoruz?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hatırlayacaksınız! Bir dönem İzmir Bayrağından, İzmir Parasından bahsetmiş geçmişin özlemini dile getirmişti. Yani, “İzmir Devleti”. Gelen tepkiler üzerine geri adım atmış yine bugün olduğu gibi, “Ben öyle demek istemedim, şöyle dedim” diye tam bir tornistan yapmıştı.
Şimdi yine aynı şeyi yaptı. Osmanlıya hakaret etti, Yunana el salladı. Sanki İzmir’i işgal eden, Anadolu’yu kan gölüne çeviren, insanımızı katleden, her türlü işkenceyi reva gören, her türlü alçaklığı, rezilliği, şerefsizliği yapan Osmanlı! Yunan ise yunmuş yıkanmış tertemiz olmuş bir devlet! İzmir’in kurtuluşunun 100. yıl dönümünde, Osmanlıya vur ha vur, Yunana selam dur. Yani kahrolsun Osmanlı Yaşasın Yunan…!!!
Elbette Soyer Efendi zihniyetinin gereğini yerine getiriyor. Tam da armut dibine düşmüş. Kimse ailesinin yaptıkları ile suçlanamaz ama Soyer Efendinin babası da aynı zihniyette 12 Eylül işkencecileri arasındaydı. Bu zihniyete sahip kişiler değişir ama anlayışın değişmeyeceği kesin.
Soyer Efendinin zihniyetinin tezahürü bitti mi, bitmedi. Soruyorlar; “Yunanistan’ın provokasyonları hakkında ne düşünüyorsunuz?” Soyer Efendi patlatıyor cevabı; “O benim değil devletin sorunu”. Gerçekten Yunanın veya diğerlerinin yaptığı alçaklıklar bizim meselemiz değil mi? İşin tuhaf olanı malum şahsın Genel Başkanından tık yok.
Peki Soyer efendi, sormazlar mı adama Osmanlı neden senin sorunun?
Konuşmasında Osmanlıya saldıran, Yunan’dan, İngiliz’den, Fransız’dan, İtalyan’dan yani işgalci emperyalist güçlerden hiç bahsetmeyen Soyer Efendinin konuşmasını dinleyenler ayakta ve çılgınca alkışlanması, bize; Allah’ım sen bizi koru, içimizde gerçekten bu kadar çok “Soyer Efendiler mi var?”. Bu Soyer Efendi 2019 da da “Kıbrıs’ı Kıbrıs’a bırakalım, müdahale etmeyelim “ demişti. Tabi hemen aklımıza geliyor, “Kıbrıs niye senin sorunun” diyorsun ya Yunanın saldırıları benim sorunum değil devletin sorunu diye…
Elbette meselemiz Soyer Efendi değil, ZİHNİYETİ… Ülkemize çöreklenen, ülkemizin her konuda altını oyan, bunun içinde her türlü kılıfa giren ZİHNİYET…
Dışarıdan başta ABD olmak üzere emperyal güçler, içeriden onların uşakları top yekün saldırıya geçtiler.
Tavrımız net ve açık; “TOPUNUZ BİRDEN GELİN TEK TEK DEĞİL” Türk Milleti birçok cephede aynı anda savaşmaya alışkın. Şahadet şerbeti içmeye de gazi olmaya da…
Aslında bizim asıl korkumuz görünen değil de görünmeyen düşman. Öyle bir düşman ki tam bir bukalemun. Yani gerektiğinde her türlü kılığa girebiliyorlar.
Yeri geliyor bir bakmışsınız senden benden daha hızlı milliyetçi-muhafazakar (çarşaflı hanımlarımıza roset takacak kadar), bir bakmışsınız başörtü için Anayasa Mahkemesine dava açıyorlar, bir bakmışsınız Libya'da Doğu Akdeniz’de ne işimiz var diyorlar, bir bakmışsınız tam tornistan oralarda da olmalıyız diyorlar. Bir bakmışsınız yöneticileri ile vekilleri HDPKK ile kuzu sarması her türlü pisliği yapıyorlar, bir bakmışsınız HDP nin olduğu masada biz olmayız diyorlar. Bir bakmışsınız dinden, imandan bahsediyorlar en iyi en mükemmel Müslüman onlar, onlardan başka bu ülkede Müslüman yok, bir bakmışsınız kendi ideoloji ve doktrinleri ile taban tabana zıt partileri iş başına getirmek için canhıraş bir şekilde mücadele ediyorlar.
Sizce, dünyada içeriden ve dışarıdan bu kadar alçakça saldırıya uğrayan başka bir ülke var mı?
O zaman iş, bize, size bu ülkeyi seven, Türkiye sevdalılarına, vatan, bayrak, millet, devlet aşkı ile mücadele edenlere düşüyor. Yani, “Milli Güçlere”
EYYYY YEDİ DÜVEL VE ONLARIN ALÇAK UŞAKLARI! BİZ BURDAYIZ. DÜN, YUNAN’A, İNGİLİZ’E, FRANSIZ’A, İTALYAN’A NASIL KI BU TOPRAKLARI DAR ETMİŞ, DENİZİN DİBİNİ BOYLATMIŞSAK, BU GÜNDE YARINDA BUNU YAPACAK GÜÇTEYİZ. HER YÜZ YILDA BİR OSMANLI TOKATI YEMEYE ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞSENİZ BİZ HAZIRIZ. PEKİ, SİZ HAZIRMISINIZ?
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
İsmet TAŞ
Punto:
Dinle