Rubil GÖKDEMİR
Punto:
Dinle
Sevgili arkadaşlar,
Mutad olduğu üzere her hafta sonu bankacılık sisteminin TOPLAM KREDİ HACMİ rakamlarını ısrarla sizinle paylaşıyorum...
Niye bu rakamları paylaşıyorsun şeklindeki sorulara cevap olmak ve ekonominin genel gidişatı hakkında kanaat sahibi olmamız için, bu rakamları size açıklamamın sebeplerini bu vesileyle izâh ederek ve paylaşmam gerekiyor.
Ülkemizde uygulanan ekonomik model ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın sevdiği fiyakalı tanımlamayla "kredi-faiz kurgusuna dayalı finansman mimarisi" gereğince, geriye doğru rakamlara baktığınızda, Bankacılık kredi hacmi bir önceki yıla göre %20 civarında arttığında, ekonomik büyümemiz de %4-5 civarında oluyor. (Lütfen büyüme ile kalkınma kavramlarını karıştırmayalım.)
Bızim ülke olarak büyümemizin kaynağı ağırlıklı olarak "tüketime" dayandığından, bankaların verdiği kredi hacmi arttıkça ekonomik büyüme de o oranda artıyor.
Nitekim bu tespitimize uygun ve iyi örneği teşkil eden yıl 2017 yılıdır; hükümet o yıl KGF kaynak ve garantili 295 milyar TL krediyi KOBİ'lere kullandırdığında ilgili o çeyrekte büyüme rakamı %7,4'e çıkmıştı.
Ekonominin durumunu sadece ($) kuruyla ölçmek gibi bir yanlış kanaate sahip olduğumuzdan, halkımız dolar kuru dışındaki diğer ekonomik verilerle meşgul bile olmaz. Aslında bu durum da muktedirler tarafından iyi bilindiğinden, bütün baskılama tedbirleri de bu yönde olur.
Şimdi gelelim, Bankacılık sistemi TOPLAM KREDİ HACMİ ile ekonomik canlanma ve büyüme arasındaki ilişkiye;
* MB verilerine göre 2018 EYLÜL ayının ilk hafta "toplam kredi hacmi" 2 Trilyon 742 milyar TL imiş..
* Dün açıklanan MB verilerine göre ise; "toplam kredi hacmi" 2 Trilyon 580 milyar TL olmuş ve geçen yıl %3 olan takibe düşmüş kredi oranı şimdilik %6'ya çıkmış...Tahminlerimiz odur ki, yapılandırmaya tabi ve riskli krediler miktarını da dikkate aldığımızda bu oran %16,8 civarına çıkacaktır.
Daha önce ki, uzun yazılarımızda da izah edildiği üzere, diğer şartların yanında 2020 yılında %5 büyüme hedefinin "hayal" olmaması için toplam kredi hacminin 3 Trilyon TL'yi aşması gerekiyor...
Peki, artması için her türlü kamu gücünü bankalara karşı kullanmamıza rağmen, geçen yıl EYLÜL ayına göre yaklaşık 200 milyar TL azalmış toplam kredi hacmini, yeniden 500 milyar TL daha artırmanın her hangi bir rasyonel yolunu bilen varsa, söylesin biz de öğrenelim...
Kaldı ki, bu kaynak bulunsa bile tüketime dayalı "kredi-faiz" kurgulu finansman modeliyle nereye vardığımız da 17 yıllık uygulama ile ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Artık anlayın, milleti borçlandırarak ve tüketime teşvik ederek, durumu kurtaramaz ve bu modeli sürdüremezsiniz...
Umarım "toplam kredi hacmi" rakamlarını her hafta sizinle niye paylaştığımı anlatabilmişimdir.
Selam ve sevgilerimle,
Rubil GÖKDEMİR