Suriye’de inşa edilen ve Suriye Geçici Hükümeti kontrolünde bulunan güvenli bölgelerin en büyük sorunu kuşkusuz Tel Rıfat bölgesinden kaynaklanan dışsal tehdittir. Bölgede konuşlu YPG unsurları, SMO kontrolündeki bölgelere düzenli olarak sızma girişimlerinde bulunmakta ve saldırılar düzenlemektedir. Saldırılar sonucunda hem Suriye Milli Ordusu saflarında, hem Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hem de sivil halk arasında kayıplar yaşanmakta ve bu saldırılara cevaben, kent topçu sistemleri ile bombalanmaktadır. Tel Rıfat’ta yaşanan süreç, uzun süredir bu döngüye hapsolmuş durumdadır. Tel Rıfat’taki bu kısır döngüden çıkmak ise ancak bu süreci alternatifsiz olarak görmek yerine farklı ihtimalleri denemekle mümkündür.
2021 Ekim ayına kadar harekat alanlarındaki en büyük güvenlik sorunu YPG’nin düzenlediği bombalı araç saldırılarıydı. Ortalama altı günde bir sivil alanlarda bombalı araçlar patlamakta ve önemli sivil kayıplar yaşanmaktaydı. Düzenlenen bu 192 bombalı araç saldırısında 372 kişi hayatını kaybetmiş ve 1,287 kişi de yaralanmıştır. Ancak sonradan YPG’nin düzenlediği bombalı araç saldırıları bıçak gibi kesilmiştir. Geçtiğimiz bir senelik süre içerisinde sadece iki bombalı araç saldırısı gerçekleşti. Peki saldırıların durmasının sebebi neydi?
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Suriye Geçici Hükümeti’nin kontrol ettiği bölgelerdeki güvenlik mimarisinde kayda değer bir değişim olmadı. Yani YPG saldırılarının kesilmesinin sebebi alınan ek güvenlik tedbirlerin sonucu değildi. Aksine, YPG davranış biçimini değiştirmeye zorlandığı için, bombalı araç saldırılarından vazgeçmek zorunda kaldı. Peki YPG neden davranış biçimini değiştirmek zorunda kaldı? Bunun sebebini mutlak olarak bilmek zor, fakat değişimin yaşandığı dönemde YPG’nin bombalı araç saldırılarına ilişkin iki önemli gelişme yaşandı. Birincisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “artık bıçak kemiğe dayandı” açıklamasıydı. Açıklamada YPG’nin bombalı araç saldırıları sebep olarak gösterildi. Bu açıklamanın ardından Suriye’de yeni bir harekat gerçekleşmesi bekleniyordu. Ta ki, ABD Rusya’ya hava sahasını açıp, Rusya ile Türkiye arasındaki dengeyi Rusya lehine çevirene kadar. İkinci gelişme ise Kutluhan Görücü ve benim kaleme aldığım “The logic of YPG car bomb attacks in Syria – a strategy of chaos and disorder” isimli raporumuzun yayınlamasıydı. Ekim ayında yayınlanan bu rapor, YPG’nin bombalı araç saldırılarını, stratejisini, metotlarını ve amacını tüm detayları ile veriye dayalı bir şekilde ele almıştır.
Eğer bu iki gelişmenin bombalı araç saldırıların bitmesine ve YPG’nin davranış biçimini değişmesine yol açtığını düşünürsek, YPG’nin taktiksel ve stratejik olarak terörü bir araç olarak gördüğü ve bir amaç olmadığı tekrar görülebilir. YPG’nin kendi çıkar-kayıp analizinde bir fiilin zararı faydasından çoksa, YPG o eylemi durdurmayı tercih etmektedir. Örneğin bombalı araç saldırılarında Türkiye’nin harekat düzenleme tehditi ve muhtemelen raporun yayınlanması ile beraber oluşan kamuoyu baskısı – özellikle ABD’nin bu yöndeki tavsiyeleri – ile YPG’nin bombalı araç saldırılarını durdurduğu varsayımı yürütülebilir.
Tel Rıfat’taki YPG saldırılarını durdurmak için de benzer bir strateji güdülebilir. Ancak bölgede var olan Rus askeri, İran’ın desteklediği Şii milisler ve Esed rejim unsuru, Tel Rıfat mevzusunu daha karmaşık hale getirmektedir. Nitekim Rusya ve İran için Tel Rıfat sadece Halep şehir merkezi için bir tampon görevi görmemektedir, aynı zamanda Esed rejimine alternatif bir cazibe merkezin oluşmasını engellemek adına bir araçtır. Tel Rıfat üzerinden Suriye Geçici Hükümeti kontrolündeki bölgeler istikrarsızlaştırılmak ve Esed rejimine bir alternatifin oluşması engellenmek istenmektedir.
Rusya ve İran’ın bu yöndeki arzuları, Türkiye’nin ve Suriye Geçici Hükümeti’n Tel Rıfat’a yönelik olası yeni bir harekatı engellemek için çok güçlü bir sebeptir. Nitekim Rusya ve İran için Tel Rıfat coğrafi olarak küçük olsa da, siyaseten ehemmiyeti büyüktür. Bu sebepten ötürü olası harekat gündeme geldiğinde hem Rusya hem de İran ellerindeki tüm imkanlarıyla harekatı engellemeye ve Türkiye ile Suriye Geçici Hükümeti’ni caydırmaya çalışmıştır.
Elbette Tel Rıfat’a yönelik en kalıcı çözüm Tel Rıfat’ın temizlenmesi ve Suriye Geçici Hükümeti kontrolüne geçmesidir. Ancak farklı siyasi, askeri ve diplomatik gelişmelerden ötürü bu gerçekleşemezse bile, Tel Rıfat kaynaklı saldırıları durdurmanın yolları bulunmaktadır. Sürekli saldırı-şehit-topçu atışı kısır döngüsünden çıkmak mümkündür.
Şöyle ki; öncelikli olarak YPG’nin kurmuş olduğu isim ve bölge oyunu bozulmalıdır. YPG’ye göre, YPG’nin Tel Rıfat’ta askeri varlığı bulunmamaktadır. Tel Rıfat’ta bulunan unsurlar Afrin’i Özgürleştirme Güçleri ismi altında faaliyet göstermektedir. Bölge oyunu ise YPG’nin çatışma dinamiğini istediği bölgede, yani Tel Rıfat ile sınırlı tutmasıdır. TSK ve SMO YPG’nin saldırılarına karşılık Tel Rıfat’ı bombalayarak, YPG’nin hem isim hem de bölge oyunu tuzağına düşmektedir. Bu tuzaktan çıkmak adına, YPG’ye karşı yapılan cezalandırma atışları Tel Rıfat ile sınırlı tutulmamalı ve Rus askerin ve Esed rejim unsurların da bulunduğu Menbiç, Ayn el Arab, Ayn İsa, Tel Temr, Amude, Dirbasiye ve Kamışlı hattını kapsamalıdır. Böylelikle Tel Rıfat’ta YPG’nin bulunduğu fiili olarak de gösterilmiş olunur ve YPG için saldırılar daha maliyetli hale gelir. Nitekim YPG açısından Tel Rıfat tamamen askeri bölgedir, fakat diğer yukarıda belirtilen bölgeler ise YPG’nin sözde özerk devletin olduğu bölgelerdir.
Cezalandırma saldırıların Rusya ve Esed rejiminin olduğu bölgeler ile sınırlı tutulup, Amerikan ordusunun olduğu Malikiye ve Kamışlı’nın doğusunu kapsamaması ile, Tel Rıfat noktasında Rusya ve Esed rejimin sorumlu olduğu gösterilir ve Rusya’nın Türkiye’ye karşı caydırıcılığı sorgulanır. Bu durum Rusya’nın Suriye’deki varlığını ve güvenirliğini tehdit edeceği için, Rusya YPG’nin saldırılarını durdurması için telkinde bulunmak adına ek bir motivasyona sahip olmasına yol açabilir.
Ayrıca yapılan cezalandırma atışlarında sadece topçu birlikleri kullanılmamalı, adım adım önce SİHA sonra da savaş uçakların devreye girmesi ile, YPG’ye yaptığı saldırıların giderek Rusya ve ABD’nin sağladığı hava korumasının delinmesine yol açabileceği korkusu verilmelidir. Mevcut durumda SİHA’lar ile YPG’nin yönetim kadrosuna yönelik operasyonlar düzenlenmektedir, fakat cezalandırma atışları ile doğrudan askeri hedeflerin imha edilmesi faydalı olacaktır.
Gerçekleştirilecek bu cezalandırma atışlarına ilaveten, iletişim stratejisi olarak da YPG’nin düzenlediği saldırıya karşılık olarak bu atışların gerçekleştiği vurgulanabilir ve YPG’nin gerçekleştirdiği saldırılar hakkında veriye dayalı raporlar ve yazılar kaleme alınabilir.
Kısaca, Tel Rıfat’tan gerçekleşen saldırılar, sonrasında verilen şehitler ve gerçekleşen topçu atışları kısır döngüsünün çözmenin en iyi ve en kalıcı yolu Tel Rıfat’ı terörden temizlemektir. Ancak bunun gerçekleşmeme ihtimaline karşın – ki Tel Rıfat sorunu 2016 yılından beri sürmektedir – YPG’nin kurmuş olduğu isim ve bölge oyununa sıkışmayıp, YPG tüm hat boyunca topçu ve hava unsurları ile gerçekleştirilecek cezalandırma atışları ile tekrar Suriye Geçici Hükümeti kontrolündeki bölgelere yönelik saldırı düzenlemekten caydırılmalıdır.