Piyasalar

Tanzim Satışlar Tiyatrosu

Punto:
Enflasyonun önlenmesi anlamında, ekonominin yapısal problemlerini doğru analiz etmek ve temel tercihleri değiştirmek yerine 31 Mart'a kadar TANZİM SATIŞLAR TIYATROSU'yla milleti oyalayanların ne yaptıklarını anlayabilmek için lütfen bu yazıyı okuyunuz..! Milli gelir hesaplarında harcama ölçütüne göre GSYH'yı % 60 oranında etkileyen "hane halkı harcamaları" kapsamında, perakende satişlarda önemli bir yere sahip ve 2002 yılından itibaren Türk ekonomisi yaklaşık olarak iki kat büyümüşken, tam 20 kat büyümüş olan bir sektörden bahsedeceğiz. Yaklaşık olarak 2002 yılında irili ufaklı 20 civarında PARAKENDE ZİNCİR markasının yaklaşık 2500 civarında mağazası varmış. 2019 yılına geldiğimizde yaklaşık 35 BİN ADET ZİNCİR MARKET sayısına ulaşmış olduğumuz bilgisini sizlerle paylaşmak isteriz. Bu yazı sebebiyle sermaye düşmanlığı yaptığımız veya teşebbüs hürriyetine karşı olduğumuz gibi bir sonuca sakın ulaşılmasın lütfen...Sadece piyasa ekonomisi içinde devletin düzenleyicilik rolünün üretici ve tüketici aleyhine "bilerek ve isteyerek" ihmâl edildiğini rakamlarıyla birlikte anlatacağız. Bu yazının maksadı, sadece ÜRETİCİNİN ve TÜKETİCİNİN can yakan problemleri sebebiyle bazı gerçekleri ortaya koymamız gerekiyor. Yazıya başlamadan evvel öncelikli olarak tarımsal ürünlerle ilgili olarak, yaklaşık 10 yıldır ÇİFTÇİNİN ürettiği ürünlerin tarla çıkış fiyatı sadece % 10 ile % 25 arasında artmış olmasına karşın, bu ürünlerin raf fiyatının ise % 200 civarında artmış olduğunu hatırlatmam lazım. 2019 itibariyle 25 zincir marketten sadece 5 tanesine ilişkin aşağıdaki rakamları verdiğimizde üreticinin karşısında nasıl bir "ALIM TEKELİ" oluştuğunu hep birlikte anlayacağız. * 2008 yılında kurulmuş ve bugün 8.500 mağazası bulunan A 101, * 1995 yılında 21 şubeyle kurulmuş ve bugünkü sayısı 7.550 olmuş BİM * 1995 yılında 13 mağazayla başlamış ve bugün sayı 6.364 olmuş ŞOK * En eski zincir mağaza olan MİGROS çok büyümüş ve sayısı 2.085 olmuş. * Carrefoursa ise büyük mağazalar olmak üzere 780 şubede kalmış. Bu markaların hepsi ayrı ayrı günde ortalama 1000-1500 kamyon arası ve 1300 çeşit ürün pazarlıyorlar ! Üretici çiftçinin, gıda üretimi yapan imalat sanayi veya toptancı tüccarın karşısında bu kadar büyük ALIM TEKELLERİ varken, kimin pazarlık gücü olur veya fiyatla birlikte piyasa kurallarını kim belirler SİZCE ? Bu mekanizmanın adına "serbest piyasa ekonomisi" demek mümkün müdür acaba? ŞİMDİ BİR DÜŞÜNELİM, HİÇ BİR SEKTÖRDE TÜRKİYE SIRALAMAYA BİLE GİREMEZKEN, DÜNYADA 35 BÜYÜK ZİNCİR MARKET MARKASI ARASINDA "3 ADET" TÜRK MARKASININ NASIL BULUNMASINI NASIL İZÂH EDECEĞİZ ? BİLİYORSUNUZ İLK 500 ÜNİVERSİTE ARASINDA TEK BİR TÜRK ÜNİVERSİTESİ BİLE YOKKEN, BU KADAR HIZLI BÜYÜYEN, İLK 35 MARKA ARASINDA 3 MARKAYLA TEMSİL EDİLEN BİR SEKTÖRE NASIL SAHİP OLDUK ACABA ? Bu zincir market markalarının vardıkları yer yetmemiş, kendi ifadeleriyle hedeflerini de açıklıyorlar; "bu piyasanın şimdilik % 38'lik kısmına hâkimiz, % 100'e ulaşmak için daha çok yolumuz var." Milleti TANZİM ÇADIR TİYATROSU veya hal mafyası sözleriyle oyalayanların, kimleri ve hangi sektörleri vahşi kapitalizmin acımasız dümenleriyle 20 KAT büyüttüklerini görmemizi istemiyorlar. Bu kadar büyürken ne kadar Kurumlar Vergisi ödediklerini de Damat Maliye Bakanı açıklasın ! Bizler de YANAŞMA DÜZENİNİN bu tiyatrosuna katılıp, bu uyduruk tartışmalara dahil oluyoruz. Selamlarımla... Rubil GÖKDEMİR