Piyasalar

SULTAN ABDÜLHAMİD HAN ERDOĞAN KARŞILAŞTIRMASI

Punto:

Ülkemizde Sayın Recep Tayyip Erdoğan yanlıları uzun zamandır ve sıkça Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Sultan Abdülhamit Han’la özdeşleştirmekte; O’nun alaşağı edilmesini de Sultan Abdühamit’in kaderine benzetmeye çalışmaktadırlar.

SULTAN ABDÜLHAMİD VE O’NU İNDİRENLER

Abdülhamit Han son derece tecrübeli, dirayetli, dikkatli,alim,fazıl bir devlet adamıdır.
İttihatçı Enver,Cemal, Talat triomvirası; bunlara sarayda geyik gezdiren Niyazi’yi;Rasneli Niyazi’yi de eklemek lazım.

Bunlar;Masonları, Yahudileri ve batılı destekçileri de yanına alarak Sultan Abdülhamit Han’ı Selânik’te zorunlu ikamete tabi tutarlar.

Enver, Cemal, Talat da son derece yürekli, inançlı, heyecanlı insanlardır.
Ama genç, hayalci ve tecrübesizdirler.

Türk Milletini önce Birinci Dünya Savaşı’na sokarlar ve Çanakkale Cephesi, akla hayale gelmedik kayıplarımızla neticelenir.
Peşinden Sarıkamış’ta donarak şehit olan 90.000 şehidimiz, peşinden yorgun milleti aynı anda 9 çephede savaşmak durumuna getirmeleri ve peşinden bütün yurt topraklarının elden gitmesi.
Yani özetle Turuna gidelim derken viran olmak.

Demekki samimi, inançlı, heyecanlı olmak yetmiyor.
Bunun bilgiyle, tecrübeyle, dirayetle,  derin devlet adamı kimliğiyle pekişmesi gerekiyor.

ABDÜLHAMİD ERDOĞAN KARŞILAŞTIRMASI ŞÖYLE

Rahmetli Türkeş, rahmetli Erbakan ve yaşayan efsane bilge lider, Kayı boyundan, Şeyh Edebali’nin torunu Aykut Edebali arasında gerçekleştirilen 1991 “Büyük Millet iİtifakı”yla birlikte milli güçler Türk milletinin mukadderatına el koymak üzere idiler.

Kurulan ittifak mason ve Yahudi çevrelerini ve batılıları; Amerika ve İngilizleri son derece rahatsız etmişti.
İttifakın kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Amerika ve batılı ülkeler  Ankara büyükelçilerini geri çektiler.
İttifak son derece başarılı olarak %16.80 oy alarak büyük bir kitlesel güç haline geldi.

YAPILAN İLK İŞ İTTİFAKIN DAĞITILMASI OLMUŞTUR

Millet Partisi Genel başkanı bilge lider Aykut Edibali ittifakın daha da genişleyerek devam etmesi üzerinde ısrarla durmasına ve bu konuda çok ciddi çalışmalar yapmasına rağmen maalesef 1995 seçimlerine Erbakan yalnız başına katılarak birinci parti oldu ve Başbakan oldu.

Rahmetli Türkeş’in,rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve Bilge Lider Edibali’nin desteğinden mahrum olan ve yalnızlaştırılan Erbakan 11 ayda alaşağı edildi.
Tıpkı sultan Abdülhamit Han’ın alaşağı edilerek; Selanik’te zorunlu ikamete alınması gibi.

Daha sonra biliyorsunuz Türkeş rahmeti Rahmana kavuşacak, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu akla ziyan muhteşem bir komplo ile bir şekilde şehit edilecek;
O büyük millet ittifakının gerçekleştirilmesinde Katalizatör görevi yapan, adeta ittifakın mimari olan Bilge Lider Aykut Edibali ise Sultan Abdülhamit Han gibi eli kolu bağlı bir şekilde zorunlu istirahatgahına terk edilecekti.
Bütün milli güçler dağıtılacak; koparılan parçalardan bir kısmı da yeni yapıya eklenecekti.

Türk milletinin kahır ekseriyeti yerli, milli, manevi, İslami ve tarihi köklerine bağlı bir siyaset talep ediyordu.

İşte milli güçler bu şekilde bertaraf edilerek; genç, heyecanlı, inançlı, atak ama derin siyasi tecrübeden mahrum, hayalci bir kadro vitrinde milli, manevi, İslami, tarihi değerlere bağlı bir görüntü vererek masonlara ve yabancı telkinlerine açık bir şekilde getirilmiş oldu.

2004 yılında dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül ve Başbakan sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan İtalya Roma’da haçlı seferlerini başlatan abanmış papaz heykelinin altında Avrupa birliği anayasasını imzalıyordu.
Avrupa birliği anayasası gereğince Türk aile hayatını baştan başa tarumar eden İstanbul Sözleşmesi kabul edilmiş, domuz kasaplık et kapsamına alınmış, zina suç olmaktan çıkarılmıştı.
Emperyalistlerin başlatmış olduğu BOP ve BİP projesi ile bütün bir İslam coğrafyası baştan başa tarumar edilmiş; bu konuda bunu durdurmak veya bunun karşısında durmak şöyle dursun Türkiye’nin imkanları bunun için emperyalist güçlere kullandırılmıştı.

Erbakan’ı 11 ayda alaşağı edenler bunları niçin 19 yıldır tutuyorlar diye düşünmek lazım.
İşte görüyorsunuz istedikleri zaman düğmeye basıyorlar ekonomik kriz ve benzeri yollarla  düşürmenin yollarını bulabiliyorlar.
Ama şimdi mevcut iktidara ölümü göstererek sıtmaya razı etmek istiyorlar.
Ve biliyorlar ki bunlardan daha güzel bu işi yapabilecek henüz bir güç  de yok Türkiye’de.

Mevcut iktidar ve muhalefet de şimdilerde bu konuda kendilerini  beğendirme konusunda adeta yarışıyorlar.

İŞTE İKTİDAR VE MUHALEFETİN YARANMA TAVIRLARI

Erdoğan: 
"Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Dostlarımızla ve müttefiklerimizle daha güçlü iş birliği halinde olmak istiyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız." 

Erdoğan şimdiye kadar dış güçler masalı okutuyordu, baktı olmadı, demek ki sıra tornistana geldi.

Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun "Türkiye'nin 2021'de Dış Politika Öncelikleri: Ana Muhalefet Partisinden Bir Bakış" başlıklı online panelinde konuşan CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz:
3 Kasım seçimlerinin galibi ilan edilen Joe Biden yönetiminden ilk beklentilerinin: 
 "Biden yönetiminden ilk beklentimizin şu olacağını düşünüyorum: Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasetten arındırılmasına, güçler ayrılığına, demokratik reformlara, medya, ifade, toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapması" diye konuştu.

Anlayacağınız Türkiye iktidarıyla muhalefetiyle Amerika’daki seçimlere göre kendisini dizayn ediyor gibi.
Hangisi kendisini beğendirebilirse herhalde o iktidar olacak.

Yani maalesef Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde iktidarlar böyle belirleniyor.
Ben yazdım şimdi oynamıyorum diyorsan ihtilaller ya da başka yollarla alaşağı ediliyorsun.
Rahmetli Demirel’in altı kere gidip yedi kere gelmesi, rahmetli Erbakan’ın 11 ayda iktidarı devretmek zorunda kalması,
2001 büyük ekonomik krizi ve Amerika’nın tam yetkilerle Kemal Derviş’i Türkiye’ye göndermesi
ve Ecevit iktidarının alaşağı edilmesi...

Şimdi diyorlar ya seçilenlerin hepsi Türktür. Doğrudur hepsi bizim vatandaşımız.
Hepsi Türkiye’nin menfaatlerini düşünüyor şüphesiz.
Ama herhalde düşünüyorlar ki Türkiye’de seçilmenin; Türkiye ve dünya gerçeği böyle.
O zaman biz bu gerçeği anlayarak seçilelim; ondan sonra milli işleri yaparız diye düşünüyorlar olsa gerek.
Nasıl olsa bu Türkiye ve Dünya gerçeğine göre birileri seçilecek; o zaman biz seçilelim diğerlerinden daha faydalı oluruz diye kendilerini ikna ediyorlardır herhalde.

Biliyorsunuz Türkiye ve Türkiye gibi ülkeleri yıllardır kolay yönetmeye alışmış olanlar; getirirler, kullanırlar, süresi dolunca bir kenara atarlar ve tazesini getirirler.

Anlayacağınız günümüzde Abdülhamid Han’ın tahttan indirilerek Selânik’te zorunlu ikamete mecbur bırakılması durumunda olanlar;
11 ayda iktidardan indirilen Rahmetli Necmettin Erbakan, müthiş bir komplo ile şehid edilen Şehid Muhsin Yazıcıoğlu ve elleri kolları bağlanarak zorunlu ikametgâhına mahküm edilen yaşayan Efsane Bilge Lider Aykut Edibali’dir.

Mevcut iktidarın durumu da; Abdülhamid Hanı; komitacıların, masonların ve emperyalist güçlerin desteğiyle deviren genç ve teçrübesiz; yer yer hayalci ittihatçılarla örtüşmektedir.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

Selam ve saygılarımla Allaha emanet olunuz.