Mehmet BOZDEMİR
Punto:
Dinle
Türkiye’nin normalleşmesi demek, evrensel normlarda bir demokrasiye kavuşması demektir. Demokratikleşme sürecinde ve siyasi tarihimizde zor adımlarla ilerlemeye çalışan Türkiye, 12 Eylül referandumu ile normalleşmeye doğru çok önemli bir adım atmıştır.
Aslında atılan bu adım da çok kolay olmamıştır. Demokratikleşmemiz yönünde çok önemli maddeler içeren anayasa değişikliğinin içeriği unutulmuş, siyasetçiler olayı siyasallaştırmışlar, çok ağır ithamlar ve basit polemiklerle toplumda kamplaşmalar, kutuplaşmalar ve gerginlikler meydana getirmişlerdir. Bu yanlışlıklara rağmen oldukça olumlu bir süreç yaşanmış ve her zaman olduğu gibi aziz milletimiz ferasetini ve basiretini ortaya koymuştur.
Bölgeler, özellikle iller arasında alınan çok farklı sonuçlar, ülkemizde önyargıların, ideolojik yaklaşımların ve siyasi taassupların çok yoğun bir şekilde yaşandığının açık göstergesi olmuştur. Bu durum insanı ve insani değerleri merkeze alan bir toplum ve yönetim yapısı oluşturamamış olmamızdan kaynaklanmaktadır.
Bundan sonra ilk yapılacak olan, referandum sonuçlarını çok iyi bir şekilde tahlil edip, yapılan hataları tespit etmektir. Yapılan birçok hatalara rağmen siyasetçiler başta olmak üzere bütün halkımız bu referandum sürecinden çok önemli tecrübeler ve birikimler kazanmışlardır. İşte bu tecrübelerin ışığında Türkiye’nin normalleşmesi çok kolay olacaktır.
Bu referandumunun çok önemli sonuçlarından biri de yeni bir anayasa için çok güzel bir zemin hazırlamış olmasıdır. Bu anayasa değişiklikleri, insanı ve insani değerleri merkeze alan yeni bir anayasanın hazırlanmasının önündeki birçok engelleri kaldırmıştır.
Ülkemizin tam olarak normalleşmesi ancak insanı ve insani değerleri merkeze alan, demokrasimizi evrensel normlara kavuşturan yeni bir anayasa ile mümkün olacaktır. Bunun için başta siyasetçilerimiz olmak üzere toplumun bütün kesimleri hemen yeni anayasa hazırlığına başlamalıdır. Bu konuda herkes bir sorumluluk içinde olduğunu unutmamalıdır.
Yeni anayasa ile normalleşen bir Türkiye, milletler ve devletler topluluğundaki layık olduğu yere ulaşacaktır. Bu bütün halkımızın en büyük özlemidir.