Piyasalar

Siyasetin Sahte Menderesleri!

Punto:
Şebusterî (1250-1340), Gülşen-i Râz (Sır Bahçesi) isimli eserinde : “Beden, aynı cins cüzlerden meydana gelirken, rûh-beden oluşumu ise farklı cüzlerden meydana gelmiştir. Bunlar geçici bir süre için birleşmiş gibi gözükürler ancak aynı malzemeden olmadıkları için belirli bir süre ayrışırlar” bilgisini kaydetmektedir. Demokrat Parti’nin ve aynı zamanda müteveffa başvekil (başbakan) Adnan MENDERES’in siyasî serencamında bir isim özelikle dikkat çekicidir: İbrahim Ethem MENDERES 1950 yılında yapılan Milletvekili Genel Seçimleri’ni Demokrat Parti kazanınca, hükümeti kurma görevini Adnan MENDERES aldı. Hükümeti kurdu ve başbakan oldu. İbrahim Ethem, Aydın’da Demokrat Parti il teşkilatını kurmuş bir partiliydi. 1950 seçimlerinde Aydın mebusu (milletvekili) oldu. Adnan MENDERES’e şirin görünmek için soyadını değiştirdi. Artık yeni ad/soyadı İbrahim Ethem MENDERES idi. Ethem Bey, 1960 yılına kadar Adnan MENDERES hükümetlerinde Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı), Millî Müdafaa Vekili (Millî Savunma Bakanı) ve Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) oldu. Ethem Bey, siyasî hayatı boyunca günlük tuttu, gerçek veya değil, olan biteni kendi şahsî penceresinden yazdı. 27 Mayıs 1960 askerî darbesi ile Adnan MENDERES hükümeti düşürüldü, Demokrat Parti’nin ileri gelenleri idamla yargılanmaya başlandı. Adnan MENDERES’i ipe götürenler arasında öyle bir isim vardı ki, Adnan Bey duyduğunda yıkıldı. Bu isim Ethem Bey idi. Askerlerle “iyi” ilişkileri olan, Millî Birlik Komitesi Başkanı Cemal GÜRSEL ile dostluğu bulunan Ethem Bey’in tuttuğu günlüklerde yer alan yakın dostuna ait şahsi notlar, duruşmalarda MENDERES’in aleyhine delil olarak kullanıldı. Gerçi duruşmalar sırasında hâkim ve savcının kaba ve sert tutumunu gören bazı isimler, bu beyanlarından dolayı sonradan pişman oldu; ancak son pişmanlık fayda etmedi. Adnan MENDERES'in asıl soyadı “ERTEKİN” idi. 20 yaşında yetim kalınca, soyadını “MENDERES” olarak değiştirmişti. Adnan Bey, “MENDERES” soyadını öğrencilikleri, askerlikleri birlikte geçen sevdiği arkadaşı Ethem Bey’e de verdi. Zaten yakın dostluğu sebebiyle Ethem Bey'i hem siyasete taşımış hem de önemli bakanlıkları ona emanet etmişti. Ethem Bey, bütün bu iyiliklere Yassıada duruşmalarında MENDERES’i idama götürecek günlüklerindeki iddialarıyla cevap vermişti. Ethem Bey'in yazdığı pek çok bilgiyi Adnan MENDERES duruşmalarda yalanlamasına karşılık dostunun bu vefasızlığına bir anlam veremiyordu. Her ne kadar son günlerinde bile "Ona kırgın değilim" dese de artık onunla konuşmayı, görüşmeyi kesmişti. Ethem Bey, birlikte görev yaptıkları 10 yıl boyunca MENDERES’ten birçok şeyi sakladı. Bunlardan biri de onun idam edileceğiyle ilgili karardı. İdam kararlarının açıklandığı gün 15 Eylül 1961'de MENDERES, mahkemeye gelecek gücü olmadığı için duruşmaya katılamadı. Zaten O’nu idam edebilmek için ilaç takviyesi yapılmıştı. İdamından birkaç saat önce doktorlarla O’nun yanına giden Ethem Bey, MENDERES'e idam kararından bahsetmeden espriler yapıyordu. Yargılamalar boyunca mahkeme heyeti, Ethem Bey’in suçlayıcı ifadeleriyle birlikte günlüklerini de dikkate aldı, onlara itibar etti. Ne kadar yazık ki, MENDERES hakkında idam kararı verdi. Bu tip “bedeni ruhundan ayrılmış” şahsiyetler, hem idarecilere yalakalık ile yanlış işler yaptırıp ülkeyi felakete sürükler, hem de felaket kapıya dayandı mı, tuttuğu günlükleri tapınır göründüğü adamın aleyhine kullanır Bugün “SİYASAL NEPOTZMİN” girdabında ki, siyasetin tepe noktasının etrafında öyle Ethem’ler var ki, İbrahim Ethem’e rahmet okutur… Şebusterî’nin Gülşen-i Râz’da dediği gibi O’nların bedeni ve ruhu birbirinden ayrıdır....