Piyasalar

Siyasetin Patronları Çıldırdı (Mı)!?

Punto:
Türk siyasi tarihinde nadir görünen bir açıklamayla MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a aday göstermeyerek destek vereceğini açıkladı. Muhalefet, Bahçeli’nin bu açıklamasına ilginç bir tepki göstererek ‘’Patron çıldırdı’’ ifadesini kullandı. Dükkanını kapatmak üzere olan bir tüccarın elinde avucunda ne varsa kelepir satması şeklinde yapılan açıklamalar, MHP genel başkanı hedef alınarak; MHP tabanına mesaj verip ‘’MHP’nin kapısına kilit vurulmuştur’’ dendi. Eğer iktidar karşısında, sağlam argümanlarla ortak bir muhalefet anlayışı ile, iktidarı uyarıcı ve daha iyi şeyler yapmaya yönelik bir siyaset ortaya koymazsanız, ilk çatırtı, ayrılık muhalefet partilerinden çıkar. Muhalefetin güçsüz olması, bize göre iktidarında güçsüz, çalışmaz, vurdum duymaz olmasına neden olur. Oysa kaliteli, düzeyli, proje tabanlı önerilerle dolu bir muhalefet siyaseti, hem muhalefete hem de ülkemize kazandırır. Maalesef Türkiye'deki çatışmacı, ötekileştirici yaklaşımlar, sadece siyasi otorite tarafından değil, muhalefet tarafından da, yanlış stratejilerle yapılmaktadır. Siyasi partilerin kısır çatışmalarının yoğunlaşması, ne kendilerine ne de millete hiç bir fayda vermemektedir. Geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz da darbeye karşı koyan halk ile ilgili çıkartılan KHK, bankaların bir yılda milletten 195 milyar faiz almalarından daha mı önemliydi? Bunun üzerine siyasette ve kamuoyunda yapılan tartışmalar, halkı sistemsel borçlandırarak adeta modern bir kölelik ile esir alan bankalara yol veren siyaset anlayışı ayrıca sorgulanmalıdır. Muhalefet de iktidarda şunu çok iyi bilmelidir ki yeni siyasi sistemle eski ekonomik düzeni devam ettiremeyiz. Devlet Bahçeli’nin erkenden yaptığı Ak Parti’nin adayını destekleme açıklamasının arkasında, Ak Parti’nin 15 Temmuz sonrası izlediği milli birlik ve beraberliğimizin korunmasına yönelik politikaları vardır. MHP açısından bakıldığında, kendi siyasi çizgisinin politikaları gerçekleşmiştir. Bu da ancak MHP’yi memnun ederdi. Bu memnuniyetin bir sonucu olarak da, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ak Parti’yi destekleyeceği açıklaması kadar doğal bir şey yok. Elbette bu durum muhalefeti çok daha zor bir duruma itmiştir. Muhalefetin Cumhurbaşkanlığını kazanması çok zor görünüyor. İyi Parti’nin, beklendiği gibi MHP tabanından ciddi bir oy alamayacaktır. Biz bunu söylerken, ortaya koyduğu parti programına, MHP den küserek ayrılanların ağırlığından oluşan, halk sorunlarından uzak, İyi Parti’de egemen görünen bireyselci yaklaşımlara bağlıyorum. Muhalefetin henüz tam manası ile kavrayamadığı, bir siyasi programı ile, üzerine ciddi manada eğilemediği, sadece gurup konuşmalarında, kısa bilgisel eleştiri şeklinde dile getirdiği, ekonomik krizin temel nedeni faiz gerçeğidir. Ak parti ve MHP için asıl tehlike ise şudur; Yeni siyasi yönetim biçimi ile iktidar olacak olan milli irade, artık hiç bir bahane ile halkın karşısına çıkamayacaktır. Bu siyasi değişimin, kesin ekonomik çözümde olmak zorundadır. Ekonomideki başarısızlık, aynı zamanda Ak Parti’ye destek veren MHP’nin de başarısızlığı olacaktır. İki yerli ve milli partinin bu ittifakı, hiç bir gerekçe ile yerli ve milli olmayan faizci lobinin sürdürdüğü iktisadi modelin hakimiyetine boyun eğmeyerek son vermelidir. Millet artık inim inim bankaların hacizleri ile taciz altındadır. Hakimlerimizin önündeki insan boyu dosya miktarı 23 milyon haciz dosyasına ulaştı. Herkes bankalara borçlu. Devlet, zaten uygulanan borçlanarak büyüme modeli ile faizci iktisadi politikalara teslim edilmiş. Suç oranları faizci iktisadi model yüzünden her geçen gün çeşitlenerek artmakta. Ak Parti ve MHP ittifakı ile oluşacak yeni muhtemel siyasi yönetim, mevcut faizci borca dayalı para kredi sistemini devam ettirecekse, bununda Allah ile bir savaş hali olduğu gerçeğini de bilerek, siyasi sorumlulukları yüklenmiş ve iktidar olmuş Ak Parti ve MHP’nin hiç bir mazereti olamayacaktır. MHP ve Ak Parti, faizi bitirecek, mevcut iktisadi modeli değiştirecek alternatifini getirmediğinde, bugün muhalefette olan CHP’nin tek başına iktidara gelmemesi için hiç bir neden kalmayacaktır. Ana muhalefetin ittifak arayışları terör örgütü PKK’nın siyasal uzantısı HADEP ile olduğu taktirde, halk asla kendilerine itibar etmeyecektir. HADEP kalkar da ‘’PKK terör örgütüdür, bütün ilişiğimizi artık kesiyoruz, Türkiye’nin partisi olmak için var gücümüzle çalışacağız’’ der ve gereğini yaparsa, Türk siyasetinde kağıtlar yeniden dağıtılır. Muhalefet milletten kopuk söylemleri sürdürmemelidir. Milletin en büyük sorunu ekonomik sıkıntılara neden olan halı hazırda uygulanan Borca Dayalı Para Sistemidir. Eğer muhalefet, halkı faizlerden kurtaracak, yeni bir iktisadi modeli oluşturacak bir vizyon sahibi liderini çıkartabilirse, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, ikinci turda sonuçlanacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin çıkaracağı aday, kapının arkasından bakan eski bir cumhurbaşkanı olamaz. Onu yetersiz görüp geçmişte ayni kabinede, Ak Parti’de olan, sonradan da parti kurup kapatan, başarısızlığını tescillendirende olamaz. Selam ve dua ile...