Piyasalar

Siyaset Kumpascıları

Punto:

Sayın Davutoğlu, Ağustos 2014  tarihinde Başbakan olarak görevlendirilmiş, 6 Eylül'de ise güvenoyu alarak resmen göreve başlamıştı.

AKP en yüksek oya 1 Kasım 2015'te onun Başbakanlığı döneminde ulaştı. 22 Mayıs 2016'da da kendisine kurulan kumpas sonucu Başbakanlıktan ayrılmak zorunda kaldı.

Davutoğlu, yolsuzluklara karşı bir siyasetçiydi. Siyasi ahlakı savunuyordu. Siyasi etik yasasını çıkarmak için çok uğraştı. Bu da onun sonu oldu.

Davutoğlu'nun Başbakan olduğu dönemde sosyal medyada  sarıklı, sakallı cübbeli bir şahsın paylaşımları çok konuşuldu. Bu şeklen tarikat ehli gibi görünen kişi, bir meydanda toplanan kalabalığa yaptığı konuşmada yeminler ederek Davutoğlu'nun Hz.Peygamber tarafından bu göreve getirildiğini anlatıyor, Mekke'de şunlar, şunlar olmuş diyerek bir sürü iddiada bulunuyordu. Dinleyenler de bir nevi vecd ve kedinden geçiş hali görüntüsü veren yarı kapalı gözlerle bu iddiaları başlarını sallayarak onaylıyorlardı. On sekiz ay geçmeden sayın Davutoğlu görevden ayrılmak zorunda kaldı, o baş sallayıcılara inananlardan biri çıkıp da Peygamberimiz görev verdiyse Erdoğan hangi hakla görevden aldı diyemedi. Çünkü onu diyen de, dinleyenler de bu sözlerin yalan ve propaganda maksatlı olduğunu biliyorlardı.

Geçen gün başka bir sarık -cübbelinin topluma telkin ve narkoz verme olayına tanık olduk. Doların 18 liraya dayandığı günlerde, orta yaşın biraz üzerinde yeşil sarıklı, cübbeli sakallı bir zat, uyduruk bir menkıbe anlatarak şöyle diyordu: Bir gün adamın biri Peygamberimize gelip geçinemediğini söylemiş, Peygamber efendimiz ne kadar maaş alıyorsun deyince 5 riyal olduğunu belirtmiş. Bunun üzerine peygamberimiz, "senin maaşını 3 riyala indirdim," demiş. Aradan bir kaç gün geçmiş, Allah Resulü aynı adamla tekrar karşılaşmış ve sormuş, "nasıl geçinebiliyor musun,"adam da "çok iyi geçiniyorum," demiş.

Hükümete destek olma adına Peygamber efendimizin ne duruma düşürüldüğünü, ona nasıl çirkin bir rol yüklendiğini görüyor musunuz? Krize katlanmayı, fakirliği yüceltmeyi sağlamak için Peygamber bir kişinin ki -Peygamber efendimizi gördüğüne göre sahabe olmalı -maaşını kesiyor, muhtaç olanı daha büyük bir fukaralığa mahkum ederek onu adeta cezalandırıyor. Oysa peygamber tavrı, her düşküne yardım etmek, isteyeni  geri çevirmemek ve elinde avucunda olanı vermektir. Bunun aksini gösterecek tek bir kayıt gösterilemez. Bu sarık sakal Müslüman'ının çizdiği Peygamber profili bunun tam tersidir. Niçin? Peygamberi  feda  etmek, olduğundan farklı göstermek pahasına iktidara destek olmak.

Bu iki olay, aslında spontane,din cahili iki kişinin şahsi çıkışları değil. Bunlar planlı, hesaplı birer mühendislik organizasyonunun sonucu. Bu propaganda türünün ilk örneklerini Emeviler'de görmek mümkün.Emevi yöneticiler, saltanatlarını meşrulaştırmak için birçok vaiz ve kıssacıya görev vermiş, onları toplumun içine salarak muhaliflerini din kisveli vaazlarla bastırmışlardır.Makrizi'ye göre Muaviye, "Kassasu'l hassa" diye tabir edilen  resmi ve siyasi kıssacılık geleneğini başlatan ilk kişidir.Bu kıssacılar hadis uydurmak dahil, Emevi yönetimini parlatmak için her yola başvurmuşlardır.Onun için sarık ve cübbenin altında her zaman bir derviş bulunmuyor, çoğu zaman  "görevi toplumun dini hassasiyetlerini kullanarak iktidarı tahkim etmek olan "resmi görevliler" bulunuyor. İstihbarat servislerinin elinde bu tipte birçok eleman var. 

Geçen gün de bir başkası, "Erdoğan'a destek olmayanın imanından şüphe ederim," deyince aklıma Muaviye'nin vazifeli kıssacılarını yazmak  geldi.