İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde, bütün siyasi partilerin, adaylığı kesinleşen kadın belediye başkan adaylarının sayısının hayal kırıklığı yaratacak şekilde az olduğu bir gerçeği ile karşı karşıyayız.
İşin en acı tarafı bu durumu kaleme alıp üzerine ciddi bir şekilde giden, yazar-çizer takımımız, “ Başını kuma gömmüş” durumu sergilemektedir.
Sadece birkaç bayan yazarımız konuya değinmiş ancak yeterli derecede konunun üzerine gitmemiştir.
Bu durum, kadınlarımızı, “Yok Sayma” anlamına gelmese de, yeteri kadar önem vermediğimiz gerçeğini gizleyemez.
Peki hani nerede kaldı, “Kadının Elinin Değdiği Yer Güzelleşir”, “Kadının Olduğu Yerde Başarı Vardır”, “Kadınlarımız Bizim Başımızın Tacıdır”, “Onlar Toplumun Çiçekleridir” vs. gibi daha bir çok söylemler sadece hanımlarımızın ağzına bir parmak bal sürmek için miydi? Değilse hanım adaylarımızın bu kadar azlığını ne ile izah ediyorsunuz?
İşin bir başka boyutu, kadınlarımızın haklarını savunma konusunda, kadın STK larımız ve kadın yazarlarımız kelimenin tam anlamıyla, sınıfta kalmışlardır. Kimse kusura bakmasın! Şayet bu konuda yanılıyorsak kadın aday sayısının bu kadar az olmasını nasıl açıklıyorsunuz? Bütün siyasi partiler seçim propagandalarını kadınlarımız üzerinden yapma gayreti içindeler. Kadınlarımıza bütün siyasi partiler, ”Çalışmalarınızı hızlandırın, kapı kapı dolaşın 24 saat durmak, dinlenmek yok” talimatı vermelerine rağmen, gösterilen kadın aday sayısına baktığımızda, kadınlarımız bunu hak ediyorlar m? Sorusu aklımıza geliyor.
Peki bizim kültürümüz kadına nasıl bakıyor ki, kadınımızı bu kadar önemsizmiş gibi gösteriyoruz?
Kadın İslam’a göre, “Bağımsız bir hukuki şahsiyettir; hak ehliyeti ve fiil ehliyeti açısından kadın olmak ehliyeti daraltan bir sebep değildir. Haklarının kocası ya da başkası tarafından ihlal edilmesi hâlinde hâkime başvurarak haksızlığın giderilmesini sağlamak hususunda erkekten farklı bir durumda değildir. Kadın ticaret ve borçlar hukuku alanında erkeklerin sahip olduğu bütün hak ve yetkilere sahiptir.
Kur’an-ı Kerim’de gerek yaratılış gerekse hak ve sorumluluk yönünden erkeklerle eşit konumda olan bir kadın portresi çizilmektedir. Kadın, Allah’ın kulu olması bakımından erkekle eşit seviyededir; temel haklar ve sorumluluklar açısından da kadının konumu erkekten farklı değildir. İslam hukukuna göre hayat hakkı, kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı, mesken dokunulmazlığı, şeref ve onurunun korunması, inanç ve düşünce hürriyeti, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında fark bulunmamaktadır.(Ali Bardakoğlu/Çağrıcı, “Kadın” )
Kadın, İslam hukukunda bir hak süjesi değil hakkın tarafıdır. “Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri, kadınların da kazandıklarından nasipleri vardır.” (Nisa, 4/32.) mealindeki ayet, her iki cinsin sadece manevi kazanımlarını değil maddi kazanımlarını da vurgulamaktadır. Hukuki işlemleri yapma hususunda kadın esas itibarıyla erkeklerle aynı konumdadır.
Kur'an'ın tebliğcisi olan Hz. Peygamber'in de kadın anlayışı tabii olarak ilahî mesajla Kur’anı Kerim ile paralellik arz etmektedir. Saliha kadını dünyanın en değerli varlıklarından sayan Hz. Peygamber, kadın ve erkeği tarağın dişleri gibi birbirine eşit kabul etmiştir. Kadınlara asrı saadette her şeyden önce insan olduğu ve başta yaşama hakkı olmak üzere birçok temel hakkının bulunduğu bizzat Rasulüllah tarafından ifade edildi. Hz. Peygamber: “Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı en hayırlı olanlarınızdır.” Buyurmuştur.
Tahrif edilmiş Yahudilik ve Hristiyanlıkta kadın, cinsel özellikleri itibarıyla suçlanarak toplum dışına sürülen eksik, kusurlu ve insanlığı tartışılır bir “mahluk” sayılırken, Kur’an-ı Kerim, insan olması bakımından kadını erkekle eşit bir varlık olarak kabul ederek birçok ayetinde her ikisine birlikte hitap etmektedir. Öte yandan Kur’an-ı Kerim’de, farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün tutulmak yerine birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiş, …. “Onlar sizin için, sizde onlar için örtüsünüz "denilmiştir. (Bakara, 2/187)
Ayrıca Kur’an, kadınların yaratılış itibarıyla erkeğe göre ikinci derecede bir değere sahip olmadığına da vurgu yapmıştır. İlke olarak insanların en değerlisi “takvada en üstün olanıdır.” (Hucurat, 49/13) buyurmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de Ahzap suresinin 35. ayetinde kadın ve erkeği birlikte muhatap alması oldukça dikkat çekicidir: “Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlara, mümin erkelerle mümin kadınlara, sadık erkeklerle sadık kadınlara, sabırlı erkeklerle sabırlı kadınlara, Allah’tan hakkıyla korkan erkeklerle Allah’tan hakkıyla korkan kadınlara, iffetlerini koruyan erkeklerle iffetlerini koruyan kadınlara, Allah’ı çok anan erkeklerle Allah’ı çok anan kadınlara şüphesiz ki Allah onların hepsine mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
Hal böyle iken, (Bütün siyasi partiler sizlere sesleniyorum) size ne oluyor da, kadınlarımızı önemsiz gibi gösterme gayreti içerisine giriyorsunuz? Niyetiniz ne olursa olsun bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bu İslam’a ve O nun Peygamberine haksızlıktır.
Henüz bütün adaylar açıklanmadan, bütün siyasi partilerimizin bu gerçeği bir kez daha gözden geçirmeleri, kadın adaylara daha fazla ağırlık vermeleri, ona göre hareket etmeleri kendi çıkar ve menfaatlerine olduğunu hatırlatmak isterim.
Aksi halde, kadınlarımızın tepkisinden sizleri kimse kurtaramaz. Bu sizin sandığa gömülmeniz demektir. Kadınlarımız artık yönetimin bütün kademelerinde yer almak için mücadele etmektedirler. Bunu kimse görmemezlikten gelemez.