Ahmet Gökhan YAZICI
Punto:
Dinle
► Lut’u da (kavmine gönderdik.) Hani (Lut) kavmine: “Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşiyatı mı yapıyorsunuz?” demişti. (7/A'râf 80)
► “Şüphesiz ki sizler, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Siz, aşırı giden taşkın bir toplumsunuz.” (7/A'râf 81)
► Kavmi: “Onları yurdunuzdan çıkarın. (Çünkü) onlar temizlenen insanlardır.” demek dışında bir cevap vermemişti. (7/A'râf 82)
► Hanımı hariç, onu ve ailesini kurtarmıştık. (Hanımı) geride (helak olanlarla) kalmıştı. (7/A'râf 83)
Sapkınlığın, çıplaklık ve ahlaksızlığın kol gezdiği, demokrasi ve insan hakları adına vücud bulup hakkınına ve hukukuna meşruiyet sağlandığı bir İslam Ülkesi
Ülkemizde artık biz müslümanlara düşen saflarımızın daha net ve sık olmasıdır.
Bizden önceki nice kavimlerin helakı arefesinde kendilerine yapılan nice uyarılara aldırmayanların yanısıra, onları düzeltecek güçleri ve imkanları olmasına rağmen kayıtsız kalan inanç üzre insanlarında helak olması mukadder olmuştur.
Ve bu gün LUT kavminin serencamı niteliğinde ki ahlak ve inanç fukarası belhum adalara meşruiyet aramaya çalışan her kes ve her kurum Batıl safında çil çil dizilirken
Aslında onlar, adları Müslüman soyadları Türk Lakin Gayrİ İslam ve Gayri Türk olan misyonerlerdir.
Şöyleki; 1935 yılında, Kudüste, toplanan misyonerlik konferansında konuşan teşkilat başkanı Rahip Samuel Zwemer'in misyonerler için yaptığı uyarılarda;
"Sizden Müslümanları Hristiyan yapmanızı istemiyoruz, sizin asıl göreviniz Müslümanları, İslam'dan uzaklaştırmaktır.
Allah'ı ve Peygamberlerini tanımaz hale getirin, bunuda çağdaşlık adı altında yapın,
Allah'ı ve Peygamberini tanımaz bir nesil hazırlarsanız, büyük işlerle ve idarelerle uğraşmazlar, rahatı, tembelliği, parayı ve nefislerini severler, arzu ve şehvetlerini tatmin için uğraşırlar."
Hristiyan ve Yahudileri Allah’ın onlara tevdi ettiği dinleri tahribe sürükleyen bu şirkleri eşliğinde nihayetinde yaşadıkları gibi bir din üretib tapınmalarına velhasıl kovulmalarına ve Hak'tan uzaklaşmalarına sebep olmuştur.!
Ve bu gün biz müslümanların kıldan ince kılıçtan keskin bir imtihanın eşiğinde çok ağır bedeller ödememizin sebebide budur.!
Şüphesiz; Allah’ın indirdikleri ile hükmetmeyip, amel safında duramayan velhasıl inandığı gibi yaşamayan insanlar , maalesef yaşadığı gibi inanmaya başlarlar.!
Hatta o yaşadıklarını meşrulaştırmak, doğruluğunu ispat etmek için, Hakkı tahrif edip, kendi batıl hâllerini ve tercihlerini Hakk’a tasdik ettirmeyi bile zorlamaya başlarlar…
İşte Ülkemizde ki İslam ve İnsanlık dışı bir yaşam tercihi olan eşcinselliğe, supminal mesajlar yüklü yayınları, filimleri, yarışmaları, proğramları ve yine sivil ve özel sosyal dernekler, vakıflar, örgütler ile İslama ve İnsanlığa açılmış bu misyonerlik savaşının müsepbipleri toplum ve devlet nezdinde teşir edilmesi, aleni ifşa edilmesi ve
Müslümanların dikkatinin bu tür guruplara yoğunlaştırılıp tecrid edilmelerinin sağlanması belkide, Lutun 33 kişilik bu günahın müsebbiplerinin bedelini onlara kayıtsız kalan 80.000 kişilik gece teheccüd halinde olanları bile helaka sürükleme vebalinden bizleri kurtarması adına HAK ile BATIL arasında ki saflarda her Müslüman safını ve tavrını kıldan ince kılıçtan keskin nitelikte ortaya koymalıdır.
Velhasıl yaşadığımız ve içselleştirdiğimiz değerleri, Hakkın hükümleri yerine koysakta, İslamın hükmü asla ortadan kalkmayacak, Bu hak dinin sahibi muhakkak nurunu tamamlayacak ,
Lakin yaşadığı değerler adına inanan hükmeden , savunan, yargılayan sorgulayan ve amel edenlerin müslümanlık hükmü ise ALLAH muhafaza korktuklarımız, sustuklarımız ve kayıtsız kaldıklarımız oranında hükmümüz ortadan kalkacaktır.!
Hak ile Batıl safında bir kelimenin ve eylemin çok şey ifade ettiği bu dünya hayatı terazisinde Cenab-ı ALLAH sıratı müstakim üzere cümle Müslümanların ahır ve akibetini hayırlı kılması dualarımla,
Selam Saygı Dua
Ahmet Gökhan Yazıcı