Punto:
Dinle
Taksim Atatürk Kültür Merkezi; bir ara Hoca nın da kürsüye gelmesi ve konuşması istendi. O asil adam ağır ağır yürüdü ve kalabalığı bir müddet süzdükten sonra sadece şu iki cümleyi söyledi:
‘’İslamiyet’i kurtarmayı bırakın! İslamiyet’le kurtulmaya bakın!
Hoca’ ya Türk Milliyetçiliği tarifi sorulduğunda;
‘’Ben ırken Arab ım …Fakat, yaklaşık bin yıldır İslam’a hizmet eden , İslam’ın bayraktarlığını yapan TÜRK Milletine hizmet etmekten şeref duyarım, ben Türk Milliyetçisiyim,’’ derdi.
Ben burada Hocamın eserlerinden ve bugüne kadar yazılanlardan bahsetmeyeceğim. Hocamın sayesinde Türk-İslam Ülküsü, Türk Milliyetçiliğinin özünü oluşturmuştur.
Erenköy ve Atatürk Eğitim Enstitüsü beraberliğimiz hatıralarla doludur. Bazılarını anlatmak isterim.
-Necip Fazıl Kısakürek Üstad ın evi de Erenköy’deydi. Hocamla grup olarak ziyaretine giderdik. Her ziyaretimizde Üstad yere oturur, Hocamı da koltuğa oturturdu, Arvasi ismine hürmeten…Tabii ki Hocamın hürmeti de mukabildi.
-Evinde genç misafirlere bile hizmet fırsatı vermez, ‘’beni sünnet-i seniyye den alıkoymayın’’ der, hizmeti kendi görürdü.
- Erenköy’ de evlerimiz çok yakındı. Bir sabah acele beni çağırttı. Hemen evine vardım, baktım 5-6 tane lacivert kıyafetli adam… Hocam hapisten daha yeni çıkmıştı. ‘’Eyvah, ‘’ dedim kendi kendime, ‘’bu adamlar Hocamı yine mi alıp götürecekler? ’’ Ama bu sefer başkaydı. Genel Kurmay’ dan gelen bu adamlar Doğu ve
Güneydoğu meselesi için Hocam’ dan yardım istiyorlardı. Heyhat! Hocamı hücreye atıp zulüm edenler şimdi ondan yardım istiyorlardı. Yine de o kendine yakışır bir şekilde, onlara gereğini yapacağını söyledi. Kısa bir zamanda Genel Kurmay, DOĞU ANADOLU GERÇEĞİ kitabını bastı, sivil ve askerlere dağıtıldı. Ama maalesef içindeki reçetelere uyulmadı. Bugün durum ortada… Yazılanlar uygulansaydı, belki bugün böyle olmayacaktı.
-12 Eylül Darbesi Hocamı hücreye atarak sağlığını bozdu. Ama hiçbir zaman mücadeleyi ve yazmayı bırakmadı. Hasta haliyle bile Anadolu dan gelenlere, on binlerce öğrencisine kapısı hep açıktı.
-Dersine giren öğrenciler, hiç girdikleri gibi çıkmazlardı. Mutlaka bir şeyleri alır ve çıkarlardı. Farklı düşünenler doğruları öğrenirlerdi. Sol- sağ ayrımı yoktu. Hocam hep sevildi.
-1980 öncesi Marksist-Leninist, Maocu gibi bölücü ve yıkıcı hareketlerin yanısıra Pakistan’dan Mevdudi, Tunus’tan Gannuşi, Mısır’dan Hasan el-Benna ve İran’dan Ali Şeriatilerin rüzgârı ülkemizde eserken, Arvasi Hoca bunların yanlışlarını dile getirmiş, Türk nasıl Ehl- Sünnet anlayışı içinde Müslüman olur, milliyetçi oluru yazı ve sohbetlerinde bize göstermiştir. Onun için Seyyid Ahmed Arvasi bizler için çok önemlidir.
- Hocam daktilosunun başında, sandalyesinde, yine bu millet bu ümmet için çalışırken ruhunu teslim etti. Cenab-ı Hak rahmet etsin.
Bütün eserleri okunmalı. Ama Müslüman Türk gencinin 24 saatini programlayan İLM-İ HAL hep yanımızda olmalıdır.
Bozkurt Yaşar Öztürk
Eğitimci
21. Dönem İstanbul MHP Milletvekili