Piyasalar

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDAN ÇIKARTMAMIZ GEREKEN DERSLER

Punto:

Bir önceki yazımızda; “Hazır ol cenge, ister isen sulh-ü salah” demiş ve barış döneminde acilen neler yapmamız gerektiğini özet halinde sunmuştuk.
    Şimdi ise yanı başımızda bir savaş ve yakılan, yıkılan, talan edilen bir ülke, hiçbir suçu olmayan masum insanların katledilmesi var.
    Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın veya yapmasın sonuçta bütün dünyanın gözleri önünde, bir ülke, insanları ile birlikte yok ediliyor. Hangi nedenden dolayı olursa olsun bu asla kabul edilemez. Ama görüldüğü gibi iki aydır, kan, gözyaşı oluk oluk akıyor, insanlar toplu halde katlediliyor. Birileri bu vahşeti durdurmaya çalışıp barış için çırpınıyor Türkiye gibi, birileri de bu savaştan ne kadar çıkar sağlarım, ne kadar nemalanırımın hesabını yapıyor, acımasızca, insafsızca, alçakça, ABD ve ava nesi gibi. Onlar için ne insan hayatı önemli ne de ülkelerin yakılıp yok edilmesi. Onlar için önemli olan sadece daha güçlü, en güçlü olup insanlığın, “efendisi” olmak! 
    O halde tekrar ediyoruz, “Hazır ol cenge ister isen sulh-ü salah”…
    Yani bu savaş bize göstermiştir ki; öncelikle, güçlü, modern, profesyonel bir orduya sahip olacaksın. Cesur, yürekli, kahraman, vatan, millet, devlet, bayrak için, gözünü kırpmadan canını verecek, kabiliyeti ve yetenekleri yüksek bir ordu.
    Hani derler ya; “El atına veya eğreti ata binen çabuk iner” veya “Taşıma suyu ile değirmen dönmez” diye, işte tam da bu günü anlatıyor bu atasözleri. Şayet siz başkalarının uçakları, füzeler, tankları, topları ezcümle silahları ile savunmanızı kurmaya kalkarsanız, kalktığınız yerden aynı anda geri yerinize oturursunuz. Geçmişte yaşadıklarımızı hatırlayalım. ABD ve ava nesi bize her türlü silahı verdiler ama kendilerinden izinsiz asla kullanmamızı istemediler, kullandırtmadılar. Parasını vererek aldığımız silahları bile kullanamadık. Dolayısı ile Milli Savunma Sanayimizi, yüzde yüz milli olacak, kimseye muhtaç olmayacağımız şekilde organize etmeliyiz. Bugünkü gelinen nokta eskiye göre çok iyi ama yetmez. Çağı yakalamamız, özellikle savunma sanayi konusunda hiçbir ülkenin gerisinde kalmamalıyız.
    Milli Savunma Sanayimizi en üst teknoloji ile donatmalı, “akıllı mühimmat”lar konusunda ileri teknoloji mutlaka kullanmamız gerekliliği artık ayan-beyan ortada.
    Türk Ordusu her ne kadar gerek PKK ile mücadelede gerekse yapılan operasyonlarda tecrübe kazanmışsa da büyük bir savaş için bu yetmez. En üst düzeyde savaşı planlayan, organize eden, “Kurmay zekâ”mızı geliştirmeliyiz. 
    Ve istihbarat… İstihbaratın olmadığı bir savaş, başlamadan kaybedilmiştir. Savaşın başarılı olmasının en önemli unsurlarından birisidir istihbarat. Evet, biz bu konuda dünyada birkaç ülkeden biriyiz ama o da yetmez. En iyisi olmak zorundayız. İstihbaratımızın başarılı olması; en üst düzeydeki teknolojiyi en iyi şekilde kullanılması, insanımızın bu konuda eğitilmesinden geçer. 
    Yerli ve milli sanayi ve savunma yoksa bağımsızlıkta yok…
    Kimse unutmasın ki, biz savunma sanayi konusunda başarılara imza attıkça, gerek dışarıdan özellikle içimizden, küçümseyenler, önemsizleştirenler, ciddiye almayıp alay edenler “tam gaz” ülkemizi küçük görmeye devam edecekler. Bu da onların görevi olduğunu asla unutmayalım. Düşman bizden birilerini satın alarak kendisine her zaman “köle” yaptığı, kendisi adına hareket eden insanlar bulacaktır. Nitekim buluyorlar da. Örneğin, bizim yaptığımız başta SİHA ve İHA larımıza oyuncak diye alay edenler, o oyuncakların! Libya’da, Karabağ’da, Suriye’de ve son olarak da Ukrayna’da neler yaptığını herkes gördü. Bütün dünya parmak ısırırken içimizdeki hainler küçümsemeye devam ettiler. Aynı silahları kendi efendileri yapmış olsaydı ne övgüler düzerlerdi hepimiz biliyoruz. Biz kendi silahlarımızla alay ederken, başkaları bizim silahlarımız üzerine şarkılar söylüyorlar, marşlar yazıyorlar. 
    Özetle; hiçbir engel, hiçbir güç, hiçbir unsur bizi başta Milli Savunma Sanayimiz olmak üzere durduramaz, durdurmamalı, durduramayacaktır da. Belki hepimiz bu söylediklerimizi biliyoruz ama yüksek sesle dillendirmek, hem hainlerin sesini kesecek hem de bu uğurda mücadele eden, kahraman evlatlarımıza güç ve moral verecektir. Yalnız olmadıklarını bütün milletin onların arkasında olduklarını bileceklerdir. 
    Aksi halde;
    “Savaş mı var ki silah alalım?”, “ne gerek var savunma sanayine?”, “Ne gerek var bu kadar bütçe ayırmaya?” vs. bu ve benzeri zihniyetle hareket edersek;
    Halimiz, Ukrayna, Suriye, Irak, Afganistan ve benzeri birçok ülkeden daha da beter olacağımızı, son pişmanlığın fayda vermeyeceğini de adımız gibi bilelim. 
    İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
    Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı