Piyasalar

Rezil Kalemler

Punto:
Sözcü gazetesinden Bora Erdin'in 16 Mayıs 2018 tarihli İnternet haberine göre Merkez Bankası dört ayda 10 milyar TL para bastı. Ocak ayından 124 milyar olan tedavüldeki para miktarı 134 milyar TL’ye ulaştı. İktisatçı Ege Cansen, “Buna karşılıksız para basma denir” diye konuştu. Ege Cansen, emeklilere iki bayram ikramiyesi ve desteğinin yanında kamu ihtiyacı olan paranın basılması, Türkiye ekonomisi için yıkıcı olabileceğini, para basmanın enflasyonu hızlandıracağını söylüyor. SÖZCÜ yazarı iktisatçı Ege Cansen; tedavüldeki para miktarının 2009’da 38 milyar 340 milyondan bugün 134 milyar 780 milyon olduğunu, devletlerin para basmasının iki farklı yolu olduğunu, ancak Türkiye'nin tercih ettiği yöntemin ‘ahlaksız' olduğunu belirtti. Ege Cansen burada şişen para miktarıdır. Açıklanan enflasyon rakamları da işte bu para şişmesidir.” Ege Cansen ve bu eksende düşünüp kalemlerini oynatanların hepsine yönelik bu yazımızı yazıyoruz. Bakalım ahlaksız yöntemi kim tercih ediyor okuyucularımız buna karar versin. Hükümet milletine bayram ikramiyesi verdi diye rahatsız olanlar, Merkez Bankasının para basmasını Türkiye’nin ahlaksız bir tercih yaptığını söylemek, Türk milleti üzerinden Türk hükumetine yapılmış ahlaksız bir üsluptur. Para basmayı ahlaksızlık olarak görüyorsanız, para basma yetkisinin verildiği Merkez Bankasına bu ithamı yapacaksınız. Kaldı ki biz bu üslubu da ahlaksız bir üslup olarak görüyoruz. İşin bu kadar ustalıkla itham edici bir üslupla yapılması, bir ana gövdeye bağımlı rezil kalemleri, hükümetin tabana yönelik ikramiye vermesi, bağımlı olmadan karar alması rahatsız etmiş. Peki bunlar ne isterdi? Ak parti hükümeti, faizci bankalar üzerinden para vermeye devam etmeliydi. Klasik uygulamanın dışına çıkış adımları faizcileri ve kalemşörlerini rahatsız etti. Ağızlarında sakız ettikleri ‘’para basarsan enflasyon olur’’ demelerine gelince... Bunların nasıl yalancı olduklarını herkesin anlayacağı tarzda basit olarak ifade edelim. Asla Merkez Bankasının Türk milletinin milli iradesini temsil eden hükümetin kontrolünde olmasını istemiyorlar. Sürekli milleti ve devleti borçlandıracak borca dayalı banka sistemini istiyorlar. Bu yapı üzerinden parayı kısıt tutarak, yüksek faizle hükumetlere vaatlerini gerçekleştirmemesi için kelepçe vuracaklar. Küresel finans sisteminin kolları olan bankalar parayı bassın istiyorlar. SÖZCÜ yazarı iktisatçı Ege Cansen’in verdiği rakamlara bakarak bakalım. Parayı gerçekte kim yaratıyormuş? Tük milletine ve devletine iktisadi saldırısını kurulu para kredi sistemi ile yapan kim miş? Bakalım enflasyonun gerçek nedeni, olmayan parayı kredi vererek tüketicileri ödenemez biçimde 499 milyar borçlandıran kim? Kobileri köle gibi kendilerine çalıştıran 529 milyar kredi ile borçlandıran kim? Ticari ve kurumsal kredileri 1 trilyon 169 milyar vererek borçlandıran kim? Bütün para miktarının 134 milyar olduğu halde 2 trilyon 319 milyar kredi veren kimmiş? Enflasyonun nedeni olarak para basmayı gösterip, Merkez bankasının 10 milyar basmasına itiraz edenler, neden bankaların bu kadar para yaratarak kredi vermesine itiraz etmiyorlar? Sanal mevduat oluşturarak, kapalı bileşik banka sistemi içinde; reel teminatlar alıp sanal paralar satan kim? Bu uygulama sayesinde yılda 250 milyar faiz elde ederek, seçili milli iradenin iktisadi politikalarını gerçekleştirmesinin önündeki büyük faizci engeli kim? Bütçe açığının temel nedeni olan bu faiz ödemeleri ile denk bütçenin yapılmasının önünde engel olan kim? Hadi şimdi Sözcü Gazetesi yazarı sözde ekonomist Ege Cansen bunlara cevap versin. Emekliye memura verilen iki bayram ikramiyeden rahatsız olan Ege Cansen bunları yalanlayabilecek mi? Toplam mevduat miktarından fazla olarak; olmadığı halde 323 milyar kredi veren kimdir? Bu soruları, faizin oluşturduğu tahribatların toplumun bütün katmanlarından örnekler teşkil edecek şekilde verebiliriz. Mevcut faizci banka yapısının işleyiş biçimine ses çıkarmayıp, aksine destekleyen rezil kalemler çıkmış, Ak parti hükumetinin milletine bayramlarda 1000 TL vermesinden rahatsız olmuş. Ve edepsiz bir üslup kullanarak; milli iradenin kararı ile para basılarak, memura emekliye para verilmesinin nedeni olan Merkez Bankasının para basmasını ahlaksız bir yöntem olarak tanımlaması, onların kendi ahlaksızlıklarını ortaya koymaktadır. Bu faizci fosil zihniyetlere rağmen; bedeli ne olursa olsun, gerekli önlemler alınıp stratejiler belirlenerek, faizin defteri dürülmelidir. Bunu mevcut iktisadi paradigmanın dışında, yerli ve milli bir paradigma sahibi ekip gerçekleştirecektir. Bu yeni bir kuram ve yeni bir iktisadi yapılanma süreci olarak Türk devletini iktisadi tam bağımsızlığa taşıyarak ayağa kaldıracaktır. Rezil kalemler istemese de... Selam ve dua ile...