İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Halkın Sesine Kulak Verelim!
Bundan yaklaşık bir yıl evvel poşetler paralı oldu. Maksat daha az poşet kullanmak, daha az çevreyi kirletmek. Başarılıda oldu. Naylon poşet kullanımı azaldı ama halkın büyük bir kısmı kullanmaya devam ediyor. Ancak poşetlerle ilgili tartışma bitmek bilmiyor.
Çevreye duyarlı vatandaşlarımızın bir kısmı, kâğıt, file, bez torba vs. gibi taşıma araçları kullanırken, yine önemli ölçüde naylon poşet kullanımına devam edildi. Kesinlikle geri dönüşümü kolay malzemeler kullanılmalı, hatta bu konuda her türlü teşvik yapılmalı. Yeşil bir çevre için bu son derece gerekli. Ancak, görünen o ki, daha uzun süre naylon poşetler kullanımına devam edilecek.
Devam eden başka bir taşıtma, “Ücretini ödediğim poşetin üzerinde neden marketin reklamı(İsmi) var? Ben market reklamı istemiyorum. Ya reklamsız olsun veya bize faydalı uyarıcı, hatırlatıcı, bilgilendirici, “Toplumsal Faydası” olan yazılar yazılsın” Bu tartışma giderek haklı olarak alevleniyor.
Aslında halk işin parasal yönünde değil. Poşete para ödemiş veya ödememiş çok fazla umursamıyor. Çünkü çevreye bir katkı sağladı. Umurunda olan parasını verdiği poşette neden marketin reklamı var? “Hem yüzlerce liralık gıda alınacak market para kazanacak, hem de benim parasını verdiğim poşette reklamı olacak! Çevreye duyarlılık evet, az naylon poşet kullanmaya veya hiç kullanmama evet ama marketin reklamına hayır.”
Burada halk, poşetten, market ne kadar kazanıyor, devlet ne kadar kazanıyor ne kadar vergi alıyor şu an bunu da pek fazla önemsemiyor. Önemsediği tek konu, marketin reklamı olmasın!
Peki, ne olsun?
Madem poşetin parasını ben veriyorum o zaman benim yararıma olacak reklamlar, kamu spotları, beni uyaran, bana faydalı olan bilgiler, önemli hatırlatmalar, önemli günler veya halkın faydasına olacak yönlendirici bilgiler olsun.
Örneğin, emlak, temizlik vergilerini hatırlatacak bilgiler, vergi ödeme günlerini hatırlatacak bilgiler, verginin önemini anlatan sloganlar olsun. (“Vergi Güçtür”, “Vergi Kalkınmanın temelidir”, “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır”)
Örneği, önemli haftaları hatırlatan kısa hatırlatmalar olsun. Vergi Haftası, Yaşlılar Haftası, Lösemi Haftası, Verem Savaş Haftası, Dünya Kadınlar Günü, Dünya Tüketiciler Günü, Şehitler Günü, Dünya Tiyatrolar Günü vs. gibi.
Örneğin, uyuşturucu maddesi ile ilgili uyarılar, üniversite sınavları dahil, Türkiye genelindeki sınavlar için uyarılar, gidilmemesi, girilmemesi gereken yerlerle ilgili uyarılar vs.
Örneğin, trafik işaretleri, kuralları, uyulması veya uyulmaması gereken kurallar vs.
Örneğin, acil telefon numaraları, yangın, emniyet, sağlık vs.
Bunları çoğaltabiliriz. Yani, “Toplumsal Fayda Sağlayacak Her şey”.
Çok güzel bir söz var, “Söz uçar yazı kalır”. Poşetlerdeki yazı belli bir müddet kalıcıdır.
İşte poşetlere yazılması istenilen, yukarıda saydıklarımız veya sayamadıklarımız, halkı hem aydınlatacak, bilgilendirecek, hem de uyaracak. Televizyondaki kamu spotlarından çok daha fazla etkili olacağı da ayrı bir gerçek.
Yani halk diyor ki, “Benim param ile bana hizmet edin”.
Nasıl ki ben vergimi veriyorsam, karşılığında, elektrik, yol, su, köprü, savunma sanayinden, teknolojik gelişmelere, uzay çalışmalara varıncaya kadar hizmet bekliyorsam, 25 kuruşa aldığım poşetlerde, beni uyaran, beni yönlendiren, beni bilgilendiren, unuttuklarımı veya unutma ihtimali olma halleri hatırlatan, kısa özlü sloganlar bekliyorum.
Şimdi düşünelim.
Halkın parasını verip aldığı poşetin üzerinde, alış-veriş yapıp para kazandırdığı marketin reklamımı olsun, yoksa tamamen toplumsal fayda sağlandığı, kısa özlü sloganlar mı olsun?
Peki, bunun böyle olmasını engelleyen ne var? Hiçbir şey.
Basit bir mevzuat değişikliği. Buna hiç kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum.
Bunun içinde Sayın Cumhurbaşkanımızın,
“POŞETLER ARTIK TOPLUMSAL FAYDA SAĞLAYACAK” EMRİ!
İsmet TAŞ – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı