Piyasalar

Parasal Enflasyon

Punto:
Parasal Enflasyon Genel geçer tanımlamaya göre enflasyon; ekonomide belirli bir süre içinde fiyatlar genel düzeyinin sürekli yükselmesi olarak tanımlanır. Bu fiyat yükselişlerinde etkili olan, talebin artışı ve maliyetlerin yükselmesi olarak bilinir. Birde tabi ithal edilen enflasyon diyebileceğimiz bazı girdilerin maliyetler üzerinden dışsal bir enflasyon oluşturması var. Parasal enflasyon dediğimizde, herkesin aklına büyük oranda paranın çok olması, bol bol basılması gelir. Oysa bizim altını çizmek istediğimiz bu değildir. Bu ayrıca müstakil bir konu olarak bir denkliğin gerekliliği çerçevesinde incelenmesi gerekir. Biz o denkliğe mizanın ve ölçünün korunması diyoruz. Başka bir ifadeyle tüm ekonomiyi tanımladığımız Doğal İktisat Döngüsü içinde parasal istikrarı ve fiyat istikrarını sağlayacak denklik diyoruz. Enflasyonu özetledik. Peki enflasyonla para arasındaki ilişki nedir? Acaba enflasyon halka sürekli empoze edilen, bol para basmak mı? Paranın bol olması mı tehlikedir, kısıt olması mı? Ticaret yapanlar zihinlerinde bu sorumuza eminim çok çabuk cevap vermiştir. Para bol olacak ki ticaret hacmi bol olsun. Bu bile işin aslını kavramada doğru bir giriş olarak yeterlidir. Peki para neydi? Para; bir ölçü aracıdır. Mal ve hizmetlerin insanlar arasında dolaşımını sağlamak için ortak kullanılan bir ölçü. Öyle ki bütün mal ve hizmetleri almamız ve satmamız için kullandığımız bir ölçüdür. Basit bir soru; bu ölçüye sahip olan, onu dilediği gibi uzatıp kısaltanın elindeki gücün ne manaya geldiğini düşünebiliyor musunuz? Ben biraz yardımcı olayım; bu ölçünün geçerlilik gücü ile bütün devleti kontrol edersiniz. Devletin temel gücü de ordunun ve paranın sahibi olması değil mi? Bu temel gücü kaybederseniz, devletimiz hala bizimdir diyebilir misiniz? Devletin ve milletin bağımsızlığında temel bu iki prensib son derece önemlidir. Ordumuzla topraklarımızı, paramızla ekonomimizi korumalıyız. Peki Para kimin? Bu parayla ekonomimizi koruyabilir miyiz? Para Devletin mi? Milletin mi? Hükümetin mi? Hayır. Bugün muhalefetin çığırtkanlığını yaptığı ‘’Merkez Bankası bağımsız olmalı’’ demeleri boşuna değildir. Özel bir şirkete verilmiş yetkilerle para, yani ölçü dışa bağımlı olarak üretiliyor. Ekonomide kısıt tutuluyor. Çok basılırsa enflasyon olur yalanı ile örtülüyor. Bu yalanı beslemek için, gerçeği örtmek için, sistem işleyişi; basılan paranın, yani ölçünün ölçü özelliğini sürekli bozan faizle para üretimini yapıyor. Parayı, ölçüyü faizle ürettiği için de enflasyon oluşuyor. İşte kilit nokta burasıdır. Parayı faizle üreterek, tepeden dilediklerine verip, toplum içinde bir elit zümre oluşturuyorlar. Para da bütün mal ve hizmetler için ölçü aracı olarak kullanıldığına göre, bu faiz maliyeti bu ölçünün kullanılmasından ötürü bütün mal ve hizmetlere yayılıyor. Böylece faizli parayı, ölçüyü kullandığınız her mal ve hizmet üzerinden; faiz düzenini işleten para kredi sistemi sayesinde bankalara faiz ödüyorsunuz. Yoksa bankalar 2017 yılında 250 milyara yakın faizi nasıl elde edeceklerdi? Yoksa bankalar Tüketicileri nasıl borç batağı içinde, 600 milyara doğru giden borçlanma üzerinden köle gibi faiz ödettirecekti? Yoksa devletimiz nasıl peşin bir bütçe açığını kabul edip yıllık ortalama 55 milyara yakın faizi bankalara ödeyecekti? Bütün basılı para 130 milyar dolayında olduğu halde; yoksa sanayicimiz, iş adamlarımız, kobiler ve devlet kurumlarımız nasıl toplamda 2 trilyon 390 milyar 470 milyon borçlandırılacaktı? İşte bu faizin oluşturduğu parasal istikrarsızlıkla gelen, parasal enflasyonun gerçeğidir. Öyle para basarak enflasyon oluşur yalanı değil. Bunun doğruluğu sadece paranın/ölçünün asli görevinin yerine getirilmemesi ile olur. Oda üretim para ilişkisi arasındaki ilişkisiyle, mizan ve ölçü denkliği ile ilgili müstakil bir konudur. İşte bundan ötürü; faizle parayı yaratanların uyguladığı zulüm dür. Buna rıza gösterende zalimdir. Bu zalimleri ortak söylemleri ile her yerde görebilirsiniz. Zalimleri görmek istiyorsanız; ‘’devletin parası olamaz, Merkez Bankası bağımsız olmalı’’ diyenlere bakın. Ekonomik kuramlarını dışa bağımlı politikalarla sürdürenlere bakın. Parasal enflasyonla mevcut para kredi sistemi faizle Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, Türk Milletiyle açık aleni İktisadi bir savaş halindedir. İşi sadece dışardan yapılan iktisadi saldırı olarak görmeyelim. İçerden kapıları açanlar var. Faizcilerin nasıl devrileceklerini Allah’ın izni ile hep beraber göreceğiz. Yeter ki ne kadar zayıf bir sistem kurduklarını fark edelim. Selam ve dua ile...