Yunus EKŞİ
Punto:
Dinle
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Şimşek, faizlerin yüksek olma nedenini enflasyonun yüksek olmasına bağladı. Eski Merkez Bankası başkanı, şimdi İyi Parti ana kadrosundan Durmuş Yılmaz, Mehmet Şimşek'in açıklamasının doğrular şekilde destekledi. Cumhurbaşkanı ise hem kendi bakanına hemde muhalefete aday İyi partinin kurmayı Durmuş Yılmaz'ın tam tersi yönünde açıklamalar yaparak ‘'Faiz enflasyonun nedenidir'' dedi.
Olay aslında çok basit olmakla beraber, uygulanan para politikaları açısında, halkın uyanmaması için sürekli örtülmeye çalışılmaktadır. Mevcut para kredi sistemini sürdürmek isteyenlerin en güçlü halka söyledikleri yalan, faizin enflasyonun sonucu olduğudur. Oysaki durum hiçte öyle değil, Cumhurbaşkanı bu konuda yerden göğe kadar haklıdır.
Faizin belirlenmesi gelecek bir zamanla ilgilidir. Onuda faizci MB ve bankalar belirler. Gelecek bir zamanın geçmiş bir zamana doğru yaklaşması, buradaki belirleyici unsurun, geçmişteki ve şimdiki zamanda oluşacak unsurların direk etkileyicisi olmasıdır. Bu her hangi bir konuda ileriye yönelik aldığınız kararın gerçekleştikçe sonuç üretmesi gibidir.
Enflasyon ise geçmiş bir zaman dilimi, yani gerçekleşmiş bir olgudur. 2018 Şubat ayının enflasyonu bugün açıklanamaz. Açıklanan enflasyon geçmişte gerçekleşen fiyat şişkinliği sürecidir. Fiyatlar belirlenmiş, faizde ona göre belirleniyor anlayışı sakat bir anlayış olup, dedenin torunun soyundan geldiğini ifade etmektir. Oysa herkes bilir ki torun dedenin soyundan gelir.
Faiz enflasyon sonucudur diyenler, dedenin torunun soyundan geldiğini söylemiş gibi gülünç bir durumla karşı karşıya kalırlar. Tabi buradaki sulandırmayla bu kadar basit bir olayın algılanmasında engel olan şey, dede ile torun arasındaki bağdan kaynaklanıyor. Bu bağ uygulanan para ve maliye politikalarının faize bağımlı olarak uygulanmasından ileri geliyor.
Faiz doğan çocuğun kordon bağını kesmez. Ana çocuğu doğurduktan sonrada o kordon vasıtasıyla, yani faizle annenin kanının emmeye devam eder. Mevcut para ve maliye politikaları böyledir. Faiz ekonominin sorunu değildir der gibi, sorun enflasyondur, enflasyonu indirelim faizler iner diyor. Bu kocaman bir yalandır. Bu sürekli borçla büyümeye çalışan model öğretinin oyunudur. Bu sürekli borçlanmaya odaklanmış modelin sürdürülmesi için temel kabul ettirilmiş bir kurgudur. Okullardaki müfredatta bu yalanın faizin bağımsız etkinliğini överek telkin edilmesi ayrı bir faciadır. İyi Parti'yi neden eleştirdiğimizi parti programındaki ekonomi anlayışından alıntı yaparak devam edelim.
İyi Parti Para Politikaları
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, para politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında operasyonel ve araçsal bağımsızlığa sahip olacaktır. TCMB'nin bağımsız olması ilkesinin siyasi otorite tarafından içselleştirilmesi ve bu ilkeye uyumlu siyasi ve mali politikaların etkin bir şekilde ortaya konması sağlanacaktır. Yasal olarak kendisine verilen ana hedef, fiyat istikrarı olmaya devam edecektir.
İyi parti'nin bu söylediklerini İktidar da ekonomiyi yöneten anlayış aynen uygulamaktadır. Şimdi bana söyler misiniz bu kafa yapısının, ekonomide farklı bir şeyler yapması mümkün müdür?
İyi Parti hangi hakla Ak parti'nin ekonomi politikalarını eleştirebilecek? Kendi parti programında tam bağımlılığı taahhütleri, bu millete bir şey veremeyeceğinin, detayları iyi okuyan insanların rahatlıkla görebileceği bir şey.
Parasal bağımsızlığı asla benimsemeyen bir siyasi parti, ancak dış güçlere bağımlı hale gelir. Köle gibi sürekli borçlanır, bu borçlanmayı vergiler yolu ile halkın sırtına yükler.
Siyasi partilerin milletin menfaatine, net bir duruş sergileyebilmeleri için, halkın ekonomik refahını yükseltmeleri için mevcut paranın sahibi devlet olmak zorundadır.
Orduyu yönetmeyi yabancı generallere nasıl terk edemezsek, parayı da özel ve politikalarını dışa bağımlı bir şirkete terk edemeyiz. Türk milleti artık uyanmalıdır.
Selam ve dua ile...