Piyasalar

Papa, Krallar ve Köleler

Punto:

 

Batı Roman'ın Papası, İMF ve Dünya Bankası'nın ilkbahar yıllık toplantısına katılanlara bir mektup yazarak korona virüsün, ekonomik etkisinden muzdarip olan fakir ülkelerin borç yüklerinin azaltılması çağrısında bulunmuş.

__________

Batı Roman’ın Papası Francis; Uluslararası Para Fonu (İMF) ve Dünya Bankası’nın ilkbahar yıllık toplantısına katılanlara bir mektup yazarak korona virüsün, ekonomik etkisinden muzdarip olan, düşük gelirli fakir ülkelerin borç yüklerinin azaltılması ve küresel karar alma mekanizmalarında daha fazla söz hakkı verilmesi çağrısında bulunmuş.

Mektubunda, salgının dünyayı birbiriyle ilişkili sosyo-ekonomik, ekolojik ve siyasi krizlerle yüzleşmeye zorladığına dikkat çekerek; “Dünya nüfusunun küçük bir azınlığının servetin yarısına sahip olduğu, eşit olmayan, sürdürülemez bir ekonomik ve sosyal yaşam modeline geri dönülmemesi gerektiğini” belirten Papa, ifadelerini şu şekilde sürdürmüş; “Küresel dayanışma ruhu, en azından pandemiyle daha da kötüleşen yoksul ülkelerin borç yükünde önemli bir azalma gerektirir” demiş.

Papa’nın bu sözlerini okuduğumda ilk aklıma gelen Maradona’nın şu sözleri oldu:
“Evet, ben Romanın Papası’na karşı çıktım… Neden böyle oldu? Çünkü ben, Vatikan’a gittiğimde oradaki çatıların saf altından olduğunu gördüm. Sonradan da Papa’nın vaazını dinledim. Ve o diyordu ki; Kilise yer yüzündeki tüm fakir çocuklardan dolayı üzüntü duyuyor. Külahıma anlat bunları! Üzüntü duyacağına satsana altın çatıları! Bir şeyler yapsana”

Ne güzel söylemiş Maradona!

Bütün bunları özetlersek; Papa, fakir ülkelerin borçlarını silin demiş. İktisat Hareketi olarak biz, uzun yıllardır hükümetimize ve tüm siyasi partilere;

  • Borçların hepsini silin diyoruz zaten.
  • Borca Dayalı düzen devam etmesin istiyoruz.
  • Sistem yeniden borçsuz olarak kurgulanabilir diyoruz zaten.
  • “Borç Bakanlığı” kurun, borçları tasfiye edin diyoruz zaten.

Papa “borçlar silinsin” deyince, tanrının merhametli bir dostudur deyip, uzun zamandır da; “borçlar silinebilir” diyen yerli ve milli bir akademisyen olan ve İKTİSAT HAREKETİ’nin kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Mete Gündoğan ve ekip arkadaşları söyleyince; “Dünyada bunun örneği var mı? Göstersenize !!” diyenlerin yürekleri ve cesaretleri varsa “faiz kaldırılmalı” diyebiliyorlar mı?

İKTİSAT HAREKETİ’nin bu teklifin doğru olduğunu kabul etmeleri için PAPA’nın çağrısını mı bekliyorlardı yoksa?

  • Papa bunları söylediyse; günümüzün Tapınakçıları olan Küresel Finans elitler borçları siler mi?
  • Papa’nın gizli amacı nedir ?

350 yıldır dini inançları gereği, Papa’lıkla birlikte ittifak kurarak tırnaklarıyla adım adım kurdukları finansal zulüm ve ifsad düzeni çökmesin ve yeniden güven tazelesin diye öyle bir silerler ki, herkes şaşar kalır. Böylelikle Küresel Finans elitlerin Ortodoks ekonomi öğretilerine aşık olmaktan aklını yitirme noktasına gelen meczup krallar ve ezberci öğreticileri ile, ezberletilmiş köleleri hep birlikte mutlu olurlar.

Avrupa’nın en büyük dini merkezi İtalya’dadır.

Ancak Papa Ortaçağ’daki gibi Hristiyanlar üzerinde etkili değildir artık. Papa günümüzde Vatikan’ın ve Opus Dei’nin büyük miktarda paralarını yönetiyor. Vatikan’ın sahip olduğu servet ve sermaye ise kilise vakıfları üzerine kayıtlı olduğu için de vergiden muaf tutuluyor.

Vatikanı, tapınakçıları ve küresel finans elitleri biliyoruz da, bu “Opus Dei” de nedir?

Opus Dei, İspanyolcada Tanrının Eseri anlamına gelir.
2 Ekim 1928’de Madrid de sıradan bir papaz olan Jose Maria Escriva De Balaguery Albas tarafından kurulan Katolik gizli bir örgüttür. 

1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği Opus Dei’nin statüsünü 1982’de yükselterek, örgüt önderine ve tarikat başkanlarına mahsus ‘piskopos’ unvanı verdi. 

Katolikliğe sadık, laik iş, meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya Vatikan dışında destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmak amacı ile kurulan, ama günümüzde Vatikan da en etkili olan laik kurumdur. Tüm üyeleri meslek sahibi Katoliklerden oluşmakta, her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır. 

Onlara göre Papanın kimliği, Kilisenin de, Papalık Makamının da üstündedir. Papa, Tanrı Krallığının kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette olağanüstü bir kişidir. Bu nedenle Opus Dei örgütü, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devletini yüceltir ve Kiliseyi ikinci planda görür. İşte Papa bu örgütün paralarını da yönetir. 

Tabi bu bilgiden sonra, şu soruyu sormadan geçemeyeceğim; 
- Opus Dei’nin her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinali olduğuna Türkiye’de Kardinali var mı !?

Bu işin altında bir hinlik olduğunu şimdiden bilmekte fayda vardır.

Mevcut ekonomilerde uygulanan Borca Dayalı Para Sistemiyle birlikte, tüm Borca Dayalı sistemler çöktü.

Küreselciler ise, geçmiş eski Haçlı Seferleri gibi, yeni bir savaşı başlatıp, yakıp, yıkmanın ve kan dökmenin yüksek maliyetli olduğunun farkında oldukları için finansal oyunlarla bir taşla iki-üç kuş vuruyorlardı. Bundan sonra “merhamet eliyle” kısmi yada tam borç silmeler sonrasında, dijital borçlanma ile yeni nesil finansal oyunlarla tüm kuşları vuracaklar.

Eğer uyanık olup, daha fazla gecikmeden BORCA DAYALI OLMAYAN PARA SİSTEMLERİ yürürlüğe koyduğumuz takdire, Doğu Roma’nın, Tapınakçıların ve Opus Dei’lerin PAPA’sının da içinde olduğu Küreselcilerin bu oyununu kolaylıkla da bozabiliriz…

Vesselam
Sadi ÖZGÜL