İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Özellikle son zamanlarda sosyal medyada bu tür konular maalesef tartışılır hale geldi. Bilgi kirliliği, kültür yozlaşması, ecdada yönelik düşmanlıklar bu tür tartışmaları körükledi. Önceleri böyle bir tartışma olmadığı gibi, kimsenin aklına böyle bir şey de gelmezdi. Tartışma, bilinçli olarak, Osmanlıcılar, cumhuriyetçiler diye ayrım yapılmasıyla başladı. Osmanlı karşıtları Osmanlıya üç öğün küfreder, hakaret ederler ama yeteri kadar Osmanlı düşmanlığı oluşturamadıkları için saldırılara devam ederlerdi. Baktılar ki halkı istedikleri şekilde Osmanlı düşmanı yapamayacaklar, yeni taktikler aramaya başladılar, kendilerine göre de buldular. Nasıl olsa karşılarında okumayan, araştırmayan, ne verirsen onu alan bir kitle var. Fitneciler işbaşı yaparak, Osmanlı Türk değildi, Türklere düşmandı, Türkleri katletti gibi daha birçok gerçek tarihle alakası olmayan ipe sapa gelmez zırva iddialarla, kendilerine tarihçi denilen 3-5 tarihçi bozuntusunu da yanlarına alarak atışa başladılar. Düşman düşmanlığını, hain hainliğini yapacak, bizlerde bize yakışanı yapalım, gerçekleri bıkmadan usanmadan anlatalım.
Peki, gerçek nedir?
Tarih bilimi ile uğraşan bütün bilim adamlarının ortak görüşü; “ bir devletin ne olduğunu anlamak için ordusuna bakmak lazım” derler. Ordu hangi dili konuşuyorsa devlet odur. Osmanlı Devletinin Ordusunun dili Türkçeydi. Türkçe konuşulur, Türkçe anlatılırdı. Demek ki Osmanlı Devleti bir Türk Devletidir.
Başlangıçta Türkler devletin en üst kademelerinde yer alırken Türk aileleri aşırı güçlenmiş bu da devletin bekası açısından sıkıntı oluşturmuştu. Bu sıkıntının aşılması için devşirilen yabancı kökenli, Osmanlı Kültürü ile yetişmiş, devlete sadakatle bağlı olanlar devletin yönetimine getirilip denge sağlanmıştır.
Bilindiği gibi Osmanlı ulus devleti değildi. Birçok ulusları bir arada barındıran koskoca bir imparatorluktu. Yapısı, yapı taşları Türk’tü. Dolayısı ile Türklerin dışında hiçbir ırk kendini ön plana çıkartmamış, çıkartılmamıştır. Hatta orduda yabancı uyruklu askerlerin varlığı çoğaldığında, Anadolu’dan Türk askerler getirilir denge sağlanırdı. Denildiği gibi hiçbir şekilde Türk unsuru hakir görülmemiş, aksine devletin sahipleri olmuşlardır. Halk, Türk ağırlıklı ve Türkçe konuşuyor, ordu Türk Türkçe konuşuyor Padişahların zaten kökeni belli Türk. Peki, kim kimi hakir görüp aşağılayacaktır. Bu tür iddialar hiçbir bilimsel dayanağı olmayan iftiralardır.
Yazı dilinin veya verilen bazı eserlerin Arapça ve Farsçadan oluşan Osmanlıca olması bu gerçeği değiştirmez. Osmanlının kendi tebaası ile ilgili hiçbir derdi olmamıştır. Bu güne baktığımızda bir okulumuzda yabancı dil eğitimi yapılıyor. Peki bunlara bakıp burası Türk Yurdu değil mi diyelim?
Osmanlı Sultanlarının yabancılarla evlenmesi ayrı bir eleştiri konusu. Ancak bu evlilikler Osmanlıya ciddi toprak kazancı sağladığı gibi, bu hanımların Osmanlı kültürünü benimseyerek ona göre davrandığı, Devlete sayısız hizmetler yaptığı tarihi bir gerçektir. Özellikle, Hürrem ve Kösem Sultanların Osmanlı Devletine, ahaliye katkıları herkes tarafından bilinen bir gerçektir.(Ne filmlerde anlatıldığı, ne de söylenildiği gibidir) Hatta Kösem Sultan öldüğünde İstanbul’da binlerce kişinin aç kaldığı iddia edilir. Sultanlar, imaret, aş evleri ve hayr işlerinde en önde giden insanlardı.
Kendimize basit bir soru soralım Türkiye Cumhuriyetini kimler kurdu? Milliyetleri ne idi?
Türk olan Osmanlı paşaları değil mi? Dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı Devletinin devamıdır. Dikkat edildi ise, biz ne Osmanlının borçlarını inkâr ettik ne de Osmanlının yaptığı iddia edilen sözde Ermeni soykırımını kabul ettik. Şayet Osmanlı bir Türk İmparatorluğu olmasaydı, Türkiye Cumhuriyetini kuranlarda Türk olmaz, Osmanlıdan kalan ne borçlar kabul edilir ne de Ermeni Soykırımı oldu veya olmadı bize ne o Osmanlının işi diye ifade edilirdi.
Diğer bir iddia; Osmanlı halifeliği aldı başı beladan kurtulmadı. Araplaştı, Araplarla anlaşmalar yaptı vs. vs. Oysaki Osmanlı halifelik makamını kendi uhdesine alarak, dünyadaki bütün Müslümanların lideri olmuştur. Manevi sınırları dünyayı kuşatmıştır. Bir cihan devleti yapması gerekeni yapmıştır. Türk ve Müslüman Birliğinin sağlanması için bu makam şarttı Osmanlıda akıllıca bunu yaptı. Dikkat ederseniz Kurtuluş Savaşının her cephesinde Türk olmayıp Müslüman olan unsurlarına veya birçok devletin yardımlarını görürsünüz. Halifelik Makamının Sancağı açıldığında dünyadaki bütün Müslümanlar o Sancağın altında toplanır. Ayrıca Osmanlı Araplaşmadı tam aksine Araplar, Osmanlılaştı. Ta ki İngilizlerin yıllarca uğraşıp Arapları ihanet ettirinceye kadar.
Osmanlının bilim adamlarını Araplar ile bir anlaşma gereği İstanbul’da topladığı iddia edilir. Anlaşma külliyen yalandır. Osmanlı o dönem dünyanın en güçlü devletidir. Böyle bir anlaşmaya ne ihtiyacı var ne de böyle bir anlaşma yapalım diyecek cesareti olan bir devlet. Ama Osmanlı bilim adamlarını İstanbul’da toplamıştır doğrudur. Bu da Cihan Devletinin medeniyette, kültürde, sanatta, ilimde, gelişmede dünyanın bir numarası olmasını sağlamıştır. (Örneği; Fransa’da Versay Sarayında tuvalet yokken, Osmanlıda hamam kültürü vardı. Bugün dahi bütün olumsuz yaklaşımlara rağmen, dünyanın birçok yerinde Osmanlı Kültür ve Medeniyetinin izlerini görmek mümkün)
Osmanlının ne olduğunu, kim olduğunu anlamak için çok basit bir şey yapın, kadı sicillerini, mecelleyi okuyun.(kadisicilleri.medipol.edu.tr internet adresinden bulabilirsiniz) Günümüz Türkçesine çevrilerek yayımlandı. Şimdilik 100 cilt! Bu vesile ile, Kadı Sicillerini uzun süren emeklerden sonra aslına uygun bir şekilde tarayıp yayımlayan Pr.Dr. Mehmet Akif Aydın ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Sosyal medyaya ayıracağınız vaktin yarısını ayırmanız yeter. Osmanlı bize dünyanın en büyük arşivini bırakmıştır. (yüz milyonun üzerinde bir belgeden bahsediyoruz)
Kimse sinekten yağ çıkarmaya kalkmasın. Ne olduğu belirsiz, kendisine tarihçi denilen yazarçizer takımının tarihsel gerçeklerle örtüşmeyen iddiaları, bu berrak suyu bulandırmaya yetmez.
Söylenecek çok söz, yazılacak çok konu var. Bir nebze olsun faydalı olabilmişsek ne mutlu. Selam ve dua ile…
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı