Oruç; Peygamber Efendimizin buyurduğu "Nice oruçlu vardır ki, orucundan kendisinde kalan yalnızca açlıktır, nice gece boyu namaz kılan vardır ki, namazından yanına kalan sadece uykusuzluktur" Hadisine muhatap olmamak için, nefsini, şeytanını, dünyevi hırslarını, beklentilerini aç bırakma zamanıdır.
Oruç; kırdığımız, incittiğimiz, kaybettiğimiz, ayaklar altına aldığımız, yorduğumuz, yıprattığımız, yaraladığımız insanlığımıza, saygımıza, sevgimize, ahlâkımıza, hoşgörümüze, diğerkâmlığımıza, eksik bıraktığımız yanlarımıza can suyu vererek tedavi etme ve ayağa kaldırma zamanıdır.
Oruç; Allah’ın bizlere emrettiği gibi dosdoğru insanlar olarak Allah’a kul olma, düştüğümüz dünyevi bataklıklardan, tapındığımız dünyevi putlardan kurtulma zamanıdır.
Oruç; haramı, yalanı, öfkeyi, nefreti, kini, kibri, riyayı, hırsı, makam ve para sevdasını, bağnazlığı, bizleri Allah’tan, dinden, imandan eden bütün dünyevi tarafgirlikleri terk etme, kul hakkı, vatan, millet, yetim hakkı yememeyi, haramlarla nefsimizi beslememeyi, tıka basa doyurmamayı talim etme zamanıdır.
Oruç; insanların arkasından konuşarak, iftira atarak, dedikodu yaparak, gıybet ederek, fitne fesat çıkararak nefsini zevklerin doruğuna çıkarmamayı, nefsin ve şeytanın kuklası olmamayı öğrenme zamanıdır.
Tutturabiliyor muyuz orucu bütün zerrelerimize, kalbimize, duygularımıza, dilimize ve düşüncelerimize?
Vazgeçebiliyor muyuz bizim gibi aciz kullara iman etmekten, bizim gibi aciz kullara kul olmaktan, bağlanmaktan, maddi, manevi bütün putlardan, dünyalıklardan, hırslardan?
Unutmayalım ki; bu ilahi davet bizi sükûnete, düşünmeye, arınmaya, tövbeye, hayatında ve yüreğinde reform yapmaya, Allah ile birlikte olmaya çağırıyor.
Oruç; aç kalmak değil aksine kalbimizi, beynimizi, ruhumuzu ve düşüncelerimizi Allah aşkıyla, iman ile doyurmak için bir fırsat, Allah’a ulaşmak için aralanan bir kapı.
Gelin hep birlikte bu ilahi davete ve Yüce Allah’ın emrettiği gibi “Ey iman edenler! Allah’a iman ediniz” ayeti karşısında korkudan titreyerek, imanlarımızı sorgulayarak cevap verelim.
Bütün dünyevi bağlılıklarımızdan ve kullara kulluklarımızdan azat olalım ve gerçekten Allah’a iman edelim.
Orucumuzla, ibadetlerimizle, tövbelerimizle, imanımızla, insanlığımızla, ahlâkımızla Allah’a yakın olan, Allah’ın rızasına erişerek affedilen ve cenneti kazanan kullardan olabilmek için çabalayalım.
AHMET BERHAN YILMAZ