Suat UNGAN
Punto:
Dinle
Kültürün genç nesillere aktarılır olması ve bunda süreklilik arz etmesi onun en önemli özelliğini oluşturmaktadır. Kalıtımsal özelliklerimizin biyolojik olarak genç nesillere aktarılması gibi bazı kültürel ve fikirsel özelliklerimizin de genç nesillere genlerimiz gibi aktarıldığı ve bunun yüzyıllar boyu devam ettiği bilinmektedir.
Bir davranışın veya bir fikrin toplum tarafından yıllarca sürdürülür olması o fikrin halk arasında düşünceden ziyade inanma boyutuna dönüştüğü ve bunu değiştirmenin çok zor olduğu bir gerçektir.
Toplumumuzda öğretmenliğin üç aylık yaz tatilinin yanında hafta sonlarının boş olduğu, dahası bazı öğretmenlerin derslerini bir iki güne sıkıştırarak haftalık boş gününü dört beş güne çıkardığı fikri yaygın bir kanaattir. Hatta eğitim fakültelerindeki öğrencilerin üçte ikisinin kız olmasında, onların bu mesleği rahat ve ailelerine zaman ayırabilecekleri bir meslek olarak algılamalarının etkisi büyüktür.
Öğretmenlik mesleğinin gerek saygın tarafının bulunması ve gerekse iş ortamının rahat olması onu tercih edilir hâle getirmiştir. Sayıları bir milyona yaklaşan öğretmenlerin performansını artırmak ve onlardan daha fazla verim almak elbette mümkündür.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin verimini artırmak için performans sistemini uygulayacağını dile getirdi. MEBBİS üzerinden yürütülecek bu çalışmada okul müdürü, müdür yardımcıları, müfettişler, okuldaki diğer çalışanlar, zümre öğretmenleri, öz değerlendirme, öğrenci ve veli değerlendirmesi gibi sekiz başlıktan oluşan sisteme birçokları karşı çıkmaktadırlar.
Öğretmenlere performans ölçümünün getirilmesini, baktığımız açıya göre ceza ya da ödül olarak değerlendirebiliriz. Bazı öğretmenler okullarda çalışan ile çalışmayan arasında hiçbir farkın olmadığını, hatta öğretmenlik mesleğinin hakkını vermeyen bazı kişilerin siyasetçi, sendikacı, okul müdürleri ile ilişkilerini iyi tutarak çok daha rahat bir çalışma imkânı elde ettiklerinden şikâyet etmektedirler. Öğrenci veli görüşlerinin daha bir dikkate alınması ve bunların öğretmenlere yol gösterici şekilde sunulması gelecek adına olumlu sonuçlar doğurabilir.
Bu çeşit değerlendirmeler üniversite hocaları için de uygulanmaktadır. (Bu daha geliştirilmelidir.) Bu uygulamaların hocayı veya yönetimi bağlayıcı yönünün bulunmamasına rağmen birkaç öğrencinin aynı konu üzerinde şikâyetlerini ya da memnuniyetlerini bildirmeleri hocalara kendilerini görme açısından önemli katkıları da olmaktadır.
Her meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğinde de işini iyi yapan, sorumluluk sahibi öğretmenlerin yanında öğretmenliği sadece sigortalı olma aracı olarak gören ve enerjisini başka alanlarda harcayan öğretmenler de mevcuttur.
Türkiye’de hiçbir meslek grubu “lâyusel” (sorgulanamaz) değildir. Her meslek grubunun birilerine karşı sorumluluğu vardır. Hâkimlerin vermiş olduğu her karar, farklı iki mahkeme tarafından incelenmekte ve yanlış kararlar geri çektirilmekte, yanlış kararlarının fazla olması durumunda bu kararı verenlerin terfileri geciktirilmektedir. Askeriyede her komutan bir üst komutanına karşı sorumlu olmakta, yine akademisyenler öğrenciler tarafından değerlendirilmelerinin yanında, çalışmalarında yapmış oldukları her yanlış, akademi basamaklarının her safhasında karşılarına çıkmaktadır.
Öğretmen performansları değerlendirirken değerlendirici unsurlarının sayısının artırılmaması, öğretmenlerin onurunun korunması, herhangi bir haksızlık durumunda devletin öğretmenin (hukuk dairesinde) yanında olduğunu göstermesi önemlidir.
Bu şartlarda öğretmenlerin performanslarının adil bir şekilde değerlendirilmesinde çok da anormal bir durum görülmemektedir.