Piyasalar

Neo Işıkçılar Hakkında

Punto:
     Geçtiğimiz günlerde AYM'nin bir üyesi, kararlarının uygulanmamasına tepki olarak "Işıklar yanıyor" sloganıyla kurumun ışıklı fotoğrafını yayınladı. İçişleri Bakanlığı da karşı hamle olarak "Işığımız hiç sönmedi" sloganıyla bakanlığın ışıklı fotoğrafını yayınladı. Ne diyelim, ışığınız bol olsun. Geçmişte sabıkalı demokrasi dönemlerimizde "ışıklı fotoğraf" her ne kadar askeri darbe hazırlığı olarak izlenim bıraksa da bugün AYM ve İçişleri Bakanlığı fotoğraflarından darbe iması türetmek, çok zorlama bir yorum olur, en hafif bir kanaat ile akıl tutulması sayılabilir. Demokrasi, hukuk ve devlet geleneğimizi daha da zedeler. Yargı etiği alanında türkçe yazılmış ve türkçeye çevrilmiş yüzlerce kitap, makale, karar metni okudum. Sizler de hepsine PDF olarak ulaşabilirsiniz. Sanırım çok az bir kısmı gözümden kaçmıştır. Keşke etik alanında yazılanlar, alınan kararlar tam uygulansa, şu yeryüzü adalet, hakkaniyet cenneti olur.      Gelelim şu AYM üyemizin mesajına. Bir yüksek yargı organı üyesine, temsil ettiği makama, mesleğinin vakarına yakışmamıştır. Kabul ettikleri yargı etiği ilkeleriyle bağdaşmamıştır. Sonuçta hepimiz insanız. Üzeriz, üzülürüz, tepki veririz. Anlık his ve psikoloji ile davranış bozukluğu sergileyebiliriz. İki şahıs arasında olabilecek bir yazışma tarzını, kamuya açık şekilde yaygınlaştırırsanız, işte böyle öküzün altında buzağı arayanlara, malzeme üretmiş olursunuz. Feveran ederler. Edebi, fikri ve demokratik olgunluğuna güvenen bir yurttaş olarak, ben bu ışıklı mesajları okuyunca güldüm geçtim. Edebi, mizahi, hicivsel tepki olarak yorumladım. Kırk türlü sorun ve belamız varken, bunlardan gündem üretilebilir mi Allah aşkına.      "AYM kapatılsın"  "üyesi yargılansın" türü mesaj ve beklentiler, ancak kabile devleti statüsündeki bir toplumun hezeyanı olabilir. Işıklı paylaşım yapan yargı üyesi anayasal ve yasal bir suç işlememiştir. Etik olmayan, yakışıksız bir mesaj paylaşmıştır. Cezayı hak etmemiştir. Bir uyarı mektubu yazılması yeterlidir. Zaten gerekli toplumsal uyarıyı almış olmalı ki, yanlış anlaşıldığından dolayı özür dilemiştir.      Gelelim anayasal ve yasal suç işleyenlere. Bunları görmezlikten gelmek, ışıklı mesajlarla perdelemeye çalışmak; Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve hakim teminatını zedeler ve lekeler.      Daha önceki yıllarda "yasama meclisi çoğunluğu bizde, böyle giderse ayak bağı olan AYM'yi kapatabiliriz" diyebilen külhanbey politikacılarla aynı havayı teneffüs ettik. "AYM'yi de aldığı kararları da tanımıyorum ve saygı duymuyorum" diyerek yeni çağa yeni hukuk teorisi geliştiren politikacılarla aynı toprağa ayak bastık. AYM' nin kararını, "yerindelik denetimi" yapıyor gerekçesi ile uygulamayan yargıçlar da gördük bugün. Erkler ayrılığı ve yerindelik denetiminin ne olduğunu, üç saatlik bir genel hukuk bilgisiyle, ortaokul talebesine anlatabilirim. Fakat  böyle bir karartanımaz tavır takınanların, yasal gerekçesini ve niyetini çözümlemekte zorlanıyorum.       Lütfen ışıklarla uğraşarak, geleceğimizi karartmayalım. Hukuk düzeninin altını oymaya çalışanlara, ortak ve yüksek bir bilinçle, demokrasi ve hukuk çizgisinde direnelim.      Ölen kişinin yattığı türbede, kendisi de ölümlü olan türbedarın, toplumsal ufku bana ne sunabilir. Bilim, mantık, akıl, ahlak, etik, adalet ve zarafetli yoğrulmuş bir toplum ile ışığı hiç sönmeyen aydınlık yarınlar için el ele. Sevgilerimle Samsun, 15.10.2020 Ali Rıza Malkoç