Piyasalar

Neden Okuyup, Yazıyoruz?

Punto:
     Önce ahlâk dedik, peşinden adalet. Devamında bilim, mantık, akılla yürümeliyiz dedik. Onur, erdem, dürüstlük, zarafet ve hakkaniyet ise kalbimizin cilası olmalı dedik. Hiçbir insani, evrensel değeri; tramvay, sopa, koltuk değneği ve merdiven olarak kullanmadık. Kullanmamaya da söz verdik. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, inançlara saygı, çoğulculuk, katılımcılık, temsilde adalet, sosyal adalet, dayanışma dedik. Bunları körükleyen/öneren/tetikleyen/coşturan eserler okuduk hep. Anladıklarımızı toplumsal fayda adına kitaplaştırıp, hayırlı bir miras bırakmaya çalıştık. Mirası/gayesi/amacı/algısı/ölçüsü/beklentisi; kin, nefret, kıskançlık, yalan, husumet, bölücülük, hizipçililik olanlar;  zaman zaman, bu kutlu yürüyüşümüzün paraziti, curufu, taşı, engeli olmadı değil. Gereğince iki laf edip yolumuza devam ettik. Kendi dar, kısır ve şüpheli inanç ve düşünce atmosferine bizi de çekmeye çalışanlara usulunce cevap verdik. Bazen farkında olmadan ve mecbur kalınca kırıcı da olduk. Daha fazla tepkiyi hak edenler olsa da biz ölçüyü kaçırmamalıydık. İnsanız işte. Kör, sağır, topal olmamak yetmiyor. Bazen düz yolda kaza yapabiliyorsunuz. Verdiğimiz mesajlar kişisel, grupsal, lokal ve hizipsel değil. Yan gözle bakanların bile fayda bulacağı ifade sanatları içeriyor. Bilen bilir, bilmek istemeyen de kendi bilir. En doğrusunu, alemlerin sahibi bilir. En iyi dileklerimle Ali Rıza Malkoç