Mustafa Toygar
Punto:
Dinle
Geçtiğimiz günlerde Norveç’te gerçekleştirilen NATO tatbikatındaki skandal, hamaset dolu sözlerle geçiştirilecek kadar basit değildir.
Diplomasinin dili farklıdır, genellikle ‘sopa’ aba altından gösterilir. Vatandaş bunu farklı anlar ama devleti yönetenler verilmek istenen mesajı alırlar.
Uzunca bir süredir, NATO ve üyesi ülkelerle süren bir gerginlik vardır. Bu gerginliğin müsebbibi elbette Türkiye değildir.
NATO’nun Norveç’te düzenlediği komuta kontrol amaçlı Trident Javelin adlı tatbikatta Atatürk’ün fotoğrafının, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın da isminin “düşman taraf” olarak gösterildiği ortaya çıktı. Bu skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte Türkiye tatbikattaki 41 askeri personelini geri çekme kararı aldı.
NATO’nun askeri ve siyasi kanadı üst düzeyden üzüntülerini bildirerek özür dilediler. Ayrıca; Türkiye’nin NATO’nun çok önemli müttefiklerinden biri olduğu ve bu gelişmenin yaşanmasının üzüntü verici olmasının ötesinde kabul edilemez olduğu da üst seviye yetkililer tarafından Ankara’ya iletildi.
Olayların kişisel olduğu ve olaylardan sorumlu iki kişinin de görevine son verildiği ifade ediliyor…
Tiyatro…
Bunun analizini yapmak aslında herkes için çok basit. Üstelik Genelkurmay İstihbarat Analiz Kursunu dereceyle bitirmiş biri olarak yapacağım analize de güvenebilirsiniz.
Hedef tahtasına Atatürk’ün resminin konmasının anlamı: Diyorlar ki; “Hedefimiz Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletidir”
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan adına sahte bir hesap açılmıştı. Sahte hesapta Erdoğan’ın düşman kuvvetleri ile iş birliği yaptığı ve silah anlaşmasına giriştiği iddia ediliyordu.
Özetle şunu diyorlar; “Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a diz çöktüremedik, Erdoğan bize itaat etmiyor bu nedenle hedefimizde Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır”
Bu durum, CHP Milletvekilinin de ifade ettiği gibi bireysel bir hata mı?
NATO yetkilileri bunun bir hata olduğunu ifade ederek özür dilediler. Akabinde CHP milletvekili ve emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek bir adım daha öteye giderek bunların bireysel hata olduğunu ifade etti. NATO’ya destek maksadıyla yaptığı basın toplantısını şu sözlerle sürdürdü: “Ayrıca ABD’n hatalarını veya Norveçli iki personelin hatalarını bütün NATO’ya yüklemek ve karalamak uygun olmaz diye düşünüyorum, eski bir kurmay subay olarak.”
Öncelikle şunu söyleyeyim, NATO’ un patronu ABD olduğunu sıradan bir insana dahi sorsanız bilir.
Bir defa NATO tatbikatları dünyanın bir numaralı organizasyonlarıdır. Bu tatbikatlarda böyle hatalar olmaz, bunu Dursun Çiçek’in çok iyi bilmesi gerekir.
Madem hata, bu alçaklığı Türk subayların görmesi ve tespit etmeleri için niçin beklediniz? O zaman mesaj yerine ulaşmazdı değil mi?
Türkiye ile ABD ve NATO ile uzun süren bir gerginlik var. Bunu, geçen gün ABD Dış İşleri Bakan Sözcüsü de ifade etti. Bu gerginlik aslında ABD’li askerlerin, Türk subaylarının başına çuval geçirmesi ile başladı, Türkiye’nin Rusya ve İran ile yakınlaşmasıyla had safhaya ulaştı. Üstelik bir de Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzelerini alması bardağı taşıran son damla oldu.
Ama asıl Türkiye’nin sabrı taştı. 40 yıldır kendi kurdurdukları PKK terör örgütünü; ABD’leri ve NATO ülkeleri her türlü desteklemediler mi? PKK Terör örgütü; silah ve teçhizatı hangi ülkelerden tedarik ediyordu, siyasi ekonomik, eğitim ve medya desteğini kimler sağlıyordu?
2000 yılında yayınlanan Türk Ocakları Yüzyıllığında; “Cumhuriyet Döneminde İsyanlar ve PKK Terör hareketleri” isimli 32 sayfalık bir makale yazmıştım. O makalede, hangi ülkelerin PKK’ya ne tür destek sağladıklarını da yazmıştım. Üstelik o bilgiler tamamen Genelkurmay Başkanlığına aitti.
İşin garibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gelinceye kadar hiçbir lider çıkıp da, PKK’ya destek veren bu ülkeleri yüksek sesle dillendirmeye dahi cesaret edemediler.
İlk defa Erdoğan, PKK, PYD-YPG, DAEŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerine destek veren NATO ülkelerini ifşa etti ve onlardan; “teröre ve terör örgütlerine niçin destek veriyorsunuz” diyerek hesap sordu.
Ergenekon ve Balyoz davaları ile Türk Silahlı Kuvvetlerine kimler kumpas kurdu? Türk silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanı olan Genelkurmay Başkanı dâhil kuvvet komutanlarını sahte belgelerle kimler içeri aldı? Amerika’nın taşeronu FETÖ Terör örgütü yapmadı mı bu ihaneti?
Ve nihayetinde 15 Temmuz ihanet kalkışmasını Amerika’nın taşeronu FETÖ terör örgütü yapmadı mı? 15 Temmuz’dan 2 gün sonra Rusya Dış İşleri Bakanlığından açıklama geldi; “Ey NATO Ülkeleri, 15 Temmuz’dan bilginiz vardı, niçin Türkiye’yi haberdar etmediniz?” mealinde…
Dünyanın üç büyük İstihbarat örgütünden biridir Rus İstihbarat Örgütü KGB…
KGB, 15 Temmuz’un NATO’nun marifeti olduğunu çok net biliyordur.
Bugün için ise bütün dünya biliyor ki, 15 Temmuz kalkışması FETÖ Terör Örgütünün bir ihanet girişimiydi. FETÖ Terör Örgütünün arkasında ise PKK’yı destekleyen; ABD’i, bazı NATO ülkeleri ve İsrail vardı.
Bugün için bunu çok net görebiliyoruz.15 Temmuz hainleri hangi ülkelere sığındılar ve o ülkelerde nasıl el üstünde tutuluyorlar? Türkiye, sayıları on binleri bulan bu hainleri, kaçtıkları sözde müttefikimiz olan NATO ülkelerinden ısrarla istiyor ancak bugüne kadar bir tek hainin iadesi dahi gerçekleşmiş değildir.
Bu nedenlerle, NATO Tatbikatında gerçekleşen söz konusu skandalı basit bir hata gibi görecek kadar saftirik değiliz!...
Balbay; “Türkiye niçin bu hale geldi” diyor…
CHP milletvekili Mustafa Balbay; “Türkiye niçin bu hale geldi?” diyor.
Bay Balbay, Türkiye’ye karşı hasmane tutumların sebebini Türkiye’nin kötü yönetimine bağlıyor. Evet, Türkiye’nin çok iyi yönetildiği söylenemez ama NATO ile müttefikliğimiz olan ülkelerin Türkiye’yi hedef tahtasına koymalarının sebebi bu olamaz değil mi?
AKP’den önce Türkiye’nin iyi yönetildiğini de söyleyemezsiniz.
Peki, Batı’nın Türkiye’ye karşı olmasının sebebi ne olabilir?
Anlatalım…
1950 yılında Türkiye’nin ihracatı 260 milyon Dolar…
Evet evet, sadece 260 milyon dolar…
1974 yılında 1,5 milyar, 1980’de 3 milyar, 2012’de 152 milyar Dolar…
1980 öncesi; silah, askeri araç-gereç ve teçhizatın yüzde 90’ı Amerika’dan temin ediliyordu.
1938 model araçlar, bölük komutanlarının baş belası Dodge’lar…
Bir jeepin içini dolduracak büyüklükte olmasına rağmen 100 m. öteyle görüşme sağlayamayan telsizler…
Amerika’dan 300 milyon Dolar yardım almak için, görüşmeler yapan bakanlar…
1974… Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle ABD’i ambargo uyguladı, Silahlı Kuvvetlerimiz felç oldu. Uçak kaldıracağız uçak lastiği yok, uçak benzini yok…
Allah rahmet eylesin bir takım acil ihtiyaçlarımızı Libya lideri Kaddafi karşılamıştı o yıllarda…
Velhasıl bu örnekler yeterli sanıyorum, her şeyimizle Amerika’ya ve NATO’ya bağlıydık.
Hal böyle olunca ister-istemez, ABD ve NATO’nun her emrine boyun eğiyorduk.
Bugün Silahlı Kuvvetlerimizin kullandığı silahların yüzde 60’dan fazlası yerli üretim…
Ayrıca Türkiye, silah ihracatı yapan ülkeler arasındaki yerini de almış durumda.
Askeri araç-gereç, teçhizatımız da yerli üretim…
İhtiyacımız olan füzeleri NATO ülkeleri vermeyince, S-400 füzelerini Rusya’dan ithal ettik. İnşallah o füzelerin daha iyisini Türkiye üretecektir.
Türkiye’yi Rusya’nın kucağına iten sizsiniz sonra dönüp, “Rusya’dan niçin o füzeleri aldınız” diye sızlanan da…
Ne oldu Türkiye’yi köşeye sıkıştıramadınız mı?
Bakın Sayın Balbay, Türk Vatanı olan Anadolu Coğrafyası, jeopolitik konumu nedeniyle dünyanın en önemli kara parçasıdır. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz.
Anadolu’ya sahip güçlü bir devlet önce bölgesel, bilahare küresel güç olmaya en yakın aday ülkedir.
Üstelik Anadolu coğrafyasında, cengâver bir millet olan Türkler hüküm sürüyorsa, bu ülkenin güçlenmesini hiçbir devlet istemez.
ABD’i Başdanışmanlarından, Zbigniew Brzezinski’nin Büyük Satranç Tahtası adlı kitabını Sayın Balbay mutlaka okumuştur. Dolayısıyla politika uğruna bazı şeyleri görmemezlikten gelmek doğru bir yaklaşım değildir.
Kimse, “NATO’dan çıkalım” demiyor
CHP Milletvekili Çiçek; “NATO düşmanlığı, 'NATO'ya hayır, NATO'dan çıkalım' gibi söylemler aslında stratejik söylemlerdir. Öyle ayaküstü verilecek kararlar değildir..” diyor.
Doğru söylüyor, ancak kimsenin de “NATO’dan çıkalım” gibi bir söylemi olmadı.
Türkiye hiçbir zaman NATO’ya güvenemez..
(Türkiye NATO’dan çıkmalı mı?)
NATO Türkiye’ye dost değil…
Hatta NATO Türkiye’ye düşmanca tavırlar içerisindedir.
Tüm bunlara rağmen bu aşamada, başka sebepleri de var ama en az iki sebepten dolayı Türkiye NATO’dan çıkamaz.
Birincisi Türk Silahlı Kuvvetleri; silah, araç- gereç, mühimmat, teşkilat yapısı, planlamaları, eğitim ve tatbikatları hatta talimnamelerine varıncaya kadar, ABD ve NATO’ya göre dizayn edilmiştir.
1990 yılından, yani Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri aşama aşama milli orduya geçebilirdi. Ancak büyük komutanlarımız! bu yıllarda irtica avına çıktıkları için bu konulara pek vakit ayıramadılar!...
Türkiye, ileriki yıllarda NATO’dan ayrılacakmış gibi tüm hazırlıklarını tamamlamalı ve bir süreç dâhilinde ancak ayrılma kararı alabilmeli.
İkinci bir husus da, bugün Türkiye’ye karşı dolaylı olarak; PKK, PYD-YPG gibi terör örgütlerini silahlandıran bir ABD var. Türkiye NATO’dan çıktığı an doğrudan hedef haline gelebilir. Bu haydutlara güven olmaz. Bir gecede karar alıp, sudan bahanelerle NATO ülkeleri, Libya’yı bombalamadı mı?
Evet, Türkiye ayrılması halinde NATO’nun doğrudan hedefi haline gelebilir.