Piyasalar

Mücahitler ve Müteahhitler

Punto:
Sayın Bülent Arınç'ın mücahitler müteahhit oldu şeklindeki sözleri bir defa daha gündem oldu. Benzer sözleri muhalefet sözcüleri de söylemişti, ancak içeriden birinin söylemesi farklı bir durum. İçeriden konuşanın sözleri daha etkili oluyor. Sayın Arınç, her şeye rağmen AKP'de vicdanını kaybetmemiş isimlerden biri. Bazen vicdanı ile korkuları arasında gidip gelse de daha çok vicdan tarafı ağır basıyor. Korkularında da haksız sayılmaz, arkadaşlarını en iyi o tanıyor, söz konusu siyasi ikballeri olunca nasıl acımasız olduklarını görüyor. İktidarı kaybetmektense bütün arkadaşlarını, dostlarını kaybetmeyi göze alabileceklerini biliyor. Bunu kendi üzerinde gördü zaten. Demirtaş ve reform beklentileri ile ilgili sözlerinden sonra kamuoyu önünde tezyif edilince, Yüksek istişare Kurulundan ayrılmak zorunda kaldı. Gelelim sn Arınç'ın sözlerinin doğruluğuna, yanlışlığına... Mücahitler gerçekten müteahhit oldu mu? Önce mücahit kelimesinin anlamına bakmak lazım, Türk Dil Kurumuna göre mücahit; kutsal bir ülkü(dava) uğruna savaşan kişiye verilen isim. Bir, kutsal bir davanız olacak, iki, onun uğruna savaşan bir kişi olacaksınız. Arınç'ın mücahit dediği arkadaşların kutsal bir davaları var mıydı, bilemiyorum, ama bizim kuşak kutsal bir dava için savaşıp mücahitlik sıfatını hak eden kimseye tanık olmadı. Bir grubun kendine mücahit demesi ayrı şeydir, o terimin hakkını vermesi ayrı şeydir. Bu ülkenin başından neler neler geçti, kendine mücahit diyenleri hiç savaş halinde görmedik. Belki de onun için kendine mücahit diyenlere biraz da dalga geçmek için naylon mücahit denilirdi. Sn.Arınç yanılıyor, mücahit sandığı kişiler hiç bir zaman mücahit olamadılar, onlar hep işin naylon tarafında kaldılar. Gerçek mücahit, bir eline dünyayı, bir eline güneşli verseniz davasından, inançlarından vaz geçmeyecek olanlardır. Oysa kendilerine çok haksız bir şekilde mücahit denilenler hiç bir zorluk testinden geçmediler, hiç sınanmadılar,hiç bir imtihana gelmediler, evlerinde oturdular ama mücahit oldular.Bir etiketi taşımakla onun icaplarını yapmak aynı şey değildir. Önünüze gelene mücahit derseniz sonunda böyle hayal kırıklığına uğrarsınız. bu, o kavrama da haksızlıktır. Bugün müteahhitlik peşinde koşan, iş takipçiliği yapan, kraldan çok kralcılık yapan, helal-haram ayırt etmeden para peşinde koşanların hiç biri mücahit değil, naylon mücahitti. Sayın Arınç, kendi klanını bile tanıyamamış. Şimdi mücahitlikten hortumculuğa evrilenleri bir türlü aklı almıyor.Onları tanıyamadığı için bu dönüşümü aşırı bularak,yadırgıyor.Oysa naylon mücahitlikle, naylon dindarlıkla, naylon Müslümanlıkla, hatta naylon milliyetçilikle hırsızlık, yolsuzluk, rüşvetçilik arasında bir milim bile mesafe yoktur. Naylon şahsiyet her zaman harama daha yakın, üç kağıda daha müsaittir. Ne yazık ki, bugün rağbet her şeyin naylonunadır. Sözüm gerçek dava adamlarına değildir elbette, hala çizgisini koruyan bir avuç insan var,sözüm dinini, diyanetini dünyaya satanlaradır. Sınavdan geçmemiş hiç bir inanç, hiç bir iddia samimiyetini ispatlamış değildir. Günümüzün mücahitleri de ilk imtihanda döküldüler. Çünkü mücahidin naylonu idiler.Mücahitlik iddiası dünyayı düzeltmek için değil, ona sahip olmak içindi, ulaştılar ve her şey bitti...