Piyasalar

Milliyet Nedir?

Punto:
İslâmcı zihin zaman zaman “kavmiyet, ırkçılık, millet, milliyet” kavramları üzerinde patinaja düşer; daha Türkçesi debelenir durur... Gerçekdışı, basmakalıp ilintiler kurarak, kendi icad ettiği bazı düşmanları mahkûm eder, böylece işin içinden sıyrıldığını sanır. Onlara sorumuz şudur: Milletin esası ırk mıdır? Kan mıdır? Etniklik her şey midir? İnsan sadece fiziği, bedeni üzerinden tanımlanabilir mi? Eğer milletin esası “ırk” veya “kan”sa herkes, kendi ırkının milletinden olmak zorundadır. Bu anlayışın gideceği yer yoktur. Yok böyle değilse o zaman başka bir dille konuşmak gerekir. Millet seçimliktir; din olarak da seçimliktir, kültür olarak da. Türksünüz, Kürtsünüz, Çerkezsiniz, Boşnaksınız... Bu ırklara mensub olmanız, din seçmenize mâni olmaz; o dinin dairesinde bir topluluk içinde kendinizi hissetmenize ve hatta tanımlanmanıza da engel olmaz. Bu yüzden “Müslümanım ve Türküm” diyebilirsiniz. Diğer kavimlerin bunu demeye hakkı yok mu? Kürd’ün, Arab’ın, Arnavut’un, Çerkes’in vb. Elbette böyle konuşmaya hakları vardır. Türkiye sözkonusu ise bütün bu kavimlere mensup olanların bulunduğu kültür dairesine bir ad vermek gerekmez mi? Bu Arap âleminde kolaydır; İran’da kolaydır. Arap kültürünün, Fars kültürünün İslâmla bütünleşmiş üst kültürler olduğu kabul görmüştür. Bu durumda, bunun Türk kültürü için sözkonusu olmadığını mı söylemiş oluyoruz? Türkiye’de Türk kavramı etnikliği aşar, ırkı aşar ve kültürel olarak bütün toplumu kuşatır. Hatta bir yere kadar Müslüman olmayan unsurları da kapsar. Türkiye’de Türk’ten bahsetmek ırkçılık değildir; çünkü Türk kavramı, ırkı aşan bir mahiyet kazanmıştır. Bunu, uzun uzun hikâye etmeye gerek yok. Osmanlı, bir çok ırktan insanları devşirerek bir millet oluşturmuştur. Fatih’in sadrazamı Mahmut Paşa Rum’dur, fakat o bir Osmanlı yöneticisi olarak Türk kültür dairesindedir. Sokollu Mehmed Paşa, etnik olarak Sırp’tır; peki o koca Osmanlı devletini Sırp kimliği ile kültürü ile mi yönetmiştir? Mehmed Âkif, İslâmcılığın bayrakdarı değil midir? Türkiye’nin, Türklerin millî marşını o yazmamış mıdır? Bu marş bütün Müslüman toplumların “evet” diyebileceği muhtevada bir marştır! Hem millî hem İslâmî bir semboldür. Bayrağımız da öyledir; İslâmın sembolüdür. Bayrak olarak İslâmın sembolünü seçmek önemli. Bunu yapmayan/yapamayan kavmiyetçi uydurma devletler var! Irkçılığa karşı görünerek kültürel varlık anlamında milleti yok sayanlar gerçek anlamda ırkçılık yapmaktadır. Türk, sırf etnik kimliği ile bir yere varamaz, Arap da, Kürt de. Entikliğin üstünde kültürel kimlik belirleyicidir. Türk etnikçiliğinin, ırkçlığının en büyük düşmanı, kültürel Türk üst kimliğidir. Okuma (ve düşünme) özürlü İslâmcılara, Yahya Kemal’i okumalarını tavsiye ederim. (Elimden gelse mecbur ederim.) O şöyle der: Milletin mayası kan değil, dindir! Oysa siz, aksine iman ediyorsunuz! “Milletin esası din değil, kandır” diyorsunuz! Hasip Kaplan’dan ne farkınız var? Burada parantez açalım: Melezleri ne yapacağız? Bin yıl içinde bu topraklarda ırklar, kavimler birbirine geçti. Kim ne kadar Türk, kim ne kadar Kürt, Arap veya Arnavut? Bunu ölçebilecek bir cihaz keşfettiniz mi? Netice-i kelam: Ünlü bir tarihçimizin, ilim adamımızın etnikçi bir genç tarafından sıkıştırılmak istendiğine şahit oldum. Kürt müydü? Cevap şöyle idi: Evet annesi Kürt, babası Araptı, fakat kendisi kültürel olarak Türk’tü! Efendiler, bu anlamsız tartışmaları bırakın; ayaklarınızı bu topraklara basın. Müslümanlar, tek dil, tek devlet ve tek kültürle bugüne gelmedi. Kaadir-i mutlak olan Rabbin muradı bu olsaydı, elbette öyle olurdu. Türkler bin yıl İslâm dünyasını temsil eden büyük devletleri ırkçılık yapmadan yönetti. Türk, İslâmla özdeşleşti.Bu yüzden batıda İslâma düşmanlık, Türke düşmanlık hâline geldi. Batının bu düşmanlık stratejisine, kıt din bilginizle ortak olmayın!