Mıknatıs insanlar, başkalarını cezbederler, övgü beklemeksizin etraftakilere yardım ederler, samimi ve tutarlıdırlar. Sahte ve iki yüzlü insanların yanında kendinizi gergin ve rahatsız hissedersiniz. Mıknatıs insanların yanında ise rahatlarsınız. Bu insanlar, karşılarındakini rahatlatacak şekilde güven duygusu yaratırlar.
Dünyada mıknatıs insanlarda vardır, ikiyüzlüler de…
Çoğu zaman iki yüzlü itici insanlarla karşılaşıp üzülüyoruz ve öfkeleniyoruz. Belki de bilincimizin yükselmesi için sahtekarlara ihtiyacımız vardır. Sahtekârlar sayesinde etrafımızdaki güzel insanları fark ederiz. Bazen istediğimizi zıttı hayrımıza olur. Her şeyi zıddıyla birlikte düşünmemiz de fayda vardır.
Evrende var olan her şey tersi ile birlikte olur. Gül ve diken, sıcak ve soğuk, siyah ve beyaz… Öyle almazsa elimizdekinin değerini ve önemini bilmezdik. İyi ile kötü her zaman birlikte gelir. Bize hangisinin faydalı olduğu bağlama ve bakış açısına göre değişir. Yüksek bir seviyeden bakarsak bize zararı olan pek az şey olduğunu anlarız. Bu bilinç seviyesiyle de, Seneca’nın ifadesiyle, vaktinden önce üzülüp mutsuz olmayız. Gereğinden önce dertlenmek, gereğinden fazla dertlenmektir.
Bir Budist bilge, öğrencisiyle yürürken genç öğrenci her şeye üzülüyor, her şeyden şikâyet ediyor, hayattan sıkılıyor. Hoca, "Bir bardak su al sonra da bir tutam tuz al” diyor ve tuzu bardağa atıp içmesini söylüyor. Öğrenci suyun çok tuzlu, acı ve içilemeyecek durumda olduğunu dile getiriyor.
Biraz yürürler ve bir akarsuya ulaşırlar "Şimdi bir tutam tuzu suya at iç" diyor hoca; öğrenci içiyor ve suyun tadının çok güzel olduğunu söylüyor.
Bu kez ona hayatının dersini vermeyi hedefleyen Ermiş, "Senin anlattığın, şikâyet ettiğin dertler, sıkıntılar bir avuç tuz gibidir; onlara evrensel bakış açısıyla bakarsan, onları evrensel akışa bırakmayı öğrenirsen, onların seni üzecek kadar güçlü olmadığını anlarsın. Her şeyi çözemezsin, her şeye hâkim olamazsın ..." diyor.
Lao Tzu’nun şu gerçekten anlamlı ve düşündürücü sözlerinden ders alalım: “ Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olmanızı sağlayacaktır.”