Piyasalar

Mehmet Çilingiroğlu’nun, “Türkiye ABD’ye beş basar” Sözü

Punto:
Dünyanın büyük fotoğrafına Koronovirüs ile ilgili mücadeleye şöyle bir baktığımızda, insani değerlerin bittiğini, insanın zerre kadar değerinin olmadığını, insanın yemek içmek gibi en acil ihtiyacı olan, “Sağlık Sistemi’nin nasıl çöktüğünü büyük bir üzüntü ile görüyoruz. Üç kuruşluk bir maske için ülkelerin nasıl maske savaşı yaptığını, Çin’den İngiltere’ye gönderilen, tanı kitlerinde virüs tespit edildiğini, Avustralya ve Hollanda’nın maskeleri toplattığını, başta maske olmak üzere sağlık malzemeleri taşıyan uçakların havada yollarını nasıl değiştirdiklerini, o büyük büyük devletlerin dostluklarının ve ittifaklarının koca bir yalan olduğunu, birbirlerini sırtlarından nasıl hançerlediklerini, sağlık sistemlerinin nasıl çöktüğünü, ölülerini koyacakları ceset torbalarını dahi bulamadıklarını, “En iyi kim kazık atar!” yarışına girildiğini, modern, ileri, çağdaş, gelişmiş ülkelerin basit sağlık malzemelerinin nasıl yetersiz kaldığını üzüntü ile görüyor ve yaşıyoruz. En ürkütücü olanı ise bu ülkelerin, “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” anlayışı ile hareket ettikleri. İşin en acısı yöneticilerin kendi insanına bile nasıl acımasızca davrandıkları, bir paçavradan farksız gördükleri, insan haklarının çöpe atıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Dünya bir kâbusu yaşarken, “Takke düştü, kel göründü” misali ülkelerinde gerçek yüzleri bir bir ortaya çıkmaya başladı. Aslında bu bilinenin ifadesinden başka bir şey değildi. Silahlanma baş döndürücü bir hızla ilerlerken, bütün dünyada savaş rüzgarları eserken, birçok bölgede özellikle Türk ve İslam Coğrafyası kan ve göz yaşı ile kavrulurken bir atasözümüz daha gerçekleşti. “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” Bizler almış olduğumuz o muhteşem Türk-İslam Kültürü ile yoğrulmuş insanlarız. Elbette hangi din ve ırktan olursa olsun hiçbir insanın ölümü bizleri asla mutlu etmez, etmemelidir de… “Masum bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir” hadisi ile ideallerini gergef gergef örmüş bir kültürün mensurlarıyız. Ve kesinlikle dünyanın içinde bulunduğu bu kabusa, dün bize kan kusturanlara, “oh olsun, iyi oldu, belalarını buldular!” Demiyoruz, demeyiz de. Aksine elimizden gelen yardımı yapıyoruz, yapmalıyız da. Dün atalarımız da aynı anlayış içinde hareket etmediler mi? Anlatılır; “Bir gün bir derviş kafasını tıraş ettirmek için bir berbere girer. Koltuğa oturur berbere başını kazımasını söyler. Berber dervişin başının yarısını kazımıştı ki içeri mahallenin kabadayısı girer, koltukta oturan dervişin ensesine bir tokat atarak: -Kalk lan kabak der. Derviş sessizce koltuktan kalkar kabadayı oturur. Kabadayı tıraş boyunca dervişle alay eder dalga geçer. Kabadayının tıraşı biter dışarı çıkar. Bir iki dakika sonra müthiş bir gürültü ile birlikte bağrışmalar duyulur. Berber ve derviş merak eder dışarı çıkarlar. Yokuştan aşağı üzengiden boşanmış atların bağlı oldukları okun kabadayının göğsünden girip sırtından çıktığını görürler. Berber dervişe dönerek: -Biraz ağır olmadı mı derviş baba? Derviş: -Ben hiçbir şey yapmadım ama görüyorum ki kabağın sahibi razı olmamış, der. “Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur” atasözü bugünü anlatmıyor mu? Dünyayı kan gölüne çevirenler, Türkiye ve Türk düşmanlığında sınır tanımayanlar, Müslüman katliamından büyük keyif alanların halleri sizce de yürekler acısı değil mi? Yukarıda ifade ettiğimiz gibi elbette, oh olsun, beter olsunlar! Asla demiyoruz ama oturup düşünürler mi acaba? Veya kendilerine ders çıkarırlar mı? Peki kendi vatanı aleyhinde konuşarak Türkiye ve Türk düşmanlığı yapan kendi insanımıza ne demeli? Üç öğün Türkiye’ye küfredeceksin, her türlü tezgâhın içinde olacaksın, şimdilerde de Türkiye’ye gelmek için methiyeler düzeceksin. Türkiye hamdolsun hem insani konularda hem de sağlık sistemi konusunda bütün dünyaya örnek oluyor. Bu kâbus bize de çökmüş durumda elbette. İnsanlarımız ölüyor ve üzüntümüz sonsuz. Hakk’a yürüyenlere Allah’tan rahmet hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Bütün çaba en az zararla bu kâbusu atlatma mücadelesi verenlere özellikle sağlık çalışanlarımıza selam olsun. Bunun yanı sıra, ABD California Üniversitesi Öğretim Üyesi Pr.Dr. Mehmet Çilingiroğlu’nun, “Türkiye ABD’ye beş basar” sözü bizi onurlandırmıştır, gururlandırmıştır. Teşekkürler hocam, teşekkürler sağlık çalışanlarımız… İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı