Mehmet MUTLUOĞLU
Punto:
Dinle
Mehmet Akif Ersoy
Yüreği iman
Yüreği din, devlet, millet
Yüreği vatan
Koştu
Bir Almanya’ya
Bir Mısır’a
Bir Arabistan’a
Bıkmadan yorulmadan
Ve sonra koştu Anadolu’ya
Her cuma kürsülerde
Ankara,Konya Kastamonu, Çankırı,
Afyon, Denizli,
Koşturdu kürsü kürsü
Koşturdu meydan meydan
Yeis yok dedi, umut dedi
Azim dedi, çalışmak dedi.
İlim dedi, marifet dedi
Sanat, fazilet dedi
Ahlak dedi...
Kurtulmalıyız dedi cehalet denilen
yüz karasından
Berlin’den Çanakkale’deki büyük cihadı gördü
“Korkma!” diye haykırdı
“Cehennem olsa gelen
Göğsümüzde söndürüz
Bu yol ki hak yoludur
Durma bilmeyiz yürürüz...”
Diyerek umut verdi,
Şevk verdi...
Arabistan’da
Çanakkale zaferi haberini aldı
Hemen bir destan koptu gönlünden Çanakkale Şehitlerine
O muazzam destan
“Bedrin arslanları ancak
Bu kadar şanlı idi” diyecekti...
Ve 1920’de Ankara’ya gelir Akif
O büyük Kartal
Mustafa Kemal’le kucaklaşır...
Tacettin Dergahı’dır meskeni
En yakın dostu
Balıkesir mebusu
1921’in bir 9 Mayıs günü
Bursa işgal altında
Dünya gazetelerinde bir haber
Bir resim
Yunan başbakanı Venizelos’un oğlu
Tekmelemekte Orhan Gazi’nin kabrini
Akif hıçkırıklara, gözyaşlarına boğulur
“Bülbül”şiirini yazar...
Matem senin hakkın değil
Suuus ey bülbül!
Matem benim hakkım.”
diyerek inler...
Kanyaşı ile ağlar
Ruhunun giryesidir yazılanlar...
Cephede askeri galeyana getirecek
Bir marşın yazılması
Söz konusu olur
724 şiir katılır yarışmaya
Ama Akif katılmaz bir türlü
Beşyüz Lira armağan vardır yarışma birincisine
Kendisine niçin yarışmaya katılmadın diye sorulduğunda
Parayla bir milletin İstiklal Marşı mı yazılırmış diye cevap verir
Ve parayı almamak şartıyla
Yarışmaya katılır
İstiklal Marşı mecliste kabul edilir Cephede komutanından askerine Gözyaşlarıyla okunur
Zaferden zafere koşar mehmetçik İstiklal Savaşı kazanılır...
İstiklal Marşında
Çanakkaledeki gibi yine
“Korkma!” diye haykırır.
Bu tövbe Suresinin 40. ayettir.
Hazreti Rasulullah
Hazreti Ebu Bekir’le mağarada
Kâfirler
Peşlerinden kovalamakta
Ebu Bekir endişeli
Korku içinde
Hazreti Rasulullah cevaplar
La tahzen!
Korkma!
İşte Akif de istiklal Marşında
Cephedeki Mehmetçiğe
Aynen böyle seslenir
ve bütün Türk milletine.
Ayetin devamı
İnnellahe meğena.
Allah bizimledir.
Akif bunu istiklal Marşına
“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal”
Şeklinde mühürler..
Kızgın bir Temmuz Ankara günüdür.
Düşmanın
Ta Polatlı’ya kadar yaklaştığı günler
Meclis Kayseri’ye taşınsın diye Tartışıldığı günler
Millet atını,arabasını, kağnısını toplamış İneklerini, davarları önüne katmış Yükünü sırtına almış
Göç hazırlığında
Akif, can dostu Hasan Basri’yle
Göç katarlarının önüne çıkar
Göç katarlarını durdurur
Bekler
Halk yığıldıkça yığılır..
Toplanır binler onbinler
Akif yüksek bir yere çıkar
Kuran’ı kaldırır gösterir
Ve halka sorar
Bu kitaba inanıyor musunuz?
Halk coşkun bir sesle
Amenna
Tekrar sorar
Bu kitaba, yüce Kur’an’a iman ediyor musunuz
Halk bir ağızdan
Haykırırcasına
Amenna...
O zaman ben de diyorum ki
Hem Vallahi
Hem Billahi
Hem Tallahi
Ankara düşmeyecektir
Ankara düşmeyecektir.
İstiklal Marşında bunu:
“Doğacaktır sana vaad ettiği günler Hakk’ın
Kimbilir belki yarın belki yarınndan da yakın.”
Şeklinde kazıtır.
Aynen dediği gibi de olur
Peşinden 22 Ağustos
Ve mübarek Sakarya zaferi
Sakarya
Mohaç gibi
Ganije gibi
İstanbul’un fetih gibi
Mübarek ve muhteşem bir zaferdir
Ve Akif zaferden sonra
Artık Mısır’a; Kahire’ye,
Hilvan’a yerleşir.
Son görevi
Kur’an’ın mealini yapmaktır uğraşı
Ve hasta haliyle
1936 yılında
İstanbul’a döner
Beyoğlu Mısır Apartmanı’nda
Yumar gözlerini dünyaya
Fatih Camii’nde
Onbinler, yüzbinler kılar namazını
Ve çekilir istirahatgahına
Onbinleri peşinden sürükleyerek
Edirnekapı şehitliğine..
Ve ardından destanlar bırakır;
Ve Asım’ın nesli
Peşinden koşan
Ve Ebediyen yaşayacak
Bir vatan....
Ve hep yaşayacak gönlümüzde Akif
İstiklal istiklal
Vatan vatan
İman iman
Destan destan...