Abdulnasir KIMIŞOĞLU
Punto:
Dinle
Sert kelimeler kullanacağım bu başlığı anlatmaya, açıklamaya ve izah etmeye çalışırken. Çünkü halkı galeyana getirmekten başka mahareti olmayan ilimsiz, fikirsiz ve zikirsiz olan bu güruh, değerden, kıymetten, nezaketten, hürmetten ve incelikten anlamadığı gibi kalben, ahlaken ve hitaben de kaba ve bedevi yapılı bir mahlûktur. Durdan anlamadığı gibi sustan da anlamaz bunlar.
İlk paragrafta değindiğimiz gibi bütün toplumlarda böyle bir güruh vardır. Bu güruh düşünmeyen, akletmeyen, duyup da işitmeyen ve bakıp da göremeyen nasipsiz bir yığındır. İnsanoğluna bahşedilmiş akıl nimetini kullanmasını bilemeyen ve hatta beceremeyen acınacak bir vaziyettir halleri. İçinde bulunduğu cemiyet açısından da ayrıca bir virüstür.
Bunlar yok olmuşlar mıdır? Maalesef ki hayır. Hassasiyetten, sevgi ve saygıdan bihaber olan yüreklerde yaşama hakkı elde eden bu sevgisiz ve değersiz yığınlar, rüzgârın esişine göre meyil alır, kimin borazanı öterse onun nakaratını tekrarlar, niceliğini ve niteliğini düşünmeden akıntıya kapılır, haklı haksız ayırt etmeden güçlünün yanında yer alır…
Toplumları, en hassas dönemlerinde veya aklıselimle hareket edilmesi zamanlarda olur olmaz şekilde ve aynı zamanda bilgi kirliliğiyle de yanıltarak yanlışlara meylettirirler. Cemiyet hayatının havasını bulandırmaktan başka işe yaramayan bu nasipsizler yaptıkları yanlışın ne kadar farkındalar burası da muammadır. Kimi gafletinden kimisi de ihanetinden böyle bir had bilmezliğe yeltenmekle kalmayıp yapılan yanlışın izahında da gerçeklere kulaklarını tıkarlar. Duymak istemediklerinden değil gerçeği görmediklerinden ve kabullenemediklerindendir. Kalpleri mühürlü anlamazlar, beyinleri sakat kavrayamazlar, gönülleri yok sezemezler...
Hassasiyetten ve hissiyattan bihaber olan bu amigo tayfası, şer odaklarının özellikle arayıp bulamadıkları bir yapıda olduklarından, onların ağlarına kısa sürede takılabilmektedirler. Şer şebekeleri bu gibilerini kullanıp atmasını çok iyi bildiğinden kendileri bayağı bir tecrübe sahibidirler bu konularda. Şekerlemeyle kandırılan çocuklar misali kendilerine sunulan birkaç jelatinli sözle biat ettirilip tertemiz havamızı ve dünyamızı kirletmeden ve bulandırmadan geri durmazlar. Neticede yok edilirler ama iş işten geçmiştir artık. Haliyle şer çarkına kolunu kaptıranın bir daha geri alamadığından olsa gerek bu acımasız çarklarda can verenlerin azımsanmayacak derecede çok olmaları.
Özellikle bu tayfanın zihni fukara olduğu için fikirleri de ukaladır. Aslında fikirleri de yoktur fakat ukalalıklarından, ağızlarının iyi lâf yapmasından ve tribünlere iyi oynamasından dolayıdır halkı galeyana getirebilmelerinde ki sır. Rabbi Rahman şerlerinden ve tehlikelerinden emin eylesin.
Gizli tehlikedirler adeta. Mayın tarlasıdır bu kişilerin ağızları. Konuşmaya başladıkları zaman ağızlarından çıkanlar kelâm değil laf olduğu için her bir kelimeleri birer mayın ve pimi çekilmiş birer el bombasıdır. Büyük bir incelik ve hassas planlarla kurgulandığı gibi atıldığı her ortamı tarumar edebilecek tesire de sahip olmaları pimlerini çekenlerin ne derece kin ve intikam duygusuyla hareket ettikleri hususunda bizlere ipucu vermektedir.
Şurası bir gerçektir ki gönüllü şamatacı bu güruhun fikir üretemediklerinden dolayı daima slogan atmaktan sesleri boğuk boğuk ve net değildir. Fikir kabadayılığı yaparak kendilerini bir şey yaptım havasına sokarak vicdanlarını tatmin etmeye çalışırlar. Heyhat ki yaptıkları eylem kendileri gibi kucağında yaşadıkları cemiyeti de buhranlara sürüklemektedir.
Bakmayınız efendim kalabalıkların en önünde olup şamata yaptıklarına, onlar üretime gelince bir damlası olmayan kurumuş çeşme misali gibidirler. Bağırır, söver, yıkar ve kırarlar. Bundan dolayıdır ki ibretlik halleri yanında akıbetleri de pek iç acıcı değildir.
Hidayet ve ıslah olmaları için Rabbime niyazdayım…
Selametle…