Piyasalar

Küresel Ekonomik Krizde Rusya, Türk-İngiliz İlişkilerini Yakından İzliyor!

Punto:
Londra borsasında Allahın her günü Türk ekonomisine ayar çekiliyor. Kelt Rahibesi Kraliçenin adamları Fetöcü Akın İpek'e toz kondurmuyorlar. FETÖ’nün posası Amerika'da sermayesi Londra’da. Türk yetkililere, "- FETÖ Amerika’da kalsın ama Türkiye’den kaçırdıkları ve Londra bankerlerine teslim ettikleri paraların peşine düşün" diyesim geliyor. Adamlar küresel finans network sayesinde bırakın Türkiye’yi, eski Sovyet Coğrafyasında ne kadar ülke varsa Rusya dahil soyup soğana çevirdiler. Şirketleri halen aktif. Parayı bastırınca Rusya’da satın alınmayacak adam yok diyecek kadar pervasız. Türkiye'de faiz artışı, döviz kurlarının oynaklığı, brent petrol fiyatlarının hızlı yükselişi, sanal paranın aşırı değerlenmesi bu post Merkantalist İngilizlerin işi. Türk hükümetini istedikleri çizgiye getirebilmek adına ha bre Türk ekonomisini baskılıyorlar. Ara ara ağzımıza can suyu damlatıyorlar ki, ölmeyelim ama sürüm sürüm sürünelim. İngilizler bir taraftan Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Fransa, İtalya, Almanya ve Yunanistan karışımı NATO görünümlü yeni Haçlı Donanmasını karşı karşıya getirmenin taşlarını döşüyor, diğer taraftan Kafkaslarda yeni çatışma bölgeleri oluşturarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Rusya Federasyonunun Kızıl Ordusu ile çatıştırmanın önünü açıyorlar. Richard Moore'ın Ankara teması neyi gösterdi? Takip edenler bilir, 16 Kasım 2020'de, "Kraliçe'nin talimatlarını MI6’nın yeni başkanı Richard Moore mi getirdi?" başlıklı yazımda, Richard Moore, neden muadili Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan ile görüşemedi? sorusuna cevap aramıştım. Richard Moore'ın Ankara’da temasları sırasında muhatabı yani mevkidaşı Hakan Fidan'ın; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kabul edilen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ile birlikte Bakü'de bulunduğunu belirtmiştim. Richard Moore'ın Ankara'da kime niyet kime kısmet teması, tersinden analiz edilirse; MİT Başkanı Hakan Fidan'ın, Bakü ziyaretine denk getirilen Richard Moore’ın ziyaret programını işlevsizleştiren bir görevi başarı ile tamamladığı söylenebilir demiştim. Sonrasında 20 Kasım 2020'de "Türk-Rus askeri ittifakının Trans Kafkasya Asya Afrika açılımı ve küresel yansımaları" nı ele almış, Moskova Ankara hattında enerji jeopolitiği üzerinden başlayan işbirliğinin askeri alanda müttefikliğe evrildiğine değinmiştim. Türkiye ve Rusya'nın Doğu Akdeniz'de, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da askeri müttefik konseptinde hareket ettiklerini, Avrasya, Ortadoğu ve Afrika coğrafyasının bu askeri ittifakın tatbikat sahası olduğunu ifade etmiştim. Cevap gecikmedi. Ankara’dan yazdıklarım ta Moskova'da yankılandı. Vurduğumuz yerden değil ama yazdığımız yerden ses geliyor. 21 Kasım 2020'de Rus basınının amiral gemisi İzvestiya'da "Türk Rüyası: Ankara, eski SSCB cumhuriyetlerinde nüfuz için savaşıyor - Erdoğan'ın jeopolitik emelleri ülke ekonomisine zarar verdi / «Турецкая мечта»: Анкара борется за влияние в республиках бывшего СССР - Геополитические амбиции Эрдогана больно бьют по экономике страны ". başlıklı Kseniya Loginova - Ксения Логинова imzalı bir haber analiz neşredildi. Bu isimde bir Rus yazar, gazeteci, sosyal bilimci aradım taradım bulamadım. Türkçesi, Rus İstihbaratının Richard Moore'ın Ankara teması eksenli ve Dağlık Karabağ savaşında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fonksiyonu ve Rusya'nın nüfuz sahasına etkisi odaklı bir raporu İzvestiya'ya servis ettiği kanaatine vardım. Kseniya Loginova, takma isim. Bir heyetin hazırladığı Türkiye raporu bu isimle kamuoyuna sızdırılmış. Neler yazıldığına gelince, raporda "eski İstanbul Başkonsolosu ve mevcut MI6'ın çiçeği burnunda Şefi Richard Moore ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ilişkilere" vurgu var. Raporda Moore ve Erdoğan yakın arkadaşı olarak belirtilmiş. Bu yazılanlara bakılırsa Erdoğan, kendisinin ve çevresinin Londra ziyaretlerini organizasyonunu ve İngiliz medyasının desteğini Moore’a borçluymuş. İnsanın içinden mor da bir renktir diyesi geliyor. Raporda 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan'ın Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkileri açısından İngiltere’nin yeri ayrı oldu deniliyor. Doğu Akdeniz'de İngiltere'nin masa dışı kalmamak için Ankara'yı desteklediğine vurgu var. İngiltere ile Erdoğan arasındaki yakın ilişkilerde, Brexit’in önemine ve ülkeler arası ticarete dikkat çekiliyor. Bu noktada Moore’un Erdoğan’ı desteklediğini yazmışlar. Ayrıca İngilizlerin Erdoğan vasıtasıyla bölgede Moskova’ya baskı uygulanabileceğini söylüyorlar. MI6’nın yeni başkanı Moore'un Klasik İngiliz politik ekolünden geldiğini ve dolayısıyla Büyük Britanya'nın o bilinen Kafkasya ve Orta Asya'daki Türkiye üzerinden Rus karşıtı politikaları uygulayacağını yazmışlar. Büyük-Turan ve Pantürkizm politikalarının büyük destekçisi diyorlar. vs. vs. Karpatları Pireneleri aşacağız, Türkün şanlı bayrağını Aziz Petrus Meydanına asacağız Turan illeri var Tanrı bize yar olsun deyip işin içinden çıkabiliriz. Ama konu o değil. Benim itirazım, Rus İstihbaratında bir grubun Ankara'yı ısrarla Londra’nın yörüngesine yerleştirme çabasına. Türk'ün Kızılelma mefkuresinin yönü belli. Yahu Cihanşümul Kadim Türk Devleti diye diye dilimde tüy bitti. Koskoca Avrasya dururken neden dar kapsamlı Turancılık ile yetinilsin? Rus medyasında Türkiye karşıtları harekete geçti Putin’in Rusya’nın Avrasya (Asya-Avrupa) yürüyüşünde partnerini Türkiye olarak seçtiğini biliyoruz. Ancak Petersburg eksenli bazı güç odakları onunla aynı fikirde değil. Hem son Çarın Kraliçe ile akrabalığı hem de Alman kanlarının etkisi ile Avrasya’nın Avrupa ayağını Berlin'de sabitliyorlar. Şimdilerde zırt pırt çıkıp akılları sıra Türkiye’nin, Rusya'nın nüfuz alanına göz diktiğinden dem vuruyorlar. Ya Hu, her horoz kendi çöplüğünde öter. Moskova'da yayınlanan ekonomi gazetesi VZGLYAD (Görünüm), bu aralar Türk Rus ilişkilerine kafayı takmış. Akılları sıra Putin'in ekibinin kulağına kar suyu kaçıracaklar. Gün geçmesin ki bu gazetede Türkiye aleyhine Rus kamuoyunu irrite edecek haberler çıkmasın. Kapitalist Ruslar Azerbaycan ile Türkiye'nin arasını açmakla görevli? VZGLYAD Ru. Gazetesi, Azerbaycan'ın ilk savunma bakanı yardımcısı, genelkurmay başkanı Albay General Necmeddin Sadigov'un görevden alındığını, ihanet ve Rus askeri istihbaratıyla işbirliği yapmakla suçlandığını ve hatta tutuklandığını iddia etmişti. Bir başka gerekçe olarakta generalin "Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin liderliğinde Türk hakimiyetine" karşı olduğu belirtildi. Bu gazetenin haberine göre Sadigov, Dağıstan Derbentinde doğduğu ve Lezgin kökenli olduğu, Azerbaycan dilini bilmediği ve Rusya'da akrabalarının varlığıyla suçlanmıştı. Ve en önemlisi, kuzeninin Gümrü'deki 102. askeri üssün bir parçası olarak Ermenistan'daki Rus ordusunda görev yaptığı iddiasını paylaşmıştı. Bazı Ermeni haber sitelerinde Türk Generaller tarafından Azerbaycan Genelkurmay Başkanı Necmettin Sadikov’un görevden alındığı ve şimdi onun kaçışta olduğuna dair bilgiler çıktı. Ermeniler, Sadikovun Derbent kökenli olduğunu annesinin dağ Yahudisi ve adının da Tamara falan olduğunu yazdılar. Onlarda y fitne ateşini körüklemekten geri durmadı. Genelkurmay Başkanı kendi akrabalarından hiç söz etmediğini, Türk istihbaratının son zamanlarda onu dikkat etmeye başladığını, görevinden alınmadan önce bir ay önce Sadikov Türk danışmanlarla kavga etmiş. Hatta çok sert çıkışlarda bulunarak “Eğer ordumuzu Türkiye’ye teslim ediyorsak, belki karılarımızıda Türkiye’ye verelim” gibi akıl ve ahlak dışı konuşma yaptığını yazdılar. Yine gazeteye göre, Azerbaycan'daki ordu, Sovyetler Birliği'nde görev yapmaya başlayan, Sovyet askeri okullarında okuyan ve bu nedenle Rusya ve Ermenistan da dahil olmak üzere diğer Sovyet sonrası devletlerde ordu arkadaşları olabilecek subay ve generallerden aklandı yani ayıklandı. Neymiş efendim Türkiye'de staj veya eğitim almış olan askeri personel kilit pozisyonlara getirilmiş. Şimdi soralım, 1992'de İngiliz Petrol şirketleri ile Bakü petrollerinin satışını, işletilmesini içeren anlaşmaların imzalandığı tarihlerde Sovyetler Birliğinin askeri akademilerinden mezun olmuş bu generallerin gıkı çıktı mı? Paşa paşa emperyalizmin bekçiliğini yapmadılar mı? VZGLYAD Ru. gazetesine göre, Türk generallerin Azerbaycan'daki çalışmaları yaklaşık 200 askeri danışman tarafından sağlanmaktadır. Ön cephede değiller, ancak organizasyon ve personel işleriyle meşguller. Türk uzmanların ihtiyaçları için Bakü'de ve Gabala'daki askeri havaalanı topraklarında olmak üzere iki özel uydu haberleşme istasyonu konuşlandırıldı. Azerbaycan ordusunun bu istasyonları kullanması yasak. Azerbaycan ordusuna da danışmanların tüm talimat ve isteklerini yerine getirmeleri, onlara karşı çıkmamaları ve onlara karşı çıkmamaları emredildi. Anlaşılması için tekrar etmek pahasına yeniden yazalım. Londra bağlantılı bazı Rus gazeteleri Türkiye’nin Karabağ’da yürütttüğü savaşın detaylarını yazdı. Buna göre Türkiye’den 3 askeri yetkili Korgeneral Şeref Öngay - Tümgeneral Bahtiyar Ersay - Tümgeneral Göksel Kahya bu operasyonu yürüttüler. Korgeneral Şeref Öngay’ın Azerbaycan’ın Türkiye’yle ortak operasyonunun planlama ve icrasında bizzat yer aldığı, Öngay’ın geçen yaz, Eylül ve Ekim’de Azerbaycan’a gittiği, - Tümgeneral Bahtiyar Ersay’ın (Azerbaycan Genelkurmay Başkanı Sadıkov skandal bir şekilde savaş başlamadan görevden alındıktan sonra) Azerbaycan Genelkurmayına nezaret eder şekilde savaşı bizzat Bakü’den yönettiği, Tümgeneral Ersay’ın daha önce Balyoz’dan yargılandığı, 16 yıl ceza aldığı, ancak kısa süre sonra affedildiği, Türkiye’deki iktidarın Ersay’a karşı bu tavrının nedeninin belirsiz olduğu, bazı kaynaklara göre Ersay’ın iktidarla anlaşmaya gitmiş olabileceği, Tümgeneral Ersay’ın PKK’yla mücadele ve Libya operasyonlarında yer aldığı, NATO’nun Norveç’teki karargahında da görev aldığı, bununla beraber kamuoyunun pek bilmediği bir isim olduğu, Tümgeneral Göksel Kahya’nın ise Dağlık Karabağ’daki savaşta kullanılan Türk SİHA’larından sorumlu olduğu ve Bayraktar TB2 SİHA’larıyla yürütülen operasyon hakkında bizzat kendisinin Erdoğan’a sürekli rapor verdiği, Aliyev’le de defalarca görüşmelere katıldığı, Tümgeneral Kahya’nın bu yıl bahar-yaz aylarında Libya’da Hafter’e karşı harekatta görev aldığı, Temmuz’dan bu yana Azerbaycan’da olduğu, pasaport bilgilerine Hafter ordusunun esir alıp sonra serbest bıraktığı Türk uzmanlarla ilgili basına düşen haberlerde de rastlanabileceği, Türkiye’den 200 civarında askeri danışmanın Azerbaycan’da görev alan Türk generallere yardımcı olduğu, bu danışman ve uzmanların cephede değil, operasyonel anlamda ve karargahta görev aldıkları, Türk uzmanların ihtiyaçları için Bakü ve Gebele askeri üslerinde iki adet özel uydu haberleşme istasyonunun kurulduğu ve bu istasyonların Azerbaycan askerlerinin kullanımına yasaklandığı, rahatsızlık oluştursa da Türk uzmanlardan gelen emirleri yerine getirmelerinin istendiği, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı yürüttüğü operasyonun planını Türklerin yaptığı, generallerin Türk olduğu, SİHA’ların da Türkiye üretimi olduğu. Bakü’nün zaferi kutlayabileceği, ama ordunun yönetimi açısından asıl Türk generallerin zaferi kutlama hakkının olduğu falan filan yazıldı. İngiliz Reuters Ajansı ile ortak çalışan Rus Gazetesi VZGLYAD Ru. 2005'te yayın hayatına Moskova’da Potapovsky pereulok semtinde başlayan, VZGLYAD.RU (Görünüm) gazetesinin genel yayın yönetmeni Konstantin Kondrashin. Gazetenin içeriği; Rus ve uluslararası siyaset, ticaret ve finans ile ilgili bilgilerin ve analitik materyaller ile kültür ve spor etkinlikleri konularından oluşuyor. Sıkı durun! Bu sözde Rus Gazetesi, İngiliz sermayeli Londra merkezli Reuters Haber Ajansına bağlı. Bana inanmayan gazetenin künyesine girsin baksın. Reuters, dünya çapında gazetelere ve uydu yayınlarına yolladığı haber raporları ile tanınan, merkezi Londra'da bulunan haber ajansıdır. Şirket temelde borsalardan finansal bilgiler ve ticari ürünlerin bilgilerini tedarik etmeye odaklanmıştır. 1851 yılında Paul Reuter tarafından Royal Exchange, Londra Britanya'da kurulmuştur. Oyunu gördünüz mü? İngilizler bir taraftan Türklere sözde destek vermiş gibi yapıyor, diğer yandan Azerbaycan'daki İngiliz Petrol şirketlerinde görevli casuslarının elde ettiği askeri bilgileri kendi güdümlerindeki Rus medyasına servis ediyorlar. Ardından da Türklerin Rusya’da gözü var yaygarasını koparıyorlar Tam bir tavşan kaç tazı tut hikâyesi. Bu oyunları biz yemeyiz de Rusları bilmem. Herkes kendi adına konuşsun. Emperyalizme karşı verilen Milli Mücadele yani İstiklal Savaşında Ankara Moskova ilişkilerini iyi bilmeyenler, patanaj yapıp durur, benden söylemesi!